Halkı Bankalar, Bankaları Yabancılar Sömürüyor

Halkı Bankalar, Bankaları Yabancılar Sömürüyor
Son 12 yılda yabancı bankaların ülkemizde bankalar üzerinden elde ettikleri kâr oranı, korkunç rakamlara ulaştı kısa sürede 17 milyar doları kasalarına indiren yabancı bankalar her dakika, ...

Son 12 yılda “yabancı bankaların” ülkemizde “bankalar” üzerinden elde ettikleri kâr oranı, korkunç rakamlara ulaştı… kısa sürede 17 milyar doları kasalarına indiren yabancı bankalar her dakika, her saat “büyümeye” devam ediyor.

Halkı bankalar, bankaları “yabancılar” sömürüyor… Bu durumda tek sömürülen de vatandaş oluyor…. Türkiye’deki 49 bankadan 37’sinde hissesi bulunan yabancılar “satış için yatırdıkları paraları da elde ettikleri aşırı kârlarla” tekrar cebe indirdi… 2001 yılında başlayan ve 2006 yılında zirve yapan yabancılara banka satışı artık “devlet meselesi” haline geldi…

2006 yılında neredeyse her ay bir banka satıldı

Ağırlıklı olarak 2006 yılında gerçekleşen banka satın almaları öyle bir düzeye geldi ki, neredeyse her ay bir banka satıldı. Üstelik satış fiyatları da başlangıca oranla yüksek rakamlara ulaştı. Temmuz 2001’de Demirbank’ın HSBC Bank’a 350 milyon dolara satılması sonrası gerçekleşen en yüksek tutarlı satış ise Türkiye’de Citibank adıyla yabancı bir banka olarak yer alan Citigroup’un Akbank’ın yüzde 20’sine 3,1 milyar dolar vermesi oldu. Küresel devlerin Türk bankalarını satın almalarındaki etkenlerin başında ise yüksek büyüme ivmesinin yakalanması oldu. Türkiye’de patlayan kredi talebinin yanı sıra kredi kartı gibi henüz bakir olan ve büyük potansiyel taşıyan ciddi kârlı alanlardan elde edilen gelirler ile bankalar hızla büyüdü.

Aktif büyüklüğü yüzde 1.600 artan banka bile var

Milli Gazete'nin haberine göre,yabancılara satılan bankaların satış tarihindeki aktif büyüklüğü 176 milyar lirayken bu rakam istatistiklere göre 4 kat artarak 783 milyar liraya çıktı. Öyle ki aktif büyüklüğü yüzde 1.600 artan banka bile görüldü. Yabancı ortaklı büyük bankaların aktifleri ise yüzde 500’ün üzerinde büyüdü. Yüksek bankacılık ücretlerinin de desteği ile yabancılar Türk finans sektörüne yatırımlarının sonucu adeta ihya oldular. Ağırlıklı olarak 2005’ten sonra gerçekleşen satın almalar sonrası yabancı ortakların elde ettikleri kâr 15 bankada 17,2 milyar dolara çıkarak konulan sermayeye oldukça yaklaştı.

Olası krizlerde sadece kendi ülke menfaatlerini gözetirler

Bankaların yabancılara geçmesinin; sermaye kaçışı, kâr transferi benzeri hareketlerle cari açığı artırma, birlikte hareket ederek manipülasyona zemin oluşturabilme, kamu bankalarının hisselerinin alınmasıyla, sosyal devlet ilkesine ters olarak sadece kârlı alanlara yatırım gözetilmesi, olası krizlerde sadece kendi ülke menfaatlerinin gözetilmesi, kârlı bireysel kredilere bonkör, küçük işletmelere açılan kredilere cimri davranılması ve sadece kredibilitesi yüksek müşterilerin gözetilmesi gibi riskler oluşturabilme ihtimali ise en önemli tehlikelerden biri. Kamu bankaları dahi satıldı.

İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, Türkiye’de bankacılık sisteminin özelleşmediğini, kelimenin tam anlamıyla yabancılaştığını belirtti. Yabancı bankaların sadece kâr zihniyetiyle çalıştığını vurgulayan Arıkan, kamu bankalarının el değiştirdiğini, sosyal devlet ilkesinin gözetilmesi gerektiğini kaydetti. Arıkan, yabancıların sistemdeki payının bu kadar yükselmesinin piyasalarda olası manipülasyonlara zemin hazırladığını ve daha birçok tehlikeyi beraberinde getirebileceğini belirtti.

Türkiye, banka ve kredi kartı sayısında Avrupa’nın liderliğine oynuyor

İngiltere’yi de geçtik mi tamam!

Bankalar arası Kart Merkezi ve Avrupa Merkez Bankası verilerine göre, Türkiye banka ve kredi kartı sayısında Avrupa Birliği ülkeleri arasında İngiltere’den sonra ikinci sırada yer alıyor. Avrupa’da toplam banka kartı en fazla İngiltere, Almanya ve Fransa’da.

2012 yılında bulunan kredi kart sayıları:

Ülke                            Kredi Kartları

İngiltere                      151.600.000

Türkiye                       145.600.000

Almanya                     133.188.080

Fransa                         82.313.040

İspanya                       68.799.650

İtalya                          68.180.100

Polonya                      33.100.060

Hollanda                     30.510.470

İsveç                           21.336.000

Belçika                       20.647.080

Portekiz                      20.317.110

Romanya                    13.705.010

Yunanistan                 13.367.310

Avusturya                   11.209.420

Çek Cum.                   10.166.590

Macaristan                  8.908.310

Danimarka                  8.275.450

Bulgaristan                 8.259.630

Finlandiya                  7.862.360

İrlanda                      6.044.440

Slovakya                     5.502.350

Litvanya                     3.632.630

Slovenya                     3.294.110

Letonya                      2.380.860

Estonya                      1.787.330

G. Kıbrıs Rum Y.       1.271.570

Malta                          786.550

Bankalar halkı, yabancılar bankaları sömürüyor

Son 12 yılda “yabancı bankaların” ülkemizde “bankalar” üzerinden elde ettikleri kar korkunç rakamlara ulaştı… Kısa sürede 17 milyar doları kasalarına indiren yabancı bankalar her dakika, her saat “büyümeye” devam ediyor.

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nca (İSMMMO) hazırlanan bankacılık raporuna göre, Türkiye’deki 49 bankadan 37’sinde yabancıların hissesi bulunuyor. İSMMMO’nun hazırladığı “Türk Bankacılık Sisteminde Yabancılaşma” raporuna göre, 2001 yılında bugüne kadar 21 bankada gerçekleşen satın almaya 20 milyar dolar 563 milyon dolar harcayan yabancılar, 17 milyar doları aşkın kar elde ederlerken, satın alınan hisselerin değeri ise 27 milyar doları aştı. Borsadaki banka hissedarı yabancı yatırımcılar eklendiğinde, yabancıların 2013’de sadece bir yılda elde ettiği kar ise 4,8 milyar doları buldu. Türk bankacılık sisteminde yabancıların toplamdaki payı yüzde 25’lere yaklaşırken, Borsa İstanbul’un yabancı hisse sahiplik oranına göre bu oran yüzde 42’yi geçti.

Türkiye Bankalar Birliği, Borsa İstanbul, TBMM Soru Önergeleri’ne verilen yanıtlar, yerli ve yabancı çeşitli araştırma şirketlerinin verilerinden yararlanarak yapılan çalışmaya göre, yabancı yatırımcılar 2001’de başlayan süreçte bankalara ortak olmak veya tamamını satın almak için 20,5 milyar dolar sermaye getirdi.

Raporda, “Ağırlıklı olarak 2006 yılında gerçekleşen banka satın almaları öyle bir düzeye geldi ki neredeyse her ay bir banka satıldı. Üstelik satış fiyatları da başlangıca oranla yüksek rakamlara ulaştı. Temmuz 2001’de Demirbank’ın HSBC Bank’a 350 milyon dolara satılması sonrası gerçekleşen en yüksek tutarlı satış ise Türkiye’de Citibank adıyla yabancı bir banka olarak yer alan Citigroup’un Akbank’ın yüzde 20’sine 3,1 milyar dolar vermesi oldu. Küresel devlerin Türk bankalarını satın almalarındaki etkenlerin başında ise yüksek büyüme ivmesinin yakalanması oldu. Türkiye’de patlayan kredi talebinin yanı sıra kredi kartı gibi henüz bakir olan ve büyük potansiyel taşıyan ciddi karlı alanlardan elde edilen gelirler ile bankalar hızla büyüdü” ifadelerine yer verildi.

Rapora göre, yüksek bankacılık ücretlerinin de desteği ile yabancılar Türk finans sektörüne yatırımlarının sonucu adeta ihya oldular. Ağırlıklı olarak 2005’ten sonra gerçekleşen satın almalar sonrası yabancı ortakların elde ettikleri kar 15 bankada 17,2 milyar dolara çıkarak konulan sermayeye oldukça yaklaştı.

Raporda, “Elde edilen karların tekrar bankalara sermaye olarak konulmasının da etkisiyle bankaların özkaynak ve aktifleri de hızla arttı ve bankalar daha güçlü hale geldi. Yabancılara satılan bankaların satış tarihindeki aktif büyüklüğü 176 milyar lirayken bu rakam istatistiklere göre 4 kat artarak 783 milyar liraya çıktı. Öyle ki aktif büyüklüğü yüzde 1.600 artan banka bile görüldü. Yabancı ortaklı büyük bankaların aktifleri ise yüzde 500’ün üzerinde büyüdü” denildi.

Rapora göre, 2006’da defter değerinin 4,8 katına kadar alıcı bulan ve satıldıklarında piyasa değerleri toplamı 43,1 milyar dolar olan Türk bankalarının bugünkü değerleri de dünya ekonomisinin geçirdiği en büyük kriz olan 2008 sarsıntısına ve Mayıs 2013’te ABD Merkez Bankası (FED) tahvil alımlarını sonlandıracağı beklentisi ile gelişmekte olan ülkelerden çekilen para ile birlikte düşen değerlere rağmen yüzde 35 arttı. 2006 ve 2007’de yabancılara satılan ve aynı zamanda bugün de Borsa İstanbul’da hisseleri işlem gören 7 bankanın piyasa değeri yabancı ortaklık anlaşmaları imzaladıkları gün 34.9 milyar dolardan 17 Nisan 2014 tarihi itibariyle yüzde 35 artarak 47 milyar dolara çıktı. yabancı ortaklar tarafından satın alınan veya ortak olunan diğer bankaların piyasa değerleri ise bugün itibariyle ayrıntılı hesaplanamazken, halka açık bankalarda ulaşılan oranın diğer bankalar için de geçerli olduğu varsayımıyla yapılan hesaplamayla, yabancı ortakların 20,5 milyar dolar vererek aldıkları banka paylarının bugünkü karşılığı yaklaşık 27 milyar dolar oldu.

Raporda, bankaların yabancılara geçmesinin; sermaye kaçışı, kar transferi benzeri hareketlerle cari açığı artırma, birlikte hareket ederek manipülasyona zemin oluşturabilme, kamu bankalarının hisselerinin alınmasıyla, sosyal devlet ilkesine ters olarak sadece karlı alanlara yatırım gözetilmesi, olası krizlerde sadece kendi ülke menfaatlerinin gözetilmesi, karlı bireysel kredilere bonkör, küçük işletmelere açılan kredilere cimri davranılması ve sadece kredibilitesi yüksek müşterilerin gözetilmesi gibi riskler oluşturabileceğine işaret edildi.

“Bankacılık özelleşmedi, yabancılaştı”

Rapora ilişkin değerlendirmede bulunan İSMMMO Başkanı Başkanı Yahya Arıkan, Türkiye’de bankacılık sisteminin özelleşmediğini, kelimenin tam anlamıyla yabancılaştığını belirtti. Yabancı bankaların sadece kar zihniyetiyle çalıştığını vurgulayan Arıkan, kamu bankalarının el değiştirdiğini, sosyal devlet ilkesinin gözetilmesi gerektiğini kaydetti.

Arıkan, yabancıların sistemdeki payının bu kadar yükselmesinin piyasalarda olası manipülasyonlara zemin hazırladığını ve daha birçok tehlikeyi beraberinde getirebileceğini belirterek, transfer edilen karların cari açığı olumsuz etkilediğini işaret etti. Gelişmiş Batı ülkelerinde bu oranlarda bir yabancılaşma görmenin mümkün olmadığını aktaran Arıkan, “Yakında Türkçe isimli bankamız kalmazsa kimse şaşırmamalı. ‘Yabancı Damat’lara artık dur denilmeli ve denetimler de artmalı” ifadelerini kullandı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum