Miyasoğlu’nun Başbakan’dan İsteği Neydi?

Miyasoğlu’nun Başbakan’dan İsteği Neydi?
Güzel Ölüm’ün yazarı Mustafa Miyasoğlu, bir Ramazan gününde güzelce Rabbi’ne vuslat etti.

KÜLTÜR SANAT SERViSi

Türk-islam kültürünün edebiyat alanındaki en önemli sözcülerinden Akit yazarı Mustafa Miyasoğlu, Hakk’a yürüdü. Bir Ramazan gününde vefat eden Miyasoğlu, tıpkı yazdığı ‘Güzel Roman’daki gibi ‘güzel bir ölüm’ün sahibi oldu. Uzun süredir, beynindeki tümör sebebiyle tedavi gördüğü hastanede hayat mücadelesi veren Miyasoğlu, dün öğlen saatlerinde hayata gözlerini yumdu.

CENAZE NAMAZI CUMA SONRASI FATiH’TE

Tedavi gördüğü Bağcılar Medipol Hastanesi’nde vefat eden Miyasoğlu’nun cenaze namazı Fatih Camii’nde bugün Cuma namazının ardından kılınacak. Miyasoğlu’nun naaşı Eyüp Sultan Mezarlığı’na defnedilecek.

Haziran ayının başından beri Bağcılar’daki Medipol Hastanesi’nde, beynindeki tümöre bağlı olarak tedavi gören edebiyatçı-yazar Mustafa Miyasoğlu, 10 Temmuz’dan beri gözetimli olarak uyutuluyordu. Temmuz ayında gerçekleştirilen ameliyatla Miyasoğlu’nun beynindeki 4 tümörden biri alınmış, ancak 3 tümör beyindeki hassas bölgede olduğu için alınamamıştı. Miyasoğlu’nu tedavi gördüğü sırada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de ziyaret etmişti.

BÜYÜK DOĞU’NUN MÜDAFii OLDU!

Türk-islâm kültürünün sözcülerinden gazeteci-yazar Mustafa Miyasoğlu, yazarlık hayatı boyunca Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in inşa ettiği Büyük Doğu fikriyatının savunuculuğunu yaptı. Tiyatrodan, edebiyata Necip Fazıl ekolünün devam ettiricisi olan Miyasoğlu, edebiyatta Türk-islam sentezinin savunucusu olarak biliniyordu. Hastalığının ağırlaştığı günlere kadar Akit’teki yazılarını sürdüren Miyasoğlu, istanbul Kabataş Erkek Lisesi’nden bu yana binlerce öğrenci yetiştirdi. Milleti ilgilendiren konularda sanat çevrelerine tavır almaktan çekinmeyen Miyasoğlu, son olarak istanbul fiehir Tiyatroları ve Devlet Tiyatroları gibi konularda da solcu-statükocu çevrelere karşı milletin değerlerini savunmuştu.

BAŞBAKAN’DAN ÖNEMLİ BİR İSTEĞİ VARDI!

Rabbi’nden 80 yaşına kadar yarım kalan çalışmaları için mühlet isteyen Mustafa Miyasoğlu, 67 yaşında hayata gözlerini yumdu. Miyasoğlu’nun vefatından önceki en büyük emeli ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşüp projesini ona anlatmaktı. Daha önce ‘Necip Fazıl Kısakürek Armağanı’nı yazan Miyasoğlu, yazımını tamamladığı bir başka eseri olan ‘Mehmet Akif Ersoy Armağanı’nı da matbu haliyle Başbakan Erdoğan’a sunarak sürpriz bir talepte bulunacaktı. Miyasoğlu’nun Erdoğan’dan talebi, bu iki kitabın Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda okuyan milyonlarca öğrenciye ücretsiz dağıtılması idi!

GÜL: HER ZAMAN SAYGI VE ŞÜKRANLA HATIRLAYACAĞIZ

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yazar, şair ve edebiyatçı Mustafa Miyasoğlu’nun vefatı nedeniyle mesaj yayımladı. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre Gül, Miyasoğlu’na Allah’tan rahmet, kederli ailesi, sevenleri, dostları ve edebiyat dünyasına bağsağlığı diledi. Gül, mesajında “Değerli arkadaşım Mustafa Miyasoğlu’nun vefatını derin bir teessürle öğrenmiş bulunmaktayım. Yakın ve kıymetli bir dostu kaybetmenin üzüntüsü içindeyim. Edebiyat dünyamıza seçkin eserler kazandıran Mustafa Miyasoğlu’nu her zaman saygı ve şükranla hatırlayacağız” ifadelerini kullandı.     

ÇİÇEK: KÜLTÜR HAYATIMIZDA AYRI BİR YERİ VARDI

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Edebiyat dünyasının değerli isimlerinden Miyasoğlu’nun, yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayarak vefat ettiği haberini almaktan büyük üzüntü duyduğunu belirterek, “Kaleme aldığı roman ve hikayelerinin yanı sıra, gazete ve dergilerde yayımlanan düşünce yazılarıyla kültür hayatımıza ayrı bir ışık tutan merhum Miyasoğlu’na Allah’tan rahmet, ailesine ve tüm sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyorum” dedi.

EDEBİYATIMIZ İÇİN BÜYÜK KAYIP

Edebiyatçı-yazar D. Mehmet Doğan: “Edebiyatımızın önemli isimlerindendi. Sadece şiir, hikaye ve roman yazmadı. Kendisi özellikle bu alanlarda başarılı bir isimdi. Aynı zamanda edebiyat tarihimiz için ciddi çalışmalar yaptı. Çok önemli isimleri gündeme getirdi. Son olarak Ahmet Mithat Efendi’nin vefatının Yüzüncü Yılı’nda güzel toplantılar düzenledi. Edebiyatımızın büyük kayıplarından biridir.”

RAHMET AYINDA VEDA ETTİ

Edebiyatçı Muzaffer Doğan: “Büyük Doğu teknesinden yetişmiş, Büyük Doğu mücadelesini kavramış, Büyük Doğu mücadelesinde yazan ve eser veren bir isimdi. fiairdi, romancıydı… 50 yıla yakın bir zamanda eserleriyle tanınan bir sanatçı, yakın dostumdu. Mübarek Ramazan’da öbür aleme göç etmesi de derin manalar taşımaktadır. Cenab-ı Hakk’a hamdolsun. Mü’min olarak gitti. Güzel bir ayda, rahmetin yağdığı bir ayda ve yağmurlu bir günde vefat etti.”

TEŞVİK EDİCİ BİR İNSANDI

Kültür Sanat eleştirmeni Bünyamin Yılmaz: Kültür dünyamıza katkıları büyük bir insandı Mustafa Miyasoğlu. Sadece eserleriyle değil, teşvik edici özelliğiyle de dikkat çekerdi. Sayısız insan üzerinde büyük emekleri vardır. Birlikte yola çıktıkları merhum Hasan Nail Canat’ın vefatı sonrası ‘Aynalar Yolumu Kesti’ adlı oyunla tüm Anadolu’yu dolaşırken Miyasoğlu hocamız da Necip Fazıl’ı anlatmıştı. Mekanı cennet olsun.

 

İSTEDİĞİ BİLGİLERİN HEPSİNİ AKTARAMADI

Yedi iklim Dergisi Yayın Yönetmeni Ali Haydar Haksal: Miyasoğlu geçmişten bu yana Üstad Necip Fazıl’la özdeşleştirdiğimiz bir isimdi. Ahmet Mithat Efendi ile ilgili yaptığı çalışmalarla da tanınırdı. Akit ve Milli Gazete de haftalık yazıları yayınlanıyordu. Genç nesile aktarmak istediği bilgilerin son dönemlerde yarım kaldığından bahsederdi. Hakk’ın rahmetine kavuşan Miyasoğlu’nun ailesi ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum.

SEÇKİN BİR İSİMDİ

Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği Başkanı Mehmet Nuri Yardım: Mustafa Miyasoğlu, hem kültür dünyamızın hem de fikir hayatımızın seçkin isimlerinden biriydi. Büyük Doğu ekolüne mensuptu. Üstad Necip Fazıl’ın en yakınlarındandı. Necip Fazıl’ın fikri birikiminden istifade etmiş bir edebiyatçı olarak temayüz etmiş çok yönlü bir insandı. Bütün eserlerinde islami dünya görüşünü orta koyuyordu. Toplumun iyileşmesi, gençlere rehber olabilmek ve onlara medeniyetimizi anlatabilmek için çabalayan bir ağabeyimizdi. Yeri doldurulamayacak bir insan, bir kültür adamı ve gönül insanı idi.

SEViLEN BiR DOSTTU

Kültür Tarihçisi Dursun Gürlek: Merhum Mustafa Miyasoğlu benim 35-40 yıldır tanıdığım, sevdiğim bir dostumdu. Kültürümüze, edebiyatımıza büyük hizmetleri geçti. Hem okumayı hem de yazmayı seven bir kimseydi. itiraf etmeliyim ki Miyasoğlu’nun yazılarını büyük bir zevk ile okuyordum. Kendisi ile olan tanışıklığım MTTB’den başlıyor. Hatta benim ilk yazım da MTTB Gençlik Dergisi’nde yayınlanmıştı. Miyasoğlu yıllar sonra bir jest yaparak o yazıyı bulup bana göndermişti. Allah rahmet eylesin, tayin edilmiş vakti bu kadarmış, makamı ve mekanı cennet olsun. O, artık eserleri ile yaşayacak.

HiZMET ADAMIYDI

TYB istanbul fiube Başkanı Mahmut Bıyıklı: “Mustafa Miyasoğlu; edebiyatı, dava için hizmet için bir araç olarak görüyordu. TYB’nin birçok faaliyetine fikri olarak öncülük etmiştir. Hastalığının ağır olduğu dönemlerde bile yapılması gereken faaliyetleri, çalışılması gereken konuları, hazırlanması gereken kitapları, önermiş ve muhakkak yerine getirilmesini arzu etmiştir. Necip Fazıl Kısakürek’in izini takip eden değerli yazar Miyasoğlu, Üstad ile ilgili yapılan çalışmalardan heyecan duymuş ve üstadın yeni nesiller tarafından okunması, anlaşılması için büyük çaba göstermiştir.”

MUSTAFA MiYASOĞLU : DOLU DOLU 67 YIL

Dün Rahmet-i Rahman’a kavuşan Mustafa Miyasoğlu, 1946 yılında Kayseri’de doğdu. Miyasoğlu, ilk ve orta öğrenimini burada tamamladıktan sonra istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde okudu. On yıl liselerde öğretmenlik, on iki yıl da üniversitede okutmanlık yaptı. 1988-92 yılları arasında Pakistan’ın islamabad şehrindeki yabancı diller enstitüsünde yardımcı profesör unvanıyla görevlendirildi. 1966 yılından beri şiir yanında deneme, hikâye, tiyatro ve roman türlerinde de eser veren sanatçı, Akit ve Vakit’in de aralarında olduğu pek çok dergi ve gazetede kültür ve sanat yazıları yayınladı, şiir ve romanlarıyla armağanlar kazandı. Türk Millî Kültür Vakfı özel armağanını kazanan Hicret Destanı adlı şiiri Prof. Dr. Muhammed Harb tarafından Arapça’ya çevrildi. Ayrıca başka şiir ve hikâyelerinin de ingilizce, Arapça ve Urduca çevirileri yurtdışında yayınlandı. Samsun, Ankara ve Kahire Üniversitelerinde eserleri üzerine tezler hazırlandı.

ilk şiiri Filiz dergisinde çıktı (Kayseri, 1966). fiiir ve yazıları Hisar, Türk Edebiyatı, Edebiyat, Mavera, Millî Gençlik, Yeni Sanat, Sedir dergilerinde yayınladı. Suffe Yayınlarını kurarak Suffe Kültür Yıllığı’nı yayınlamaya başladı (1982). fiiir, hikâye ve romanlarında millî kimlik arayışına yöneldi, toplumda değer çatışmalarını işledi. Bazı araştırmalarında Semih Güngör imzasını kullanmıştır. fiiirleri: Rüya Çağrısı (1993), Devran (1978), Hicret Destanı (1981), fiiirler (Toplu şiirleri, 1983), Bir Gülü Andıkça (1997). Hikâyeleri: Geçmiş Zaman Aynası (1976). Romanları: Kaybolmuş Günler (1975), Dönemeç (1980), Güzel Ölüm (1982), Bir Aşk Serüveni (1995). Biyografileri: Necip Fazıl Kısakürek (1985), Asaf Halet Çelebi (1986), Ziya Osman Saba (1987), Haldun Taner (1988). Antoloji: Çağdaş islâmî fiiirler Antolojisi (1988). Denemeleri: Edebiyat geleneği (1975), Devlet ve Zihniyet (1980), Muhacir (1981), Roman Düşüncesi ve Türk Romanı (1998).

Akit

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.