Menderes'le İlgili Göz Yaşartan Anı

Menderes'le İlgili Göz Yaşartan Anı
Samet Ağaoğlu 'tarihimizde halkın derdiyle bu kadar bütünleşen bir başbakan, o tarihe kadar daha gelmemişti" dedi.

Turgut Özal Üniversitesi’ndeki, “Aydın Menderes’i Anma” programına katılan gazeteci ve yazar Taha Akyol, Menderes’in arkadaşı Samet Ağaoğlu’nun anlattığı bir anekdotu, konferans salonundakilerle paylaşarak, 1953’de sıcak rüzgârlı bir günde Menderes'in nasıl hüzünlendiğini şöyle anlattı:

“Adnan Bey gözleri dalgın, yüzü sapsarı, elimi tuttu, titrek bir sesle ‘İçim yanıyor Samet, içim yanıyor. Bu rüzgâr şimdi Anadolu’yu kavuruyor. Bilirim bu yel estikçe toprak kurumakta, ekinler sararmaktadır. Duâdan başka yapacak bir şey de yoktur.’ dedi. Baktım Menderes’in yanaklarından sessiz yaşlar süzülüyor.”

Ankara'da başbakanlık koltuğunda bir başbakanın şahsî hiçbir derdinin olmadığını, esen sam yelinin Anadolu’daki toprağı kuruttuğu için gözyaşı döktüğüne dikkat çeken Akyol; “Şunu da söyleyeyim ki bizim tarihimizde halkın derdiyle bu kadar bütünleşen bir başbakan, o tarihe kadar daha gelmemişti” dedi.

Yassıada yargılamaları sırasında, Adnan Menderes'in mahkeme hâkimine “Reis Bey Efendi! Sadece usûle ait bir maruzatta bulunacağım. Bir insanın haklarını müdafaa edebilmesi için muayyen şartların mevcudiyeti lâzımdır. Bendeniz 5 aydır tecrit edilmiş vaziyette, bir tek oda içinde ve günün 24 saatinde her saat başı değişen bir nöbetçi subayın nezareti altında, bir tek kelime bile konuşmadan yaşadım. Bu şartlarda konuşma ve aklî melekelerim sekteye uğradı...”sözlerini duygulu bir şekilde okuyan Taha Akyol şöyle devam etti:

“Yani tek bir odadasınız, odanın perdelerini açmak yasak, her saatte bir kapı şak şak vuruluyor, tak tak tak içeriye bir manga giriyor, manga komutanı içerideki komutandan nöbeti devir alıyor. Çok defa pencereler kapalı olduğu için Menderes, gece ile gündüzü karıştırmıştır. Bu bizim tarihimizde hiçbir başbakana yapılmamıştır...”

Hepsinin bu kadarla sınırlı olmadığını aktaran Akyol, Celal Bayar’ın Kayseri Günlükleri'nden de notlar paylaştı. Cezaevinde 15 gün dolmasına rağmen, avukatlarla görüşmenin yapılmadığını hatırlatan Akyol, Celal Bayar’ın avukatı Gültekin Başak’ın cezaevine geldiğinde şahit olduğu tabloyu gözler önüne serdi.

Celal Bayar'ın avukatı Gültekin Başak'ın cezaevine geldiğinde o sırada Menderes'in de kendi avukatını beklediğini anlatan Akyol; “Menderes, hücre kapısının parmaklıklı penceresinden Gültekin Başak'ın geçtiğini görüp soruyor: “Merak ediyorum Gültekin bey, benim avukatlarım da geldi mi?” Cevap almaya vakit kalmadı, şiddetli bir tokat Adnan Beyin yüzünde patladı. Yakasından tutulup oda içinde sürüklenirken; ‘Başkasıyla nasıl konuşursun?’ diye vurulmaya devam ediliyordu. Odasında vurma, sövme faslının devam ettiği anlaşılıyordu. Bunu yapan sarı saçlı, altın dişli, iri yarı bir teğmendi. İsmini de söyledi, fakat ben o namert adamın adını hatırımda tutamadım” diyen Samet Ağaoğlu'nun sözlerini okurken gözyaşlarına hâkim olamadı.

Bunların saymakla bitmeyeceğini kaydeden Akyol; “Ben sizlere Hasan Polatkan’ın elinde söndürülen sigaralardan bahsetmiyorum. Fatin Rüştü Zorlu’nun nasıl dövüldüğünü ve bunu annesine hissettirmemek için siyah gözlük taktığını ama annesinin Zorlu’nun gözlüklerini çıkarttığında morarmış gözlerini nasıl gördüğünü sizlere anlatmıyorum” ifadelerini kullandı.

Akyol, Aydın Menderes’in işte bu şanların, bu şereflerin, millete hizmet etme gibi en büyük haysiyetin içerisinden gelen ve bu zulümlerin içinde pişen bir insan olduğunu kaydetti.

*
ADNAN MENDERES KİMDİR?

17 Eylül 1961’de Demokrat Parti iktidarının başbakanı Adnan Menderes idâm edildi. Demokrat Parti dönemine adını veren kişilerin başında olan Adnan Menderes, bu partinin de kurucularındandı. 14 Mayıs 1950 tarihinde DP’nin iktidara gelmesiyle Başbakan olmuş, 27 Mayıs 1960 ihtilâline kadar da bu makamda kalmıştı.

Yassıada Mahkemeleri’nde yargılanan Adnan Menderes, hakkında verilen cezânın 27 Mayıs darbesini yapan Milli Birlik Komitesi’nin tasdikiyle İmralı Adası’nda asılmıştır. İmralı Adası’nda bulunan naaşı, 17.9.1990 günü, İstanbul Topkapı’da yaptırılan Anıt Mezar’a, devlet töreni ile nakledilmiş, itibârları devletçe iâde edilmiştir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum