'Yuh' dedirten açıklama!

'Yuh' dedirten açıklama!
Danıştay saldırısının arkasında Ergenekon parmağı olduğu tüm çıplaklığıyla ortaya çıkartıldı. Ancak yüksek yargı mensupları suçu dindar insanlara yıkmaya devam ediyor. İşte Vakit'i suçlayan Danıştay 7. Daire Başkanı Candan'ın şok sözleri....

Danıştay Yedinci Daire Başkanı Turgut Candan, anma töreninde yaptığı konuşmada saldırının uygun ortamdan kaynaklandığını iddia etti.

Danıştay'a yapılan saldırının yıldönümü ve yargı şehidi Mustafa Yücel Özbilgin'i Anma Günü nedeniyle anma töreni düzenlendi. Törene, Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, Danıştay Başkanı Mustafa Birden, HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek ile Özbilgin'i eşi ve çocukları da katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Özbilgin'in hayatını anlatan fotoğraflı sunum yapıldı. Sunum sırasında Özbilgin'in eşi Sema Özbilgin ile çocukları gözyaşlarını tutamadı. Duygusal anların yaşandığı sunumun ardından bir konuşma yapan Yedinci Daire Başkanı Turgut Candan, Özbilgin'e seslenerek "Sana ve çalışma arkadaşlarına sıkılan kurşunların sebebi türban değil Ergenekon'muş. Bugünlerde bunları sıkça dillendiriyorlar." dedi.

Kurşunları kimlerin sıktığı, bağlantılarının kimler olduğu konusunun yargıda olduğunu ve bu konuda söz söylemenin kendilerine düşmeyeceğini dile getiren Candan, "Diyelim ki, kurşunları sıkan eli varlığı iddia edilen Ergenekon kullandı. Bunun böyle olması, menfur saldırının, kimi basın organında senin ve arkadaşlarının hedef gösterilmesinin yarattığı uygun ortamdan yararlanılarak uygulamaya konulduğu gerçeğini değiştirir mi? Eğer siyasetçiler, 'Danıştay Anayasa'nın gereğini yapmıştır. Esasen Türk Milleti adına yargılama yapan Danıştay'dan laik, hukuk düzenine gönülden bağlı olan bizlerin beklediği de buydu' diye söylemde bulunmuş olsalardı, böyle bir başlık atılmamış olsaydı, saldırganlar eylemlerine uygun ortam bulabilirler miydi?" diye sordu.

"Yargıç kararlarıyla konuşur" sözlerini de eleştiren Candan, kararlarda konuşanın yargıcın kendisi değil kanunlar ve hukuk olduğunu belirtti. Hukuk fakültelerinin sayısının 58'e ulaştığını dile getiren Candan, bunlardan sadece biri ile bazı hukukçuların bireysel olarak tepkilerini gösterdiğini savundu.

"Eğer yargıç konuşmayacaksa bunca hukuk fakültesinin, baro ve sivil toplum örgütlerinin çoğunluğunun suskun kaldığı bu ortamda, başı sıkıştığında ilk gideceği yer hukuk olan yüce ulusumuz, nasıl öğrenecek adaletin gücünün gücün adaleti olmak üzere olduğunu?" diyen Candan, Özbilgin'e sıkan ellerin bir hukukçuya ait olmasının halen hayreti içinde olduğunu söyledi.

Laikliğe saldıranların halkın adam olması ve kendi aklını kendisinin kullanabilmesinden korktuklarını ileri süren Candan, Özbilgin'i 'son Kubilay' ilan etti. Karanlığı aydınlığa çıkarmak için yanan Kubilaylar'ın asla unutulmayacağını vurgulayan Candan, ne Özbilgin'i ne de Kubilaylara kast eden Derviş Mehmetleri unutacaklarını söyledi. Candan, Kemalizm'in ideoloji denip halkın gözünden düşürülmeye çalışıldığını da savundu.

(CİHAN)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.