Bu ne çelişki Hüseyin Bey!

Bu ne çelişki Hüseyin Bey!
Uzun yıllardır ilköğretim okullarında okutulan İnkılâp Tarihi ders kitabının, 'İlköğretim Müfredatlarının Yenilenmesi Projesi' kapsamında değiştirilmesi tartışmaları beraberinde getirdi.

Bu yıl okutulmaya başlanan kitapta, ilk defa İkinci Dünya Savaşı sonrası dünya ve Türkiye'deki gelişmeler anlatıldı. Kitabın sonuna eklenen bir ünite ile dünya ve Türkiye'de gerçekleşen önemli siyasi ve ekonomik olaylar 2002 yılına kadar işlendi. 3 askeri darbe ve 28 Şubat sürecinin de yer aldığı kitapta bilgilerin yetersiz ve darbeleri meşrulaştıracak bir dille yazıldığını savunan eğitimcilerin tepkileri ise sürüyor. Kitaplardaki bilgilerin yetersiz ve eksik olduğunu savunan eğitimciler, Milli Eğitim Bakanlığı'nı göreve davet ederek, "Gerçekleri çocuklarımıza olduğu gibi aktarın. Darbeleri bir cümle ile anlatamazsınız. Kaldı ki darbeleri anlatım dili meşrulaştırmaya yönelik. Sonra darbelerden söz edilirken neden darbecilerin bu ülkeye verdikleri zararlar anlatılmıyor?" şeklinde değerlendirmelerde bulunurken, Vakit, konuyu Sivil Düşünce Platformu ve Öğretmen-Sen'in kurucularından eğitim uzmanı Ufuk Coşkun'a sordu.

DARBECİ MANTIĞI
Eğitim uzmanı Coşkun, "İlköğretim 8. sınıf 'İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük' kitabında 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat müdahaleleri, darbeci mantığa hak veren ve milletin seçtiği siyasetçileri kötüleyen bir üslûpla yazılmıştır" dedi.

"DARBECİLERİN YAPTIKLARINI ANLATALIM"
Coşkun sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Kitabın 199, 200 ve 201. sayfalarında askeri müdahaleler meşrulaştırılmıştır. Bütün suç siyasilere devredilmiş, TSK ise artan gerginliklere sadece 'Dur' demiştir. Örneğin bu ders kitabında 1950'lerin ikinci yarısından itibaren verimsiz bir dönemin başladığı, artan muhalefet karşısında DP'nin muhalefeti etkisiz hale getirmek için çaba sarf ettiği, sonrasında ekonomik ve siyasi sıkıntıların arttığı, bütün bu gerginliklerin 27 Mayıs 1960 tarihinde askeri müdahaleye yol açtığı yazıyor. 24 Ocak 1980'de ise uygulamaya konulan ekonomik istikrar programının yaşanan sıkıntıya çözüm olmadığı gibi, huzursuzluğa neden olduğu, parlamentoda sıkıntılar yaşandığı, Meclis'in yeni cumhurbaşkanını seçemediği gibi olumsuzluklar belirtiliyor. 1980 yılının 12 Eylül'üne gelindiğinde ise 'TSK geçici bir süre için yönetime el koydu' denilerek 12 Eylül darbesi de bu şekilde izah edilmiş olunuyor. 28 Şubat postmodern darbesi ise bir cümleyle şu şekilde izah ediliyor; 'Laiklik karşıtı söylem ve eylemlerin artması üzerine Milli Güvenlik Kurulu, 28 Şubat 1997 tarihinde hükümeti uyardı.' Yakın tarihimizde yaşadığımız ve tanıklık ettiğimiz darbelerin tanımları bu değildir. Suçlular da gizlenmiştir. MEB bunu derhal düzeltmeli. Tarihi gerçekler çocuklarımızdan gizlenip, darbeciler unutturulmamalı. Çocuklara önce darbecilerin gerçek yüzleri gösterilsin. Darbeci mantığa hak veren anlayışı kabul etmemiz mümkün değildir" diye konuştu.

"DERS KİTAPLARI YENİDEN İNCELENSİN"
8. sınıf öğrencisi çocuklara sadece darbelerden bir cümle ile söz ederek gerçeklerin anlatılamayacağını kaydeden Coşkun, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Hâlbuki doğru olan, gerçek olan, yazılması ve eğitimle verilmesi gereken şey; bizlere 50 yıldır sürekli toplumsal travmalar yaşatan, varlığını her an hissettiğimiz, onca insanımızı, gencimizi, yazarımızı bu süreçlerde yitirdiğimiz, hukukla, ahlakla, demokrasiyle, insani olanla uzaktan yakından bir bağı olmayan darbelerin ve bunları yapanların ülkemize ne denli zarar verdiğinin kitapta olmasıydı. Bu açıdan ders kitaplarının yeniden incelenmesine ve içeriğinin gerçek olanla doldurulmasına ihtiyaç vardır.

"ÖĞRENCİLERE HALEN ASKER YÜRÜYÜŞÜ YAPTIRILIYOR"
Öğrencilere ders kitapları aracılığıyla resmi ideolojinin aktarıldığını vurgulayan Coşkun, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Türk eğitim sisteminin siyasi ve ideolojik manada masum olmadığını biliyoruz. Bu ülkede öğrenciler matematik dersinde bile milli meselelere yönlendirildi. Tektipçi bir eğitim anlayışı dayatıldı. Eğitim-öğretimin her safhasında hâkim ideolojinin etkisi hissedilir... Ama Türk eğitim sistemi artık bu vakitten sonra kendisini demokratik dünyaya adapte etmek durumundadır. Bunca yıldan sonra hâlâ ders kitapları vasıtasıyla öğrencilere resmi ideoloji aktarılıyor. Yanlış bilgiler veriliyor. Farklılıklar çok farklı bir dille öğrencilere anlatılıyor. Beden eğitimi derslerinde çocuklara hâlâ asker yürüyüşü yaptırılıyor. Türk eğitim sistemin temel sorunlarını bizzat eğitimcilerin eleştirmesi gerekirken, daha hâlâ törenlerde 'Hazırolda topuk sesi gelmezse İstiklal Marşı'nı okutmam' diyen eğitimcilerimiz bulunmaktadır."


ASLAN DEĞİRMENCİ/VAKİT

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.