Halid Bin Velid’in hayatı film oluyor

Halid Bin Velid’in hayatı film oluyor
Büyük İslam KumandanıHalid bin Velid’in hayatını anlatan “Allah’ın Kılıcı Halid Bin Velid” filmi2013’te vizyona girecek. Hicret’in 8’inci yılında Müslüman olan Halid, “Ölüm&

Büyük İslam kumandanı Halid bin Velid’in hayatı film oluyor. Fida Film’in yapımcılığını üstlendiği, Tiglon’un dağıtımında sinemaseverlerle buluşacak “Allah’ın Kılıcı Halid Bin Velid”, İslam Tarihimizin en önemli olay ve savaşlarını görkemli bir prodüksiyon eşliğinde tüm görkemiyle sinema izleyicileriyle buluşturacak. Film 2013 yılında yurtiçinde ve başta İslam coğrafyası olmak üzere yurtdışında toplamda 500’ün üzerinde kopya ile sinema izleyicileriyle buluşacak.

Uhud Savaşı’nda Kureyş ordusunda Müslümanlara karşı savaşan ve Hicret’in 8’inci yılında Müslüman olan Halid Bin Velid, Hazreti Muhammed (sas)’in hizmetine girdi.

Hazreti Peygamber’in savaşlarda gösterdiği kahramanlıklar sebebiyle Seyfullah (Allah’ın Kılıcı) unvanıyla taltif ettiği Halid bin Velid, dört farklı orduyla dört ayrı yerden Mekke’ye girerek fethi gerçekleştirmiştir. Katıldığı yüzlerce savaşta yenilgiye uğramayan Halid Bin Velid yaşamı boyunca savaş kaybetmeyen tarihteki en büyük komutanlardan biridir.

“HARB BENİM ETİMİ ÇİĞNEYEMEDİ”

Dünya Savaşlar Tarihi’nin bu büyük kumandanının vefatı da ayrı bir ‘meydan okuma’dır. Çoğumuzun “Allah canımı yatağımda uyurken alsın” diye dua ettiği ölüm, Halid bin Velid için ayrı bir savaş niteliği taşımaktadır. Miladi 642 yılında Humus’ta hastalanan Halid Bin Velid, yanında silah arkadaşlarının olduğu haliyle kılıcını ister ve kabzasını şefkatle tutarak okşar ve “Nice kılıçlar elimde parçalandı, işte bu benim ölümümü görecek olan son kılıcımdır. Beni en çok üzen, hayatı hep savaş meydanlarında geçip, yatak yüzü görmemiş olan bu Hâlid’in yatakta ölmesidir. Resûlullah’ın (s.a.v.) hiçbir Eshâbı, rahat yatağında ölmedi. Ya savaş meydanlarında veya uzak beldelerde Din-i İslâmı yayarken garib olarak şehîd oldu. Ah... Hâlid!... Şehid olamayan Hâlid! Harb, benim etimi çiğneyemedi. Şehidlik mertebesi hariç elde etmediğim makam kalmadı. Vücûdumda bir karış yer yoktur ki, ya kılıç yarası, ya bir ok yarası veya bir mızrak yarası olmasın, ömrü, Din-i İslâmı yaymak için savaşlarda at koşturan kimsenin sonu, böyle yatak üzerinde mi olacak? Ölümü, harb meydanında, atımın üzerinde, düşmana Allah için kılıç sallarken şehîd olarak beklerdim.” der. Sonra Yermük savaşını hatırlayarak: “Ah... Yermük günü... İnsan kanlarının vadide sel gibi aktığı Yermük!... Şiddetli bir kırağının olduğu gece, gökten boşanan yağmura karşı kalkanımın altında gecelediğimi unutamıyorum. O gece Muhacirlerden kurulu akıncı birliğimle baskın yapmak için sabahı zor etmiştik. Ah.. Yermük harbi... Üç bin yiğitle, yüz bin küffara karşı zafer kazandığımız Mûte’yi bile unutturdun!...

“EY YAKINLARIM CİHADA SARILIN” DEDİ, ÖLÜMÜ AYAKTA KARŞILADI

Ey yakınlarım! Cihada sarılın. Bu topraklar ancak Cihad etmekle korunabilir. Yermük, Rumlarla yaptığımız ilk büyük muharebedir. Bundan sonra, daha nice savaşlar birbirini takip edecektir. Sakın gaflete düşmeyin!... Şimdi, kendimi at kişnemeleri arasında, Allah Allah nidalarıyla insanlara dar gelen Yermük Vâdisi’nde hissediyorum. Vallahi Rabbimden beni her gazada diriltmesini ve o savaşın hakkını vermeyi isterim...” diye konuşur. Sonra “Vasiyetimi bildiriyorum, beni ayağa kaldırın...” deyince ayağa kaldırdılar. “Beni bırakınız, şimdiye kadar hep taşıdığım kılıcım artık beni taşısın” diyerek kılıcına dayandı, “Ölümü, savaştaymışım gibi ayakta karşılayacağım, öldüğüm zaman atımı muharebede tehlikelere dalabilen bir yiğide veriniz. Atım ve kılıcımdan başka bir şeye sahip olmadan öleceğim. Mezarımı, bu kılıcımla kazınız. Kahramanlar kılıç şakırtısından zevk alır,” dedi ve yatağına düşüp kelime-i şehâdet getirerek vefât etti.

FAHRETTİN DEDE/AKİT

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.