Paşa'dan Akit'e ŞOK telefon

Paşa'dan Akit'e ŞOK telefon
“İnternet Andıcı” soruşturmasından hakkında yakalama kararı çıkan muvazzaflardan Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu, Yeni Akit’in Ankara Temsilcisi Yener Dönmez’i telefonla arayarak &ldq

Yeni Akit Temsilcisi Dönmez, konuyu köşesine taşıdı. Dönmez’in yazısı şöyle:

Sn. K.” için kaçınılmaz son!

Haftalar önce Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu için “Kaçınılmaz son” diye yazmıştım.
Sonrası malum…

Belki de siz bu satırları okuduğunuz esnada “İnternet Andıcı” Hıfzı Paşa’yı Metris’e sürüklemiş olacak.
Tıpkı Orgeneral Hasan Iğsız ve arkadaşlarını sürüklediği gibi…

Hafta içi İnternet Andıcı savcısı, Iğsız’a, “Bu belgedeki ‘Sn. K.’a arz’ ifadesi nedir? Genelkurmay Başkanı olabilir mi? Ona arz edilmiş midir?” diye sormuş Org. Iğsız da: “Bu ifade sadece Genelkurmay Başkanı’na (İlker Başbuğ) sunulunca yazılır. Sunulup sunulmadığını bilmiyorum. Onun onay ve emri olmadan bir şey yapılamaz” demişti.

Aynı soruya Kora. Mehmet Otuzbiroğlu “cevap yok” derken, Korg. İsmail Hakkı Pekin’in cevabı ise “Bu belgenin Komutan’a arz edilip edilmediğini bilmiyorum” şeklinde olmuştu.

Önceki gün biz de tam bu sorulara cevap ararken Karargah’ta işleyişi en ince ayrıntılarına kadar bilen Tümg. Çubuklu aradı.

Yaklaşık bir saat süren görüşmemizde yürüyen davaya ışık tutacak şok ifşaatlarda bulundu Çubuklu.
“Sizi son kez arıyorum” diyen Çubuklu’nun ilk sözü, “Sonunda beni cezaevine attırdınız. Sizi tebrik ediyorum” oldu.

Yargısal işleyişin bütünüyle dışında olduğumuzu dile getirmemize rağmen, konuşurken sesi titreyen ve hissiyatının tesirinden kurtulamayan Çubuklu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Size hep güvendim. Hala da güveniyorum. Samimiyetinize inanıyorum. Beni gerçekten çok iyi tanısanız benimle ilgili bazı iddiaları yazmazdınız. Beni yanlış anladınız. Oturup ağlamak istiyorum. Şu an ağlamamak için kendimi zor tutuyorum.“

Duygusal ortam biraz dağıldıktan sonra kendisine söz konusu parafı sordum.

Çubuklu, İnternet Andıcı belgesinin resmi bir belge olduğunu, bunu kimsenin inkar edemeyeceğini, belgenin arz edildiği “Sn. K.”nın dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ olduğunu ifade etti.

Karargah içerisinde “Komutan” olarak addedilen kişinin Genelkurmay Başkanı’ndan başkası olamayacağını vurguladı ancak bu belgenin 12 Şubat 2010’da 4 yeni internet sitesi kurulmasıyla ilgili olduğunu öne sürdü.
“Peki diğer kara propaganda sitelerini kim nasıl kurdu?” şeklindeki sorumuza ise: “Benden samimi cevap istediniz; yemin ederim, bilmiyorum. Ancak psikolojik harekatın kurduğu söyleniyor” cevabını verdi.
Bunların ayrıntısını dünkü haberlerimizden okudunuz.

Ancak daha önce “son kez arıyorum” demesine rağmen Çubuklu dün bir kez daha aradı ve asıl bombayı o zaman patlattı.

Net bir biçimde İnternet Andıcını Başbuğ’un imzaladığını söyledi.

“Komutan imzalamadan yürürlüğe giremez. Ben Genelkurmay’ın Adli Müşaviriyim prosedür böyle işler. Tıpkı bakanlarda olduğu gibi. Örneğin bakana bir iş arz edilirse bakan onaylamadan yani imzalamadan icraata geçilebilir mi? Yürürlüğe girer mi? Girmez. Burada da Komutan’a arz edildiğine ve bu 4 site kurulduğuna göre Komutan imzalamıştır ve o şekilde yürürlüğe girmiştir” diye konuştu.

Açık açık Başbuğ’u işaret etti.

Tüm bu görüşmelerimden ve gelişmelerden edindiğim izlenim ne biliyor musunuz?
Hasan Iğsız’ı bilmem ama hem Albay Dursun Çiçek’te hem de pek çok defa görüştüğüm Tümgeneral Hıfzı Çubuklu’da tarifi imkansız bir burukluk ve pişmanlık var.

Bu burukluk da Andıç’ta imzası bulunan Başbuğ’un Fenerbahçe’de yaptırdığı 10 adet deniz manzaralı süper lüks rezidansta sefa sürerken, kendilerinin mahpusta çile çekmesinden kaynaklanıyor olsa gerek…
Ancak görünen o ki, 14 kişi için olan o kaçınılmaz son “Sn. K.”yı da bekliyor.
Özetin özeti: Sırada “Sn. K.” var!

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.