Başbağlar Perinçek'e sorulsun

Başbağlar Perinçek'e sorulsun
Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde 33 kişinin yakılıp, işkence edilerek hunharca katledildiği olay unutulmadı.

Aradan 17 yıl geçti ancak katliamın sır perdesi hâlâ aralanabilmiş değil. AK Parti Konya Milletvekili ve Başbağlar mağdurlarının avukatı Hüsnü Tuna, Ergenekon tutuklusu Doğu Perinçek'i işaret ederek, olayların esas müsebbiplerinin Silivri'de olduğunu söylüyor.

Türkiye için 1993, birçok faili meçhul ve katliamın yaşandığı yıl olarak tarihe geçti. 24 Mayıs 1993'te Elazığ-Bingöl karayolunda asker taşıyan iki aracı durduran teröristler, acemi eğitiminin ardından birliklerine gitmekte olan silahsız 33 eri şehit etti. 2 Temmuz 1993'te Sivas'ta Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli'nin yakılması sonucu 35 yazar, ozan, düşünür ile iki otel çalışanı yanarak can verdi. Provokatif eylemler, iki gün süren 'sokağa çıkma yasağı'yla önlendi. Sivas olaylarından üç gün sonra vahşetin adresi bu kez Başbağlar'dı. 5 Temmuz 1993'te, Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde 33 sivil öldürülüp köy ateşe verildi. İddiaya göre, ellerinde ölüm listeleri olan bir grup, Başbağlar'ı bastı ve tüm erkekleri kurşuna dizdi. Vahşet, bazı karanlık odakların Alevi-Sünni çatışması çıkarmak için düğmeye bastığını ortaya koymuştu. Köyü basan kişilerin öldürdükleri insanların üzerine bıraktıkları bildiride 'Sivas'ın intikamı alınmıştır' yazısı da dikkat çekiciydi. 

AK Parti Konya Milletvekili Hüsnü Tuna, Madımak'Ta olduğu gibi Başbağlar'da da Ergenekon'un parmağı olduğunu söylüyor. Başbağlar mağdurlarının avukatlığını da yapan Tuna, katliamı gerçekleştirenlerin listesinin olduğunu anlatıyor. O dönem mahkemenin, olayın üzerine gitmek yerine kapatmayı tercih ettiğini ifade eden Tuna, dava aşamasında muhtelif illerdeki örgüt dosyalarından gelen belgelerde "Ben bu olaya katıldım." diye itiraf edenlerin beyanlarının bulunduğunu belirtiyor. Bu beyanı olan kişilerin araştırılmadığını dile getiren Tuna, "Yani davaya dahil edilmedi. Dava kapatıldı, o yüzden böyle bir liste var. Dava dosyalarından çıkardık. Pazartesi günü Başbağlar toplantısına katılıp orada isim isim okuyacağım. Bunlardan muhtelif cezaevlerinde yatanlar var, bir de cezaevinde olmayıp oradaki sanığın söylediği şeyler var. İfadelerinde geçiyordu, olaya katıldı diye. Bunu mahkeme biliyordu ama girmedi bu hususlara. Mahkeme bir an önce davayı kapatmakla görevliydi." şeklinde konuşuyor.

Ergenekon'a, Başbağlar ve Sivas dosyalarının girmesi gerektiğini vurgulayan Tuna, bu hususta Ergenekon tutuklusu Doğu Perinçek'in büyük payı olduğunu ileri sürüyor: "Aziz Nesin'i Sivas'a gönderen ekip, Doğu Perinçek ekibi. Daha önceden Sünnilerin ağırlıklı olduğu şehirlere program düzenlemek üzere bir plan yapılmıştı. Bu illerin içerisinde Sivas da vardı, Konya da vardı, Malatya da vardı. Dolayısıyla bu işin organizatörleri aslında Doğu Perinçek, dolayısıyla Ergenekon içerisindeki o ekip. Bu ekip olduğuna göre şimdi olayın esas müsebbipleri, organizatörleri Silivri'de. Tabii onunla birleştirilmeli ama araştırılarak birleştirilmeli. Şu haliyle birleştirip atmak çözüm değil. Hem Sivas hem Başbağlar dosyalarının kendi şartları içerisindeki delilleri araştırılacak, ortaya çıkanlar, sonuçta görülecek zaten Ergenekon dosyasının içinde."

Olayın Madımak katliamından üç gün sonra gerçekleştirilmesinin ise tesadüf olmadığını anlatıyor. Katliamı gerçekleştirenlerin 30 Haziran'da Tunceli ve çevresinde konuşlandığını söylüyor: "Dolayısıyla bu bir kurgu, planın parçasıydı. Onun için orada yapıldı. Ergenekon'un planlarında da bunu görüyoruz. 'Önce Ali Balkız ve diğeri öldürülecek, ondan sonra da Eryaman civarındaki Sünnilerin çokça uğradıkları alışveriş merkezine patlayıcı madde atılacak' diye bir plan var. Aynı plan, Sivas ve Başbağlar'da uygulandı. Tabii o tür bir imaj Alevi ve Sünniler arasında yerleşsin istediler. 'İşte bu Sivas'ın intikamıdır' mesajı vermek istediler. Bunu kamuoyunda Aleviler ile Sünniler arasında bir intikam duygusu yerleşsin diye yaptılar."


Müze kurulacak

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, katliamın yaşandığı yerde Madımak benzeri bir düzenlemeye gitmeyi planladıklarını söyledi. Hükümet olarak 17 yıl aradan sonra bu olayların izlerini ortadan kaldırmak için bazı kararlar aldıklarını belirten Ulaştırma Bakanı, "Madımak Oteli'nde bir düzenleme yapılması, kamu tarafından buranın bir müzeye çevrilmesi ve bu olayın hatırası olarak muhafaza edilmesini istedik. Diğer yandan, Başbağlar olayının yaşandığı yerde de bir müze kurulmasını öngörüyoruz. Bu olayların bir daha yaşanmaması, istismarının yapılmaması için gereken önlemleri alacağız." ifadelerini kullandı.

CİHAN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.