Yeni Paris Büyükelçisi'nden İlginç Sözler

Yeni Paris Büyükelçisi'nden İlginç Sözler
Büyükelçi Hakkı Akil: 1915’te olanların soykırım tanımına uymuyor diye iddia etmem, Ermeni arkadaşlarımla oturup pastırma yememi, rakı içmemi engellemez.

Hürriyet'in manşete çektiği Türkiye'nin yeni Paris Büyükelçisi Hakkı Akil, Ermeni diyasporasıyla “önyargısız” görüşmeye hazır olduğunu söyleyerek “Ermeni ve Türk halkının ilişkilerinin bozuk olması içimi acıtıyor. Birbirine bu kadar benzeyen iki halk artık barışmalı” dedi.

-Fransa zordur, masanızda ağır ve sorunlu dosyalar sizi bekliyor. Ne hissediyorsunuz?

Bana sorarsanız her ülkenin kendine göre zorlukları var. Daha önce Türkmenistan’da görev yaptım. Orası daha zor bir ülkedir. Fransa zorluklar olsa da kolaylıkları da olan bir ülkedir. Bir defa yerleşmiş ciddi bir devlet var karşınızda. Dosyaları, konuları medeni bir ortamda, ciddi bir şekilde tartışabiliyorsunuz. Fransa’da bir haftada yanıt alabileceğiniz bir konuyu başka ülkelerde iki ay, hatta altı aya kadar bekleyebilirsiniz.

-Türkiye-Fransa ilişkilerini belirleyen üç ana konu Avrupa Birliği, Ermeni sorunu ve Türk halkının buradaki durumu. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande döneminde AB müzakerelerinde görece rahatlama sağlandı, ne dersiniz?
Evet. Trenin raydan çıkmamasını, müzakerelerin sürmesini önemsiyorum. Varılacak yol tamamlandıktan sonra iki taraf da şapkasını ortaya koyar ve düşünür. Türkiye bütün reformlarını tamamladıktan sonra, Türk halkı referandumla fikrini söyler. Belki Norveç gibi üye olmak istemez, belki İngiltere modeli Euro ve Schengen’e girmez...Ama Avrupa’nın da, İngiltere modelinin de geleceği belli değil. Önümüzde seçimler var. Ne olacağını hep beraber göreceğiz.

-Bu durumda en dikenli dosya yine inkâr yasası tartışması olacak galiba.
Ermeni sorununa Fransa özelinde değil, daha genel bakmak gerektiğine inanıyorum. Bu konu önümüzdeki günlerde artık açıklığa kavuşturulmalı. Soykırım tartışmasının iki boyutu var. Birincisi hukuki boyut. Uluslararası alanda, yüksek mahkeme ve kurumların hukukçu ve tarihçilerin katılımıyla soykırım konusu açıklığa kavuşturulmalı. Bütün soykırım kararları uluslararası mahkemelerde böyle alınmıştır. Ama Ermeni yöneticiler bunu hukuk dışındaki çeşitli parlamentolarda kararlar aldırıp, beyinlere yerleştirerek, ‘algı siyaseti’ izlemeyi seçiyorlar. Ve açık söylemek gerekirse bunda da bir nebze başarılı oluyorlar. Ama bunun bir sakıncası var. Soykırım gibi ciddi bir kavramın içi boşaltılıyor. Soykırım konusu hukuki bir tartışmadır. “Asala terörünü Orly davaları, Ermeni entelektüel terörizmini de AİHM ve Fransız Anayasa Mahkemesi kararları bitirmiştir’ diyen bir yazı okumuştum. Katılıyorum. Artık dostluk ve barış zamanıdır.

HALKLARIN NEFRET SÖYLEMİYLE AYRILMASI İÇİMİ ACITIYOR

-İkinci boyutu nedir?
Bir arada yaşamış, aynı müziği dinleyen, aynı yemeği yiyen, aynı şakalara gülen, birbirine bu kadar benzeyen iki halkın nefret söylemiyle birbirinden ayrılması içimi acıtıyor. Anadolu’da büyüdüm. Türklerle Ermenilerin Anadolu’da birbirine ne kadar yakın yaşadığını gözlerimle gördüm. Büyük büyük dedemin ikinci eşi Ermeni idi. Hâlâ hatırlarım. Belirli çevreler, ideoloji sahipleri bunun kavgasını verebilirler. Ama iki halkı birbirine düşman etmesinler.“1915’te olanların soykırım tanımına uymuyor” diye iddia etmem, Ermeni arkadaşlarımla oturup pastırma yememi, rakı içmemi engellemez.

Ermeni diyasporasıyla görüşebilirim

-2015’in yaklaştığı bir döneme hazırlıklı mı geldiniz?
2015 dünyanın sonu değil. Özel bir hazırlığım yok. Sadece 2015 için değil, 2014 ya da 2016 için de tek bir politika öneriyorum. Hukuksal ve tarihsel tartışmaları hukuka bırakmak lazım. Bizim görevimiz nefret söylemini yok etmek. Hiçbir ön yargım yok. Patrick Deveciyan ile Ara Toranyan ile de görüşebilirim... İnkâr yasasına tepki göstermek demokratik bir haktır. Ama bu Ermenilere düşmanlık anlamına gelmez...Türkiye olarak hukuki olarak korkumuz yok.

-Sizi 2015 için hazır gördüm.
Bu konu sıkıntılı bir konu olarak tarif edilir sıkça. Ama bana göre öyle değil. Hatta, halkların barışı, insanlık için bir şeyler yapabilirsek çok keyif alınabilecek bir konu.

-Nasıl bir dönem hedefliyorsunuz Paris’te?
Roma’da eşimin de büyük yardımlarıyla Türk Filmleri Haftası düzenlemiştik. Bunun aynısını Paris’te de yapmak istiyoruz. Kalıcı ve etkili bir hafta düzenlemeyi hâyal ediyorum. Sonbaharda bunu hayata geçireceğiz sanırım. Burası kültür merkezi olsun istiyorum.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum