Fransız Bakan da itiraf etti

Fransız Bakan da itiraf etti
Libya'yı vurmaya devam eden koalisyon güçleri Türkiye nedeniyle komutayı NATO'ya devredemiyor. Sadece Libya'ya silah ambargosu uygulanması için donanma gücünün kullanılması kararı alınabildi. Türkiye operasyonun petrol ve çıkar amaçlı bir işgale dönüşmeme

Libya'ya askeri operasyonu NATO'ya devretmek isteyen koalisyon güçleri Türkiye'yi ikna edebilmiş değil. Saldırılar dün de devam ederken NATO sadece Libya'ya silah ambargosu uygulanabilmesi için donanma gücünün kullanılması konusunda uzlaşıya varabildi. Üç seçenek vardı. Birincisi Libya hava sahasını uçuşa yasak bölge ilan etmek. Türkiye buna karşı çıktı. İkincisi sivillerin korunması için Libya'ya insani yardım yapılması ki Türkiye buna destek veriyordu. Üçüncüsü ise Türkiye'nin tarafsız tutum sergilediği silah ambargosu seçeneğiydi. Başta Fransa olmak üzere koalisyon güçleri harekatı bütünüyle NATO'ya devretme konusunda diretse de dün Türkiye'yi ikna edemeyeceğini anlayan Paris yönetimi NATO dışında bir seçeneğin gündemde olduğunu açıkladı. Buna göre Afganistan'daki İSAF gibi bir yapı üzerinde durulduğu belirtiliyor.

İKİ GÜNDE 40 KİŞİ ÖLDÜ

Kaddafi'nin Libya'daki bir sığınakta gizlendiği veya Nijer-Çad sınırındaki bir kente kaçtığı iddiaları Libya gündemini meşgul ederken paralı birlikler bir yandan isyancılarla çatışmaya devam ediyor. Başkent Trablus'a yakın Yefren bölgesinde dün 9 kişi öldü. Kaddafi'ye bağlı güçlerin ülkenin batısındaki Misrata kentine dün düzenlediği saldırılarda ise 40 kişinin öldüğü, aralarında 4 çocuğun da olduğu belirtildi. Dün bir Amerikan F-15E uçağı düşerken koalisyon güçlerinin, Kaddafi güçlerine ait iki hava savunma üssündeki radarları vurduğu açıklandı. Kaddafi'nin hava savunma sisteminin neredeyse bütünüyle tahrip edildiği öne sürülüyor.

ERDOĞAN'IN İTİRAZI DÜNYA BASININDA

ABD, Fransa ve İngiltere'nin sivilleri korumak iddiasıyla Libya'ya karşı başlattığı büyük savaş, her geçen gün uluslararası kamuoyunda ve ülkeler nezdinde desteğini yitirirken bu konuda en kararlı tutumu Türkiye sergiliyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Libya'ya yapılan saldırının petrol ve çıkar amaçlı bir operasyon olarak algılanıyor olduğuna dikkat çekmesi batı medyasında da yer buldu. İngiliz gazeteleri "Erdoğan harekatın işgale dönüşmemesi konusunda uyarıyor" ifadesini kullandı. Yabancı basında, Ankara'nın tutumunu bildiği için Sarkozy'nin Paris'teki BM zirvesine Türkiye'yi bilerek davet etmediğine dikkat çekiliyor. Bu tartışmalar yaşanırken İngiltere Savunma Bakan Yardımcısı Nick Harvey, operasyonun ne kadar süreceğinin belirsiz olduğunu, ülkeye kara birliği konuşlandırma seçeneğinin ihtimal dışı tutulamayacağını söyledi. Gündeme bomba gibi düşen bu açıklama, koalisyon güçlerinin uçuşa yasak bölge ilanı ile başlayan, "sivilleri koruma harekatının" amacını aşacağı iddialarını güçlendirdi.

Gece saatlerinde açıklama yapan ABD Başkanı Barack Obama ise Amerikan uçaklarının uçuşlarında dikkate değer bir azalma olduğunu söyledi.

144 ton altınıyla Nijer'e mi kaçtı?

Koalisyon güçleri Kaddafi'yi alaşağı etmeye çalışıyor ancak bu gerçekleşmeyebilir çünkü Kaddafi, yıllarca savaşı sürdürmesini sağlayacak önemli bir kaynağa sahip. Bu kaynak merkez bankasında tuttuğu 144 ton altın. Altı buçuk milyar dolar değerindeki bu parayla Kaddafi'nin yıllarca direnebileceği belirtiliyor. Uluslararası toplum, hava harekatına girişmeden önce Libya'ya yönelik bir dizi yaptırım kararı aldı. Libya lideriyle yakınları ve pek çok kamu şirketinin malvarlığını da dondurdu. Ancak İngiliz ekonomi gazetesi Financial Tiımes'a göre alınan bu önlemler işe yaramayabilir zira uluslararası operasyona karşın direnişini sürdüren Kaddafi'nin en önemli finansman kaynağı altın. Üstelik IMF'nin son verilerine göre söz konusu altın miktarı daha fazla olabilir. Dahası hava harekatının başlamasıyla altınların merkez bankasından alınıp, Kaddafi'nin de kaçtığı söylenen Çad ve Nijer sınırına yakın olan Sebha kentine nakledildiği öne sürülüyor. Libya liderinin elindeki altını, tüm önlemlere ve uluslararası yasalara karşın Çad ve Nijer üzerinden takas ederek nakit, silah ve yiyecek temin edebileceği belirtiliyor. Bu arada Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, Libya lideri Muammer Kaddafi'nin petrol satışlarından gelir elde etmesinin önlenmesi gerektiğini söyledi.

Sarkozy'nin bakanı: Haçlı seferindeyiz

Libya lideri Muammer Kaddafi ve Rusya Başbakanı Vladimir Putin'den sonra Fransız İçişleri Bakanı da koalisyon güçlerinin Libya operasyonunu "Haçlı seferi" olarak adlandırdı. Bakan Claude Gueant, Sarkozy'nin doğru bir politika izlediğini savunanarak "Tanrıya şükür ki Cumhurbaşkanımız, Haçlı Seferi'nin önderliğini yapıp önce BM'yi, ardından da Arap Birliği ve Afrika Birliği'ni harekete geçirdi" dedi.

ABD'li senatör: Derdimiz petrol

Libya'ya koalisyon güçlerinin düzenlendiği operasyonun nedeni ve sonuçları tartışıladursun Amerikan meclisinden net bir itiraf geldi. ABD'li demokrat Kongre üyesi Ed Markey, "Evet, biz petrol için Libya'dayız" dedi. Markey bu düşüncesine gerekçe olarak da şu ifadeleri kullandı: Japonya, nükleer teknoloji, Libya ve ithal petrole olan bağımlılığımız bir bütün olarak düşünüldüğünde bir kez daha Amerika'nın, yenilenebilir enerji konusunda yeni ve daha ileri bir yol takip etmesinin zorunlu olduğu anlaşılıyor.

Amerikan basını Türkiye'yi yazdı

ABD, Libya'da kaybolan dört New York Times muhabirinin serbest bırakılmasında oynadığı rolden dolayı Türkiye'ye teşekkür etti. Türkiye'den, Amerikan bazınında da övgüyle söz edildi. Bu arada Libya'da üç gazetecinin gözaltına alındığı bildirildi. Gözaltına alınanlar AFP'nin İngiliz muhabiri Dave Clark (38), Kolombiya ve Almanya vatandaşı Roberto Schmidt (45) ve Getty Images ajansı foto muhabiri Amerikalı Joe Raedle (45).

5 Libya için ihtimal

1- KADDAFİ ÖLDÜRÜLECEK

LİBYA lideri Muammer Kaddafi tam 42 yıldır görevde. Gitmesi, koalisyon güçleri için "ideal formül." Ancak bu gidiş öldürülme şeklinde de olabilir. Koalisyon güçlerinin liderleri böyle bir hedeflerinin olmadığını açıklasa da aynı ülkelerin savunma ve dışişleri bakanları tersi açıklamalarda bulundular. Kaddafi'nin başkent Trablus'taki karargahının önceki gün bombalanması ise "uyarı" olarak nitelendirildi.

2- KARA MÜDAHALESİ

BM kararı gereği Libya'ya yapılan operasyon "sivilleri korumak için gereken herşeyin yapılması" mantığını içeriyor. Bu, "sınırlı bir kara harekatını" da içeriyor. Ancak karada Kaddafi güçlerine karşı ağır silahların kullanılması koalisyon güçlerinin kendi kamuoylarında ciddi tartışmaların başlamasına yol açabileceği ve liderlerin "ikinci dönem seçilme" umutlarını boşa çıkartabileceği gibi Irak benzeri bir "direniş" hareketine de yol açabilir.

3- KOALİSYON DESTEK KAYBEDECEK

KADDAFİ ilerleyen günlerde veya haftalarda Koalisyonun hava saldırısında ölen sivilleri Arap dünyasına karşı bir propaganda aracı olarak kullanabilir ve bunda başarılı da olabilir. Nitekim Arap Birliği genel sekreteri Amr Musa operasyondan bir gün sonra "Sadece hava sahasının kapatılacağı konusunda uzlaşmıştık" diyerek ilk tepkisini dile getirmişti.

4- GÖZLEM GÜCÜ OLUŞTURULACAK

EĞER Libya'da, uygulanabilir bir ateşkes ilan edilebilirse bu koalisyon güçleri için Libya'ya barış veya gözlem gücü konuşlandırılması şansını doğuracaktır. Bütün ülkeler Libya'ya operasyon düzenlenmesi konusunda istekli olmadığı için bu senaryo, üzerinde uzlaşılabilir bir yol olarak görülüyor.

5- İÇ SAVAŞ ÇIKACAK

KOALİSYON güçleri Kaddafi'nin hava kuvvetlerini harap etmiş durumda. Hala isyancılardan daha güçlü olsa da kaynakları sınırlı değil. Bu nedenle bir süre sonra isyancılara vurmayı durdurabilir. Bu da BM'nin istediği bir gelişme olur. Ancak bu durum Kaddafi'ye koltuğuna daha sıkı sarılma şansını da verir. Ondan sonrasını şimdiden kestirmek ise oldukça güç.

Yeni Şafak

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.