ODTÜ’de Jüri Skandalı

Ortadoğu Teknik Üniversitesi ile ilgili flaş bir gelişme yaşandı. Marjinal sol ve bölücü örgütlerin yuvalandığı üniversitelerden ODTÜ’de Rektör ve bazı öğretim üyelerinin “doçentlik jürilerinde yasadışı ve şaibeli işler yaptıkları” ortaya çıktı. Fatih Akkaya imzasıyla Akit'te yer alan habere göre, Yükseköğretim Denetleme Kurulu raporunda bu isimlerin cezalandırılmaları istendi. Top, YÖK’te.

DÜĞMEYE ÖZCAN BASMIŞTI

Yükseköğretim Kurulu önceki Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, artan şikayetler üzerine doçentlik jürilerinde yapılan yasadışı ve şaibeli jüri işlemlerine karşı soruşturma açılmasını istemiş ve 2011 yılının Ağustos ayında Doçentlik Sınav Komisyonu üyelerinin görevine son vermişti. Bunun üzerine harekete geçen Yükseköğretim Denetleme Kurulu tarafından yaklaşık 2 yıldır sürdürülen soruşturma sonuçlandı.

Soruşturma sonucunda bir rapor hazırlandı. Yükseköğretim Denetleme Kurulu’nun raporunda, ODTÜ Rektörü Ahmet Acar, Bilkent Üniversitesi Rektörü Abdullah Atalar ile ODTÜ’lü bazı öğretim üyeleri hakkında “görevi kötüye kullanmak” suçundan dava açılması ve disiplin yönünden de kademe ilerlemelerinin durdurulması cezası ile tecziye edilmeleri gerektiği kaydediliyor. 

AYRIMCILIK, KAYIRMA…

Akit’in edindiği bilgilere göre soruşturma raporunda; doçent adayları arasında ayrımcılık yapıldığı, kasıtlı, şaibeli, kötü niyetli jüriler kurulduğu, doçentlik jürilerinin hep belli öğretim üyeleri arasında paylaştırılarak belli adayların kayırıldığı hususlarına vurgu yapıldı.

RAPOR ŞU ANA BAŞLIKLARDAN OLUŞTURULDU:

-Doçentlik başvurusunda bulunan adaylar arasında sebebi belirlenemeyen bir ayrımcılık yapılarak bazı adaylar için 5, bazı adaylar için 3 kişilik jüriler oluşturmak,

-Eserlerin incelenmesi aşamasında doçent adayları hakkında olumlu görüş bildiren jüri üyelerinin, görüşlerini değiştirip başarısız raporu göndermeleri için işlemler yürütmek,

-Doçentlik Alt Komisyonu tarafından tespit edilen jüri üyelerini hiçbir gerekçe göstermeden değiştirmek, yeni jüri oluşturulması aşamasında alt komisyon kararı almamak, bazı jüri üyelerini tek kişinin imzası ile belirlemek ve değiştirmek, adayla aynı Üniversiteden jüri üyesi belirlemek, asıl ve yedek jüri üyelerinin çoğunluğunu aynı üniversiteden tespit ederek özel jüriler oluşturmak,

ADAYLA HUSUMETİ OLAN KİŞİLERİ JÜRİ ATAMIŞLAR

-Doçent adaylarıyla husumeti olan kişileri jüri üyesi olarak atamak,

-Doçent adayları tarafından aynı doçentlik dosyası ve aynı eserler sunulmuş olmasına rağmen mükerrer olarak ileri sürülen etik ihlal iddialarını işleme koyarak adayların mağdur olmasına ve haksız etik inceleme yapılmasına neden olmak.

RAPORDA KİMLERİN İSMİ VAR?

Yükseköğretim Denetleme Kurulu tarafından düzenlenen soruşturma raporunda 2004-2009 yılları arasında doçentlik sınav komisyonu üyesi olarak görev yapan ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar, Kemal Gürüz döneminde YÖK Başkan Vekili olan ODTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. İsmail Tosun, CHP yöneticilerinden Prof. Dr. Sencer Ayata’nın eşi ODTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşe Ayata ile halen Bilkent Üniversitesi Rektörü olan Prof. Dr. Abdullah Atalar’ın cezalandırılmaları talep edildi.

ODTÜ PROF.’LARI İLE DİĞER PROF.’LAR BİR DEĞİLMİŞ

Düzenlenen soruşturma raporunda ifadeleri alınan öğretim üyeleri çok ilginç değerlendirmelerde de bulundular. Yükseköğretim Denetleme Kurulu’nun, Türkiye’de diğer üniversitelerde binlerce profesör bulunmasına rağmen doçentlik jürilerinin neden hep ODTÜ öğretim üyelerinden oluşturulduğu yönündeki sorusuna ODTÜ Öğretim üyesi olan ve Kemal Gürüz döneminde YÖK Başkanvekili olan Prof. Dr. İsmail Tosun; “ODTÜ’de profesör olan bir kişi ile diğer üniversitelerde profesör olan bir kişi aynı değildir” cevabını verdi.

NİHAİ KARAR GÜNÜ

Yükseköğretim Denetleme Kurulu’nun sözkonusu raporunun ardından 29 Aralık 2012 tarihinde toplanan YÖK Genel Kurulu’nda sert tartışmalar yaşandığı da öğrenildi. YÖK Genel Kurul üyelerinin ikiye bölündüğü, bir kısım üyelerin ODTÜ Rektörü Ahmet Acar ile Bilkent Üniversitesi Rektörü Abdullah Atalar’ın cezalandırılması gerektiği yönünde oy kullanırken, diğer üyelerin cezalandırılmaya gerek bulunmadığı yönünde oy kullandığı belirtiliyor. Nihai kararın bugün yapılacak toplantıya ertelendiği de gelen haberler arasında. Olayın örtbas edilip edilmeyeceği ile suçluların cezalandırılıp cezalandırılmayacağı merakla bekleniyor.