Yargıda entrika aşk ve tehdit

Yargıda entrika aşk ve tehdit
Ergenekon’un son dalgasında gözaltına alınan Avukat Tülay Bekar ile Silivri’deki davaya bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün’ün samimi diyaloglarının yer aldığı telefon görüşmeleri ortaya çıktı.

KEMAL GÜMÜŞ...

Dinlemeye takılan konuşmalarda, avukat Tülay Bekar sürekli olarak Şengün’e, Ergenekon davasını bırakması ve emekliye ayrılması için baskı yapıyor. Görüşmelerin içeriğinde kadınlığı kullanma, korkutma ve şantaj var... Köksal Şengün ise zaman zaman buluştuğu Bekar’a telefon görüşmelerinde “Seni kucaklıyorum, öpüyorum, seviyorum, seni çok özledim” diyerek duygularını dile getiriyor. Son dalgada gözaltına alındıktan sonra talimatla ifadesi alınmak üzere serbest bırakılan eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay’a, her görüşmesini rapor edip talimat alan Bekar, Şengün’den Ergenekon davasını, Ankara’daki Danıştay davasıyla birleştirerek dosyayı göndermesini istiyor. Görüşmelerde, Bekar, Şengün’e Ergenekon sanıklarının tahliyeleri yönünde oy kullanmasından duyduğu mutluluğu aktarıyor. Kayıtlara göre, Yargıtay’a üye seçilmek isteyen Şengün’ün, Seyfi Oktay ve HSYK Başkanvekili Kadir Özbek’le görüşmelerini de Tülay Bekar organize ediyor.

Bekar’ın, İşçi Patisi’nin avukatı Mehmet Cengiz’le sık sık görüşüp bilgi aktarması da kayıtlarda dikkat çekiyor. Tülay Bekar, Köksal Şengün’le 8 Mart 2009 günü yaptığı telefon görüşmesinde, Ergenekon davasını Ankara’daki Danıştay davasıyla birleştirmesini istiyor. Şengün’e, davaya bakmaya devam etmesi halinde ‘harcanacağı’ tehdidinde bulunan Bekar’ın dinlemeye takılan bazı görüşmeleri şöyle:

Tülay Bekar: Koruyacaklarını mı zannediyorsun, harcandığında. Gönder şu dosyayı da gitsin Allah aşkına. Gönder dosyayı da gitsin. Gönder şu dosyayı. Gönder ya, Allah rızası için gönder de kurtul ya.
Köksal Şengün: Sen iyi misin? Sen neredesin? Sen şimdi evde misin? Seni özledim çok!..
T.B.: Ben de özledim de, dinliyorlar.
K.Ş.: Ne yapalım ki dinliyorlarsa.
T.B.: Gönder dosyayı ya, gönder sen. Sen bilemezsin onu zaten, o kolay dosya. Sen zor dosyalara bak.
K.Ş.: Seni kucaklıyorum, öpüyorum, seviyorum. Seni çok özledim diyorum sana...
T.B.: Ben de çok özledim. Sen şu davayı gönder. Gönderdikten sonra bir hafta gidelim.

“SENİ SEVİYORUM GICIK ADAM”
Tülay Bekar, 23 Mart 2009 tarihindeki görüşmede ise Şengün’e, onu sevdiğini söyleyerek Ergenekon dosyasını bırakmasını istiyor. Tehdit ifadelerinin de yer aldığı görüşme şöyle gerçekleşiyor:
T.B.: Haydi öpüyorum. Büroya geçince ararım ben seni, kapat. Seni seviyorum gıcık adam. İlla bunu dedirtiyorsun, söylemiyorum işte...
K.Ş.: Şeyi ne kadar, seni ne kadar özlediğimi biliyor musun?..
T.B.: Bilmiyorum, bırak o zaman dosyayı, korktuğumu söylüyorum. Niye beni dinlemiyorsun? Başına illa bir şeyler mi gelmesi lazım?..

“MAHVEDERLER SENİ”
Tülay Bekar, 30 Mart 2009 tarihinde de tehdit kokan ifadeler kullanıyor.
T.B.: Ben korkuyorum oradan, çok korkuyorum. Senden korkuyorum. Ortalık ne kadar karışık görmüyor musun? Görmek istemiyor musun?..
K.Ş: Eee, ne yapacağız?
T.B.: Yani ne kadar karışık olduğunu biliyorsun. Mahvedeler seni ya, tefe koyarlar.

“GÜYA DİKKATLİ HAREKET EDİYORUZ”
Telefon görüşmelerinde Tülay Bekar ile Köksal Şengün’ün, zaman zaman İstanbul ve Ankara’da buluştukları ve dinlemeden çekindikleri görülüyor. 23 Aralık 2009 tarihinde İstanbul’da gerçekleşen buluşmanın görüşmeleri şöyle:
K.B.: Neredesin?
T.B.: Şimdi geldim yukarıya doğru, Yıldız tarafına.
K.B.: E-5 in üzeri Zincirlikuyu. Söğütlü Çeşme yani birkaç tane durak var.
T.B.: Güya şey hareket ediyoruz, dikkatli hareket ediyoruz. Telefonda herkese bildiriyoruz.

“OHH BE DEDİM”
24 Ekim 2009 günü gerçekleşen görüşmede ise, Tülay Bekar, Köksal Şengün’e, Ergenekon davasanın sanıkları için tahliye talebinde bulunması sebebiyle duyduğu mutluluğu şöyle aktarıyor:
T.B.: Bu hafta herkes uğraşıyor seninle.
K.Ş.: Seni düşünecek vaktim her zaman var.
T.B.: Ne güzel sevindim, ben de seni düşündüm ama şey, telefonda söyleyemem, yani ne yapayım. Muhalefet şerhlerini falan duyunca böyle baya komiğime gitti. Oh be dedim, bizden onlar. Herkes diyordu ya, bizden bizden diye...
K.Ş.: Hiç bu tarafa gelmiyorsun da yani, orada var mı bir şey?..
T.B.: Hukuk davaları almaya başladım dedim ya sana Yargıtay’da. Geleceğim oraya da. Ortalık biraz durulsun, ondan sonra, sen bu tarafa geldikten sonra gelirim...
K.Ş.: İnşallah hep beraber geliriz o zaman. Daha konuşacak çok şeylerimiz var zaten özel.
T.B.: Sen de benim için özelsin.
07 Nisan 2009 tarihindeki görüşmede, Bekar, Şengün’e Seyfi Oktay’la dedikodusunu yaptıklarını belirterek şunları söylüyor:
T.B.: Bugün Seyfi Oktay ile dedikodunu yaptık... Seni şikâyet ettim, artık o da hidayete ermiş dedim. O da onlardan olmuş dedim. Mümkün değil dedi. Ama seninle tanışmayı çok arzu ediyor. Çok da merak ediyor seni.
K.Ş.: Ooo buyursun, başım gözüm üstüne.

ERGENEKON AVUKATINDAN TALİMAT: HAKİMİ ESİR ALIN
Tülay Demir’in Seyfi Oktay ile Köksal Şengün’ü İstanbul ve Ankara’da defalarca buluşturduğu buluşmalardan elde edilen bilgilerin gerek Seyfi Oktay, gerekse de Tülay Demir tarafından Mehmet Haberal’ın avukatı Ali Hadi Emre’ye elde ettikleri bilgileri servis ettikleri belirlendi. Telefon görüşmelerinde Haberal’ın avukatı Seyfi Oktay’dan hakimi esir alması isteniyor. 07.09.2009 günü Mehmet Seyfi Oktay ile Ali Hadi Emre arasındaki görüşme şöyle:
M.Seyfi: Evet şimdi randevu aldık.
Ali Hadi: He buraya geliyor arkadaş.
M.Seyfi: Perşembe günü için aldık.
Ali Hadi: O arkadaş da oraya mı geliyor?..
M.Seyfi: Evet. Haberin ola.
Ali Hadi: Siz akşam bir alıkoyun onu, işte orada bir görüşün. Esir alın esir. Birkaç saat esir alın onu, başka yolu yok.
M.Seyfi: Kardeş işte bunu niçin yapıyoruz bu şeyi

“BİRAZ BASTIRIN ARTIK, DEYİN Kİ BU İŞİ BİTİRİN ARTIK, YETER YA”
09.10.2009 günü Mehmet Seyfi Oktay ile Ali Hadi Emre arasındaki görüşmede Ergenekon avukatı isyan ediyor ve Seyfi Oktay’dan işi artık bitirmesini istiyor. Görüşmenin detayları şöyle:
M.S.Oktay: Bu başkan şey istedi, radevu istedi, şeyden, buradaki başkandan, onu temin ettim.
A.H.Emre: Tamam.
M.S.Oktay: Pazartesi dörtte orada olacak falan..
A.H.Emre: İşte biraz bastırın, artık deyin ki, git bu işi bitirin artık ya, yeter ya.
M.S.Oktay: Allah Allah, işte ne işle uğraşıyoruz şimdi pazartesi birlikte olacağız, oraya gitmeden evvel de birlikte olacağız.
27.09.2009 günü saat 12.53’te Mehmet Seyfi Oktay ile Ali Hadi Emre arasındaki başka bir görüşmede ise şu diyalog yaşanıyor:
Ali Hadi: .. Bu işin artık bitmesi lazım yani.
M.Seyfi Oktay: Ben de aynı şeyi söylüyorum, zaten adamın eğilimi öyle de, diğer iki şey yapamıyor herhalde.

“KÖKSAL BEY SİZİ ALMAYA GELDİLER”
16.09.2009 günü saat 18.58’de Mehmet Seyfi Oktay ile X şahıs arasındaki görüşmede Köksal Şengün ile Seyfi Oktay’ın İstanbul’da buluştukları anlaşılıyor. Görüşmede özetle şu diyalog yaşanıyor:
X şahıs: Alo, efendim Florya Atatürk Köşkü’nde rahatsız ediyorum.. Resepsiyon kısmında Köksal bey buradalar... Almak için gelmişler.
M.S. Oktay: Tamam hemen girdim ben de içeri girdim.
16.09.2009 günü saat 19.31’de Mehmet Seyfi Oktay ile Tülay Bekar arasında şu görüşme yapılıyor:
Tülay: İyi akşamlar, diliyorum efendim..
M.Seyfi Oktay: Sağolun, Sayın başkanımızla birlikteyiz.
Tülay: Afiyet olsun efendim, afiyet olsun.
M.Seyfi Oktay: Ya siz yoksunuz, siz yoksunuz.. Başkanımız diyor ki yokluğu hissediliyor diyor..

TÜLAY BEKAR’IN BÜROSUNDAKİ YEMEKLİ TOPLANTIDAN SONRAKİ TELEFON GÖRÜŞMELERİ
10.09.2009 günü Mehmet Seyfi Oktay ile Ali Hadi Emre arasındaki görüşmede; Tülay Bekar ve Seyfi Oktay’ın, Ergenekon hakiminden aldığı bilgileri Haberal’ın avukatı Emre’ye aktardığı anlaşılıyor. Görüşme şöyle:
Ali Hadi Emre: .. O şey misafirin döndü mü, orada mı?..
M.Seyfi Oktay: Burada, şimdi ayrıldım. ..Yemekdeydik bu hanımefendinin bürosunda. Ondan sonra onlar 2 saate yakın şeyde kaldı, merkezde kaldı. Öbür tarafta enine boyuna konuştular falan. Vaziyet çok iyi.
Ali Hadi: Tamam tamam o zaman abi. Çok iyi, konuşuruz o zaman, yüzyüze görüştüğümüzde konuşuruz.
10.09.2009 günü saat 18.18 sıralarında Tülay Bekar’ın Köksal Şengün’e gönderdiği mesajda “Seyfi beyle beraber bekliyoruz” dediği tespit edildi.
10.09.2009 günü saat 18.25 sıralarında Tülay Bekar’ın Köksal Şengün ile yaptığı görüşmede; Tülay Bekar’ın “Elemanları gönderdim, hazırladık yemeği, bürodayız, seni bekliyoruz” demesi dikkat çekiyor.
Aynı gün saat 18.56 sıralarında Tülay Bekar’ın Köksal Şengün ile yaptığı görüşmede ise şunlar konuşuluyor:
T. Bekar: Asayiş berkemal efendim.
K.Şengün: Kapıya doğru geliyorum şimdi, kapı açık mı?

“EN SON BİLGİLERİ AKTARIRIM SİZE”
13.10.2009 günü saat 16.47 sıralarında Tülay Bekar’ın Mehmet Seyfi Oktay ile yaptığı görüşmede Bekar şu sözlerle Seyfi Oktay’a Şengün’den aldığı bilgileri aktarıyor:
T.Bekar: Efendim çok teşekkür ediyorlar, ben de çok teşekkür ediyorum.
M.Seyfi Oktay: Sağolun efendim, kesenize bereket. Teşekkür ediyorum efendim, zaten bitince isterim efendim. ..bitti derim isterim sizden yüzsüzlük yaparım merak etmeyin..
T.Bekar: Tamam yarın bu taraflara geleceksiniz herhalde efendim, en son konuştuklarımızı aktarırım ben size.
M.Seyfi Oktay: Olur hay hay, yarın uğrayayım olur mu..

“HİÇ OLMAZSA HABERAL’I BIRAKSA”
02.08.2009 günü saat 15.20’de Mehmet Seyfi Oktay ile Tülay Bekar arasındaki görüşmede ise Seyfi Oktay’ın, Köksal Şengün’den hiç olmazsa Mehmet Haberal’ı serbest bırakmasını sağlamasını istediği anlaşılıyor. Görüşmedeki diyaloglar şu şekilde:
M.Seyfi: Efendim bir teşekkür edelim dedim, ne güzel bir sofra hazırlamışsınız, ondan sonra sohbet güzel. ..her şey güzel. Çok sağolun.
T. Bekar: Teşekkür ediyorum sağolun.
M.Seyfi: Başkanı sıkıştırmadık değil mi.
T. Bekar: Zaten bize güvenmezse, birlikte olmazdı efendim.
M.Seyfi: Yani hiç olmazsa bu şey o Haberal’ı falan hiç olmazsa bir bıraksa...
27.09.2009 günü saat 12.53’te Mehmet Seyfi Oktay ile Ali Hadi Emre arasındaki görüşmede ise Oktay Köksal Şengül’ün taleplerine olumlu baktığını şu diyalogda anlatıyor:
Ali Hadi: ..Bu işin artık bitmesi lazım yani.
M.Seyfi: Ben de aynı şeyi söylüyorum, zaten adamın eğilimi öyle de, diğer iki şey yapamıyor herhalde...

VAKİT

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.