İstanbul-İzmir-Diyarbakır’da İhanet Sergisi

İstanbul-İzmir-Diyarbakır’da İhanet Sergisi
1915‘te yaşanan olayların 100. yılı yaklaşırken, Türkiye’nin sözde soykırımı kabul etmesi için çalışma yürüten lobilerin faaliyetleri hız kesmeden sürüyor.

 2015 öncesi soykırım iddialarını yoğun bir biçimde dillendiren ve bu iddiaları tüm dünyaya kabul ettirmeye çalışan odakların düzenledikleri “Bir Daha Asla! Geçmişle Yüzleşme ve Özür” sergisi Türkiye’yi karış karış geziyor.

TÜRKİYE DE ÖZÜR DİLEYİP GEÇMİŞİYLE YÜZLEŞMELİYMİŞ!

Milli gazetenin haberine göre Yahudi İşadamı George Soros’un kurduğu Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür işbirliğiyle hazırlanan “Bir Daha Asla! Geçmişle Yüzleşme ve Özür” sergisi İstanbul ve İzmir’in ardından Diyarbakır’da da açıldı. Sözde soykırım iddialarının 100. yılı yaklaşırken, Türkiye’ye sözde soykırımı kabul ettirmek için yürütülen çalışmaların bir mahsulü olan sergi, geçmişte yaşanan soykırımlar ve dilenen özürlerden örnekler göstererek “Türkiye de özür dilemeli ve geçmişiyle yüzleşmeli” mesajı içeriyor. Açık Toplum Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton serginin İstanbul ayağında yaptığı konuşmada, “Türkiye’nin de geçmişiyle yüzleşmesini ve barışmasını diliyorum” demişti.

 AMAÇLARI DEŞİFRE OLDU

Soykırım iddiasında bulunan Ermeni Lobisi’nin ekmeğine yağ süren sergi 4 – 29 Haziran tarihleri arasında Diyarbakır’da olacak. Serginin daha önceki açılışlarında yapılan konuşmalarda amaç deşifre ediliyor. İshak Alaton gibi İstanbul’daki sergide bir konuşma yapan serginin onur konuğu Yahudi Prof. Dr. Elazar Barkan, “Mağduriyetler dile getirilmedikleri müddetçe iltihaplanmayı sürdürür. Özür kişisel ilişkilerde mucizeler oluşturur” ifadelerini kullanmıştı.

 KIBRIS’TA DA ANNAN PLANI’NA DESTEK VERMİŞTİ

George Soros, kurduğu Vakıf ve derneklerle, satın aldığı basın yayım  araçları, ve kurum ve kuruluşlara sağladığı fonlar üzerinden yaptığı ‘Kadife Devrim’ler ile tanınıyor. Soros’un fonladığı sivil toplum hareketlerinin çalışmaları sonucunda Çek Cumhuriyeti’nde 1989’da Vaclav Havel’in başkanlık koltuğuna oturmasını sağlamıştı. Sırbistan, Ukrayna, Gürcistan ve Kırgızistan’da da uzun yıllar milyonlarca dolarlık destekle yürütülen altyapı çalışmaları kadife devrimlerle sonuçlanmıştı. Soros’un kurduğu Açık Toplum Enstitüsü’nün destekleriyle Sırbistan’da “Otpor” (Direniş), Gürcistan’da “Kmara” (Yeter), Ukrayna’da “Pora” (Zamanı Geldi), Kırgızistan’da “Birge” (Birlikte) adlı örgütler kurulmuştu. Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür tarafından 2013’ün son günlerinde İstanbul’da ve geçtiğimiz ay İzmir’de ziyarete sunulan “Bir Daha Asla!: Geçmişle Yüzleşme ve Özür” sergisi, 4 Haziran 2014 tarihinde Diyarbakır’da açıldı. AMED Sanat Galerisi’nde yer alan ve 29 Haziran’a kadar ziyaret edilebilecek olan sergi, geçmişteki İnsanlık suçları ve resmi özürlerle alakalı bilgi ve görseller sunuyor. Türkiye’ye de sözde Ermeni Soykırımı iddiaları üzerinden mesajların verildiği sergiye katılan konuşmacılar, 2015 öncesi Soykırım iddilarının kabul edilmesi ve Ermenilerden özür dilenmesi gerekliliğini ifade ediyorlar.

SERGİ’DE ERMENİ İDDİALARI DİLLENDİRİLİYOR

Serginin Diyarbakır’daki açılış törenine Açık Toplum Vakıfları Onursal Başkanı Aryeh Neier’in yanı sıra, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Fırat Anlı da katıldı. Columbia Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Elazar Barkan’ın akademik danışmanlığını yaptığı serginin hazırlıkları 15 ay sürdü. İzmir ve İstanbul’un ardından Diyarbakır’da açılan sergi Samsun ve Ankara’yı da gezecek. Her bir siyasi özrün ve özür beklentisinin kaynağı olan olay, onunla yüzleşilmesi için verilen mücadele ve sonucunda ifade edilen resmî özürler serginin merkezini oluşturuyor. Sergide ayrıca farklı ülkelerde ve farklı deneyimlerde bu süreçte oluşturulan hakikat komisyonları, uluslararası ceza mahkemeleri, anıtlar ve bellek kurumları gibi tamamlayıcı uygulamalarda anlatılıyor. Ermeni iddialarının da dillendirildiği sergide, Türkiye’nin geçmişiyle yüzleşmesi gerektiği vurgulanıyor.

“TÜRKİYE’NİN GEÇMİŞLE YÜZLEŞMEYE GEREKSİNİMİ VAR”

Diyarbakır’da süren serginin daha önce İstanbul’daki açılışında bir konuşma yapan Açık Toplum Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton serginin amacını da gözler önüne sermişti.  Farklı ülkelerde yaşanmış deneyimlerin özür dilemenin toplumsal barışın ilk adımı olduğunu gösterdiğine dikkat çekerek Türkiye’nin de bir geçmişle yüzleşme sürecine gereksinimi olduğunu iddia eden Alaton sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk doksan yılında şu ya da bu nedenle yaşadığımız ve bugün toplumsal huzurumuzun ayağında bir pranga haline gelmiş acıları, hataları konuşmanın da zamanı geldi. 1915 tartışması, 6-7 Eylül olayları, 12 Eylül’ün insanlık dışı uygulamaları, şu günlerde çok yoğun tartıştığımız “Barış Süreci”ne bizi getiren yolda yaşanan hatalar titizlikle irdelenmesi ve öncelikle devlet tarafından uzlaştırıcı adımlar atılması gereken konulardır. Tüm dünyada ağır bir diplomasi ve itibar krizi yaşayacağımıza kesin gözüyle baktığım 2015’e, freni boşalmış duvara çarpmak üzere olan bir kamyon gibi gidiyoruz. Direksiyonu çevirmeye niyetli pek kimse de göremiyorum.”

 “ÖZÜR DİLEMESİNİ BİLEN BİR DEVLET İSTİYORUM”

İnkâr politikalarıyla hiçbir ülke toplumsal barışı sağlayamadı diyen Alaton, “Türkiye’nin de bu cesareti göstermesi, gündemimizdeki konuları şeffaflıkla tartışmaya açması, gerçek toplumsal barış için ilk kalıcı adımdır. Ben, yeri geldiğinde özür dilemeyi bilen ve özür dileyerek arınan, yücelen ve saygınlık kazanan bir devlet istiyorum. Ülkemin de geçmişiyle yüzleşmesini ve barışmasını diliyorum.”

ÖZÜRLER HEM ETİK HEM DE SİYASİDİR”

İstanbul’daki açılışın onur konuğu olan Prof. Dr. Elazar Barkan ise o gün yaptığı konuşmada şunları söylemişti: “Mağduriyetler dile getirilmedikleri müddetçe iltihaplanmayı sürdürür. Tarih yalnızca tek biçimde hatırlanabiliyor, husumetler de iltihaplanmaya devam ediyor olsaydı, şüphesiz hiçbir çatışma asla çözüme kavuşturulamazdı. Buna mukabil, sadece Almanya ve Fransa örneğine bakmak bile ülke ve halkların eski husumetlerini nasıl aşabildiğini göstermesi açısından yeterlidir. Ancak bunu başarmak için ülke ve halkların uzlaşma yolunda çaba sarf etmesi gerekir. Özür, kişisel ilişkilerde mucizeler yaratır. Giderek siyasi bir araç olarak gruplar arası husumeti aşan köprüler kurmak için kullanılıyor özür; özellikle de bir diyaloğu başlatmak ya da geliştirmek için. Özürler hem etik hem de siyasidir. Bir özrü sunmak, kabul etmek, reddetmek, eleştirmek gibi tercihlerin tümü siyasi bir temele dayanır, dolayısıyla tercihlerin siyasi söyleme daha merkezî biçimde dâhil edilmeleri gerekir.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum