Tetikçi çocuğa da yazdırdılar!

Tetikçi çocuğa da yazdırdılar!
Ergenekon terör örgütünün, 11 vatan evladının toprağa düştüğü karakol baskınından sonra devreye soktuğu şehit kanı üzerinden aklanma stratejisine uygun propaganda faaliyeti yürütenlere Soner Yalçın ve çetesinin Akşam'daki tetikçisi Oray Eğin de katıldı.

Oray Eğin, 7 askerin şehit olmasına sebep olan TSK mayını olayını örtbas eden komutan olarak bilinen ve Balyoz'da adı geçen Tümgeneral Gürbüz Kaya'nın, 'PKK'lıları gördük ama çoban sandık' itirafıyla ilgili ilginç sözler sarfetti. Eğin'e göre askerlerin ateş için tereddüt etmelerinin nedeni TSK mensuplarının Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanmaları.

İşte Oray Eğin'in Ergenekon'un yeni şehit kanı üzerinden aklanma stratejisine uygun Akşam'daki yazısı...

Askere hesap sormak


Dünkü gazetelerde yer alan haberlere göre ordumuz teröristleri çoban zannettiği için ateş açmakta tereddüt etmiş. Soruşturma sonucu ne çıkar bilmiyorum ama eğer gerçekten de askerlerimiz tespit ettikleri hareketi 'çobandır' diye dikkate almadıysa ortada vahim bir durum var demektir.

1 Haziran'dan itibaren terör eylemlerine başlayacağını duyurmuş bir terör örgütü varken en ufak bir hareketlenmeden bile şüphelenmesi gerekmez mi ordumuzun.

TSK düşük yoğunluklu savaşta dünyanın en başarılı ordularından biridir. Buna rağmen nasıl tereddüt eder? Bunun bir sebebi olmalı.

Aynı durumun bizim topraklarımızda değil, bir başka ülkede yaşandığını düşünelim. Bizimki gibi benzer bir savaş halinde olan bir ülke de İsrail.
Gecenin kör karanlığında İsrail'in sınır karakolunun yakınlarında bir hareketlilik olduğunu varsayalım. Diyelim ki termal kameralara bir 'canlı' yakalanmış ancak bu hareketi üreten canlının çoban mı, terörist mi, yoksa bir hayvan mı olduğuna karar verilememiş.

İsrail ordusu ne yapardı bu durumda? Hiç tereddüt etmeden hareketliliği gördüğü noktayı dümdüz ederdi. Bir dakika bile ateşi kesmez, her türlü gücüyle o hareketliliğin olduğu noktaya saldırırdı. Sonunda hareketliliği yaratan dağda başıboş dolaşan bir hayvan olsa bile bunu hiç umursamaz, hiç gocunmaz, görevini yapmış olmanın gururuyla başı dik yoluna devam ederdi.

Ne uluslararası kamuoyuna hesap verir, ne basını bilgilendirme gereği duyar, ne herhangi birini muhatap kabul ederdi.

Zira bunca ateş bir hayvan için açılmış bile olsa askerlerinin canını tehlikeye atma riskini ortadan kaldırmış olacaktı. Oluşacak herhangi bir hasar için de 'collateral damage' derdi; 'yan etkili ikincil zarar' der geçerdi. Açıklaması da 'savaş şartları' olurdu.

Tıpkı Türkiye'nin ordusunun içinde bulunduğu durumu telaffuz etmesi gerektiği gibi: Bunun adı savaş.

Dün, olay bölgesini yerinde ziyaret eden Hürriyet Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu hareketliliği fark eden komutanın saldırı emri verdiğini, iki saat boyunca ateş açıldığını yazıyordu. Bu habere göre TSK 'elinden geleni' yapmıştı.

İki saat boyunca tepki vermeyen örgüt, askerlerimizin 'Artık bir şey olmaz' dedikleri bir zafiyet anında harekete geçmiş.
Yine de bu 'zafiyet' bile açıklanabilir mi? O hareketliliğin nedeni ortaya çıkarılmadan durmak kabul edilebilir mi?

ERGENEKON SORUŞTURMASINDAN DOLAYI TEREDDÜT ETMİŞLER!

Maalesef Türk Silahlı Kuvvetleri savaşın gereklerini yerine getirememeye başladı. En önemlisi tereddüt eder hale geldi...
İki farklı haberde de ortak olan zafiyettir: 'Çobandır vurmayalım' veya 'Artık bir şey olmaz' zafiyeti. Bütün bunlar TSK'nın tereddüt ettiğinin işaretleridir.
Ama şunu da sormamız gerek: Bu ordu nasıl tereddüt etmesin?
Terörle mücadelede kahraman olmuş, büyük başarılar elde etmiş komutanları içeriye tıkılan bir ordu... Subaylarını 'onur intiharlarına' kurban vermiş bir ordu... Apo'yu getirenlerin Ergenekoncu diye suçlandığı bir ordu... Hükümetin savaş açtığı bir ordu... Tasfiye edilmek, değiştirilmek istenen, karargahına girilen bir ordu...
Türk Silahlı Kuvvetleri eleğe dönüştürüldü, hesap verir hale getirildi, sorgulanmaya başlandı ve sonunda da en temel işlevinde bile 'zafiyet' gösterir, tereddüt eder hale geldi.
Türk ordusunu sistematik olarak yıpratan kampanyanın, her adımından hesap sorulmasının bedelini şimdi görüyor musunuz? Açılımdan bu yana teröre kurban giden 128 askerimiz.
Uluslararası kamuoyu ne der, hükümet üzerimize gelir mi, telefonumuz dinlenir mi, telsizimiz kayıt altına mı alınır, evlerimize kamera mı yerleştirilir, konuşmalarımız sızdırılır mı, hapse atılır mıyız, Ergenekoncu mu oluruz, gazeteler hakkımızda ne yazar, karargaha yine girer ve belgelerimizi didik didik ederler mi kaygılandırılan bir orduyla savaşa giriyor Türkiye.
Üstelik, TSK'yı bu hale getirenler bir de şimdi askerden hesap soruyor, 'Tatmin edici bir açıklama' bekliyor.
Hadi bakalım şimdi söyleyin kim sorumlu: Zafiyet içindeki TSK mı onu bu hale getirenler mi?

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.