Küçükkaya çetenin hizmetinde!

Küçükkaya çetenin hizmetinde!
Akşam Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya, Soner Yalçın ve çetesine teslim oldu. Gazetesini Ergenekoncu çizgiye oturtan Küçükkaya, çetenin çok hoşuna gidecek bir yazı kaleme aldı.

Yönetimindeki gazeteyi kullanarak Ergenekon davasına darbe vurmak için çırpınan İsmail Küçükkaya, artık kendini gizleme gereği duymadan 102 Balyoz sanığı için çıkarılan yakalama kararı üzerinden hükümete yüklendi:
Frene basma zamanı

Hükümetin 'varlık nedeni' olan mücadeleci ruhu, son zamanlarda sadece kendisinin değil, aynı zamanda Türkiye'nin de başını derde sokuyor.
Kader, ikilinin yollarını kesiştirdi:

Hem iktidar hem de bütünüyle ülke, tuzak içinde tuzakla yüz yüze...
Hata ve günahın büyüğü hükümetin; hem içeride hem dışarıda cephe içinde cephe açmaya başladı.

Üç bin yıllık 'Savaş Sanatı' kitabında yasaklanan ne varsa yapıyorlar, hep beraber bedel ödüyoruz.

Oysa 7 yıldır 'belli bir kontrol' stratejisi, 'bir ölçüde denge' politikası yürütülüyordu.

Yanlış giden neydi, nerede hata yapıyoruz sorgulamasının zamanı geçiyor bile.

İnegöl'de, Hatay Dörtyol'da yaşadıklarımız tesadüf ürünü değil.
İskenderun'daki terör saldırısından bu yana farklı olaylar yaşanıyor.
PKK caniliğinin nitelik ve nicelik değiştirmesi...
Gazze yolunda yaşananlar...
Gülen cemaatinin şaşırtan çıkışları...
Washington'daki Ermeni oylamasında olanlar...
İran politikasında Batı'yla açılan mesafe...
BM oylamasındaki 'hayır' oyu...
Kıbrıs seçiminde hükümetin tüm desteğine rağmen meydana çıkan tablo... O seçimi Talat'tan çok AK Parti kaybetti.
Meclis'te, referandum paketi oylamasında; ilk defa AK Parti'nin fire vermesinin şok edici etkisi...
CHP'deki gelişmelerin siyasal düzlemde ezber bozan ve toplumda karşılık bulan yansımaları...
Ve referanduma gidiyoruz.

Liderler arasındaki söylemler görülmedik ölçüde sertleşti.
Evet, ülkenin psikolojisi değişti, değişiyor.

Bütün bunların tek elden, bir merkezden planlandığını düşünmeyin.
'Bir operasyonel akıl' saydığım olayların orkestrasyonunu yapıyor değil.
Ne var ki 'rutin bir akış' veya 'hayatın doğal seyri' gibi görürsek bu gerçekçi olmaz. 'Tesadüf' dersek, aklımıza şaşalım.

Balyoz'la ilgili son yakalama kararı, çok sayıda muvazzaf (görevdeki) askeri de ilgilendirirken, tam şura öncesine denk gelmesi çok düşündürücü. Tamam kararı yargı almıştır ama hükümetin yerinde olsam o kararın alınış sürecini ve mekanizmasını gözden geçirirdim. Tamamen hukuki ve gayet normal derlerse sorun yok, ya değilse?

İddia ediyorum, Ergenekon'la başlayan soruşturma döneminin ve dalgalarının en can alıcı, en derin etki doğuran ve şok edici olan bölümü son yakalama kararıdır.

Askerler için çocukluk günlerinde başlayan üniformalı hayat, yıllar boyunca o en kritik şura sınavına kilitlenir. İktidar bugüne dek askerle zaman zaman gerginlik yaşamış olsa da TSK'nın komuta kademesinin şekillenmesine ve YAŞ terfile-rine asla müdahale etmemişti. Çünkü bazen tek bir müdahale bile ordu içinde yılların sistematiğiyle kurulan bir akış üzerinde domino etkisi yaratabiliyor, tarihi değiştirebiliyor. Soru şudur: Darbeye teşebbüs edenler, terfi etmemelidir ama ya masum olanların önü kesilirse?
Unutmayalım ki o sistem içinde birilerinin önü kesilirken, başkalarının yolu açılıyor.
Şimdi...
Bütün bu tablo ne zaman şekilleniyor?
Sistem değiştirecek halk oylamasından hemen önce, en kritik genel seçime bir yıl kala, hatta 12. Cumhurbaşkanlığı sürecine doğru son dönemeç yaklaşırken...

Kitaplar ne yazıyor?
Terör, politika empoze etme amacıyla kullanılan kanlı bir siyasi araçtır. Bazen diplomaside rota tayini, bazen iç siyasette gündem zorlaması için...
AK Parti hükümeti, en baştan beri küresel ekonomik sisteme tam bir uyum ve entegrasyon içinde. Başarısının arkasında önemli oranda bu yatıyor. Ancak küresel düzen kendisine eklemlenen ekonomik aktörlerden siyasal, stratejik oyun planlarına katkı vermesini bekler. İşte hükümetin son dört ayda ihmal ettiği budur.

Türkiye içinde Ortadoğu'da ve hatta giderek uluslararası çapta bir ayrışma elbette birilerini rahatsız edecektir. Bu bir ölçüde normaldir de ülke 'operasyona açık ve kırılgan' hale gelince Hatay'da, İnegöl'de olduğu gibi olaylar yaşanır.

Hükümetin acilen frene basması, belli cephelerde uzlaşma araması gerekiyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.