Yargıtay'dan skandala inceleme!

Yargıtay'dan skandala inceleme!
Vakit gazetesinin, Erzincan’da yürütülen Ergenekon Terör Örgütü soruşturması kapsamında tutuklanan Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’in dinlendiğine yönelik resmi evrakın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İlhan Cihaner’e f

İLGİLİ HABER: YARGITAY'DA FAKS SKANDALI

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI: İNCELEME BAŞLATTIK
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yetkilileri; Vakit gazetesine yaptıkları açıklamada; “Yargıtay’dan Cihaner’e ‘seni dinliyorlar’ faksı” başlıklı sürmanşet haberimizi ihbar kabul ederek konuyla ilgili inceleme başlattıklarını söyledi. Açıklamada; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın İlhan Cihaner’e faks çekilmesine yönelik herhangi bir telkininin olmadığı, İlhan Cihaner’e çekilen faks hakkında da bilgisinin bulunmadığını kaydetti.

TORAMAN: YALÇINKAYA FAKSI ÇEKENİ TESPİT EDEMİYORSA İSTİFA ETSİN
Avukat Cüneyt Toraman, soruşturmanın gizliliğini alenen ihlâl eden kişinin, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırıldığını söyledi. Toraman, söz konusu faksın, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının bulunduğu kattan gönderilmesinin çok vahim olduğunu belirterek, “Faksın, başsavcının bulunduğu kattaki bir faks cihazından gönderildiği belirlendiğine göre, sayın başsavcının, faksı göndereni ismen tespit ederek gereğinin yapılması için yetkili mercilere bildirmesi, tespit edemediği takdirde derhal istifa etmesi gerekir!” dedi.

Cüneyt Toraman, hakkında soruşturma yürütülen İlhan Cihaner’e dinlendiğine yönelik belge gönderilmesinin hukuki sonuçlarını gazetemize şöyle değerlendirdi:

Yürütülen bir soruşturmayla ilgili gizli belgeler hem de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan fakslanıyor. Bu eylemin yaptırımı nedir?

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun; “Soruşturmanın gizliliği” kenar başlıklı 157. maddesinin birinci fıkrasında; “(1) Kanunun başka hüküm koyduğu hâller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek koşuluyla soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir.” Soruşturmanın gizliliğinin amacı, suç delillerinin karartılmaması, suçun ve suçluların ortaya çıkarılmasını sağlamaktır. Soruşturmanın gizliliği, sadece soruşturmanın taraflarını değil, soruşturmayı yapan cumhuriyet savcısını dahi kapsar. Soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısının şüpheliye, “mahkemenin telefonlarını dinlediğini” haber vermesi, “soruşturmanın gizliliğini ihlal” ve “görevi kötüye kullanma” suçlarını oluşturur. Soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısı dahi sahip olduğu bilgileri hiç kimseyle paylaşamazken, başka birinin bu bilgileri servis yapması elbette düşünülemez. Soruşturmanın gizliliğinin akamete uğratılmaması için ceza kanununda “yaptırım” öngörülmüştür.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 285. maddesinin birinci fıkrasında; “(1) Soruşturmanın gizliliğini alenen ihlâl eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, soruşturma aşamasında alınan ve kanun hükmü gereğince gizli tutulması gereken kararların ve bunların gereği olarak yapılan işlemlerin gizliliğinin ihlâli açısından aleniyetin gerçekleşmesi aranmaz.” Hükmü, bu ihlalin önemli bir yaptırıma bağlandığını göstermektedir.

Somut olaya gelince: Yargıtay binasından, hatta Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun bulunduğu katta yer alan Siyasi Partiler Bölümü’nden faks çekilmesinin, Ömer Faruk Eminağaoğlu veya Yargıtay Başsavcısının faks çektiği anlamına gelmez. Zira, ceza hukukunda, hiç kimse “karinelerle” suçlanamaz. Bu iddianın kuşkuya yer vermeyecek bir şekilde kanıtlanması gerekir. Mahkeme kararıyla dinlenen kişinin ev ve işyerinde yapılan aramalarda buradan gönderilen faksın ele geçirilmesi, faksın, buradan, burada görev yapanlardan biri tarafından gönderildiğini ortaya koymaktadır. Soruşturmanın gizliliğini ihlal, suç olduğuna ve soruşturma sırasında dinlendiğinin şüpheliye (belli bir mekandan) faksla bildirildiği ortaya çıktığına göre, bu suçla ilgili soruşturma yapılarak, bu faksı kimin gönderdiği bulunmalıdır. Bu faksı hiç kimsenin üstlenmemesi suçun işlenmediği anlamına gelmez. Bir şirketin deposunda bir kilo uyuşturucu veya 1 tane ruhsatsız silah bulunduğunda nasıl ki depo sahipleri, “haberimiz yok” demekle bu suç takipsiz bırakılmıyorsa, bu faksın da sorumlusunun bulunması gerekmektedir.

“SORUMLULUK BAŞSAVCIYA AİT”
Abdurrahman Yalçınkaya söz konusu olayla ilgili olarak hiçbir açıklamada bulunmadı. Yalçınkaya konuyla ilgili ne yapmalı?

Bu faksın, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının bulunduğu kattan gönderilmesi çok vahimdir. Faksın, başsavcının bulunduğu kattaki bir faks cihazından gönderildiği belirlendiğine göre, sayın başsavcının, faksı göndereni ismen tespit ederek gereğinin yapılması için yetkili mercilere bildirmesi, tespit edemediği takdirde derhal istifa etmesi gerekir! Hukuk devleti, sorumluluklar düzenidir. Yetki ne kadar fazla ise, sorumluluk da o kadar fazladır. Bu makamın en üstünde Yargıtay Başsavcısı bulunduğuna göre, sorumluluk da başsavcıyla aittir! Başsavcının istifa etmesi, hukuk devleti ilkesinin ve demokrasi geleneğinin bir gereği olup, işlenen suçla ilgili soruşturmayı engellemeyeceği açıktır.

CİHANER’E DİNLENDİĞİNE YÖNELİK BELGE YARGITAY’DAN GÖNDERİLMİŞ
Gazetemiz; Yargıtay binasında, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun bulunduğu katta yer alan Siyasi Partiler Bölümü’nden İlhan Cihaner’in telefonunun dinlendiğine yönelik mahkeme kararının İlhan Cihaner’e fakslandığını belgesiyle gözler önüne sermişti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na ait 0 312 425 99 65 numaralı telefondan 31 Aralık 2009 tarihinde saat 14:03’te Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’e faks çekilmiş.

VAKİT

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.