TSK'da Önemli Değişiklik

TSK'da Önemli Değişiklik
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, ziyaret için geldiği Viyana'dan önemli mesajlar verdi. Darbelere gerekçe gösterilen TSK İç Hizmet Kanunu'nun değiştirileceğini açıklayan Bozdağ, orduda komuta devir-teslim törenlerinde generallerin söylediği bazı sözlere kaynak

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, darbelere gerekçe olarak gösterilen TSK İç Hizmet Kanunu'nda değişikliğe gidileceğini açıkladı. Başta "Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti'ni kollamak ve korumaktır" şeklinde ifadeler bulunan 35'inci madde olmak üzere birçok kanun metinlerinin değişeceğini belirten Bozdağ, komutanların yeminlerinde de yeni düzenlemeye gidileceğini söyledi. Ordudaki devir-teslim törenlerinde ve komutanların yemin metinlerinde kamuoyunun görmeye alışık olduğu "Atatürkçü düşünce sistemine bağlılık" ile "laik rejimin yılmaz savunuculuğu" gibi vurgular da yeni düzenlemeyle birlikte tarihe karışacak. Generallerin bu konuşmalarına dayanak teşkil eden maddeler TSK İç Hizmet Kanunu'ndan ayıklanacak. 

Avusturya'nın başkenti Viyana'da beraberindeki gazetecilerin sorularını cevaplandıran Bozdağ, gündemdeki konulara ilişkin önemli mesajlar verdi. TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35'inci maddesi ve benzer ifadelerin olduğu 5-6 maddeyi değiştireceklerini ifade eden Bozdağ, "Kaldırmıyoruz. Darbeye gerekçe, bahane olarak kullanılan ifadeleri değiştiriyoruz. Aynı ifadeler görev devir teslim yeminlerinde de var, onlar da değişecek" diye konuştu.

HALKIN SEÇMESİ FİİLEN YARI BAŞKANLIKTIR
Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bozdağ, "Türkiye'de ilk kez cumhurbaşkanını doğrudan millet seçecek. Bu da fiili 'yarı başkanlık' demek. Çünkü cumhurbaşkanı adayı seçim kampanyasında vaatlerde bulunacak, sözler verecek, neler yapacağını anlatacak. Yoksa 'her perşembe başbakanla, genelkurmay başkanıyla görüşeceğim, ayda bir gelip sizi ziyaret eceğim' demeyecek herhalde. Köşk'e çıktığında da bunların takipçisi olacak. Şu an yetkilerine baktığımızda, bakanlar kurulunu onaylama yetkisi veriyor anayasa. Bakanı onaylamayıp kendisi 'şu kişi bakan olsun' diyebilir. Bugünkü yetkilerle cumhurbaşkanı seçtiğimizde, bildiğimiz yarı başkanlıktan daha güçlü bir yarı başkanlık sistemi getirmiş olacağız" şeklinde konuştu.

Yeni bir elbise lazım
Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacının olduğunu vurgulayan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Ülke bu elbiseyle yürüyemiyor, bu açık" dedi. Bozdağ, şunları söyledi: "Türkiye'nin geleceği koalisyonlara, zayıf iktidarlara kalmasın. Güçlü iktidarlar büyük krizlerden sonraya kalmasın. Sistemin kendisi güçlü iktidar üretsin istiyoruz. Gayrimeşru yollarla milletvekillerinin, parti liderlerinin ayartılmadığı, tek bir milletvekilinin istifa tehdidinin bile hükümetleri yıkmadığı bir sistem... Anayasa Komisyonu çalışmalarında bir usûl vardır. Üzerinde uzlaşma sağlanamayan öneriler parantez içinde yazılır ve geçilir. Bizim 'başkanlık' sistemi önerimiz de parantez içinde yazılır, geçilir. 'AK Parti başkanlıkta diretti, komisyon kilitlendi' denilemez. Biz niye kilitleyelim. Aksine biz çoğunluğumuza rağmen usûlü değiştirdik, Anayasa Komisyonu'na tüm partiler eşit sayıda üye versin dedik. Uzlaşmayla yeni anayasa yapalım diye. Aksini neden isteyelim? Ama yeni anayasanın tüm parantezleri yeniden ele alınır, uzlaşma sağlanır ve sadece başkanlık önerisi kalırsa onu da çekeriz, kimse endişe etmesin. Başkanlık önerisi Anayasa Komisyonu'nu kilitlemez. Hem son yapılan anketlere göre, başkanlık sistemi tartışmaları arttıkça kamuoyunda da bilinçlenme artıyor. Destek de artıyor. Son veriler, başkanlık sistemine desteğin yüzde 30'ları aştığını gösteriyor."

KUVVETLER AYRILIĞI GÜÇLENSİN
Bozdağ, 'Erdoğan ekibi Köşk'e çıkar mı?' sorusuna ise "Doğmamış çocuğa don biçilmez" yanıtını verdi. 'Kuvvetler ayrılığı' kavramına ilişkin olarak ise Bozdağ, "Bizim istediğimiz kuvvetler ayrılığının kalkması değil, tam tersi daha da güçlenmesi ve bağımsızlaşması" diye konuştu.

Uludere örtülmez
34 köylünün ölümüyle sonuçlanan Uludere ile ilgili yargı sürecinin uzadığı yöndeki değerlendirmeleri de ele alan Bozdağ, "Bu olay çok acı tabii... Terörle mücadelede benzer kazalar yaşandı geçmişte de. Biz üstünü örtmedik, örtmeyeceğiz" dedi. İlk günden itibaren acılı ailelerin yanında olduklarını, aileleri ziyaret ettiklerini ve desteklediklerini ifade eden Bozdağ, "Maddi desteğimiz bile kasıtlı yanlış yorumlandı. Şu anda 4 koldan soruşturma sürüyor. Adli, idari ve askeri yargı soruşturuyor, TBMM özel bir komisyon kurarak araştırdı. Sonuçları beklemek gerekiyor. CHP ve BDP konuyu istismar ediyor. Sürecin uzaması da bu istismara sebebiyet veriyor, doğru. Ama yargıya müdahale etme-miz sözkonusu olamaz ki" şeklinde konuştu. 

Yasa dışı dinleme engellenemiyor
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın evinin altındaki ofisinde bulunan dinleme cihazı 'böcek'lerle ilgili açıklamalarda da bulunan Bozdağ, "Bizden önce devletin kurumları ayrı ayrı ve kafasına göre dinleme yapabiliyordu. Bunu TİB'le bitirdik. Tüm kurumlar dinleme iznini mahkemeden almak ve bunu TİB'e bildirmek zorunda. TİB'in onayından geçmeyen hiçbir dinleme kararı yasal olarak yerine getirilemez. Artık devletin hiçbir kurumu yasadışı dinleme yapamaz. Ancak teknoloji yasadışı ortam dinlemeyi kolaylaştırıyor. Eskiden sadece istihbarat kurumlarının ulaşabileceği cihazları artık çok ucuz fiyatlarla herkes alabilir durumda. Bunu yasalarla engellemek mümkün değil. Ama cezaları arttırdık ve daha sıkı takip ediyoruz" ifadelerini kullandı. 

Cemevleri için Anayasa değişmeli
Cemevi tartışmalarını da değerlendiren Bekir Bozdağ, 'devrim kanunları'nda birçok şeyin yasaklanmış olmasına rağmen pratikte uygulanmadığına dikkat çekerek cemevleriyle ilgili düzenleme yapmak için Anayasa'yı değiştirmek gerektiğini belirtti. Bozdağ şöyle konuştu: "Hazreti Peygamber, iki ibadet yeri yaptırmış, ikisinin adı da 'mescit'. Halen ayaktalar. İslam dünyasında bütün mezheplerin, farklı yorumların birleştiği ibadet yeri bu nedenle hâlâ camidir. Zaman içinde fazladan zikir, sema, semah gibi bazı uygulamalar mescitte, camide yapılamadığı için tekke-lerde, zaviyelerde, cemevlerinde yapılmaya başlandı. Bugün devrim kanunlarına göre tekke ve zaviye yasak. Hatta bey, hanım, ağa, paşa demek de yasak. Ama uygulamada bu mekanlar, bu sıfatlar yok mu, var. Cemevleri için Anayasa'nın 177. maddesinde değişiklik lazım." YENİ ŞAFAK

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.