Erdoğan’dan “Alisiz Alevilik” Açıklaması

Erdoğan’dan “Alisiz Alevilik” Açıklaması
Hatay-İskenderun dönüşü uçakta aralarında Akit Ankara Temsilcisi Yener Dönmez’in de yer aldığı gazetecilere konuşan Başbakan Erdoğan, çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Erdoğan, cemevinin camiyle mukayese edilmesinin Müslümanları bölmeye yönelik bir operasyon olduğunun altını çizdi. Erdoğan ayrıca, Batı ülkelerinin ‘Alisiz Alevilik’ fitnesiyle Türkiye’yi parçalamaya çalıştığını kaydetti.

Köşk’e çıktıktan sonra da Paralel Yapı’yla mücadelenin aynı şekilde devam edeceğini belirten Erdoğan, kendisinden sonra genel başkanla başbakanın aynı isim olması gerektiğini vurguladı.

Terör devleti İsrail’in mazlum Filistinlileri katletmesini sert bir dille kınayıp bazı çalışmaların yürütüldüğünü ifade eden Erdoğan, iki devletli bölge konusunda ağız değiştiren ABD yönetiminin tavrının kendilerine güven telkin etmediğini söyledi.

“PARALELE MÜCADELEYE AYNEN DEVAM”

Birilerinin ‘HSYK’yı alacağız, Türkiye’nin dengelerini değiştireceğiz’ şeklinde hala daha bir mücadele var. Ne diyorsunuz?

Gündemimde şu anda HSYK yok.

Paralelle mücadelede?

Şu anda gündemde birinci derecede cumhurbaşkanlığı seçimi var. cumhurbaşkanlığı seçiminin halliyle bu arada zaten Paralel Yapı’yla mücadele konusunda biliyorsunuz atamalar yapıldı. Bu atamaların yanında sulh ceza hakimliğiyle alakalı şu anda bütün bu noktadaki isim belirlemeleri, atamaları önde. Öyle zannediyorum ki artık sulh ceza hakimliği, bir defa bu atamalarla beraber savcılar bunların hepsi yarından itibaren artık görevlerini yapmaya başlayacaklar. Ve bu görevlerde nelerin olacağını yani gerek emniyette gerek yargıda bunları göreceğiz. Mevcut HSYK, mevcut şu andaki birinci mahkemeler artık yeni yapısıyla bir defa bir adım atacaklardır diye düşünüyorum. Yeni atamalarla birlikte tabii ki yapılacak çalışmalar söz konusu. Allah nasip ederse, milletimiz bizi o makama layık görürse, o makama çıktıktan sonra mücadele benim için aynen devam edecek. Çünkü bu ulusal güvenliğimize tehdittir. Cumhurbaşkanının da en önemli görevi milli birliğimizi, bütünlüğümüzü korumaktır ve anayasal bir görevdir. Bu işi yürütmeyle beraber başarmak en önemli görevimizdir.

Cumhurbaşkanlığı makamına çıktığınızda Paralel Yapı’yla mücadelenin devam edeceğini söylüyorsunuz. Peki sizden sonra başbakanlık için bir endişeniz var mı? Paralel Yapı’yla mücadele aynı devam edecek mi?

Bunu beraber yürüteceğiz. Eğer bu mücadeleyi beraber yürütmeyeceksek zaten yürütmedeki arkadaşlar bunun bedelini kendileri çok ağır öderler. Çünkü bunu yaşadık. Bundan sonra böyle bir şey yaşamak istemiyoruz.

Sizden sonra başbakanlık yapacak kişi belirlenirken Paralelle nasıl mücadele edeceğine dair bir kıstas olacak mı?

Böyle bir şey söylüyorsam demek ki bunları da düşünüyorum.

“AYNI KİŞİ OLMALI”

Anket çalışmaları bölgesel mi yapılıyor yoksa bütün illerde mi? Son anketlerdeki oy oranınızı bizimle paylaşır mısınız?

81 vilayetin tamamında değil ama azami oranda sağlıklı bir neticeyi verecek şekilde kamu araştırmaları yapılıyor. Hemen hemen birbiriyle örtüşen bir netice var. Şu anda yüzde 54, yüzde 56 aralığında gözüküyor.

Meydanlardaki havayı nasıl buluyorsunuz. Beklentinize cevap bulabiliyor musunuz?

Bu yaza, Ramazan’a rağmen elhamdülillah. Hele hele Hatay sıcaklığı biliyorsunuz farklıdır. İskenderun mesela beni çok çok mutlu etti. Bu akşam burada verilen iftar adedi, rakamı belediye başkanımız abartılı söylemediyse 30 bin diyor.

Kısa bir süre önce yapılan yönetim toplantılarında dışarıya bazı bilgiler sızdı. Sizden sonra genel başkanla başbakanın aynı isim olması gerektiğini söylediğiniz belirtiliyor. Genel yaklaşımınız nedir? Genel başkanla başbakan aynı isim mi olmalıdır size göre?

Bu konuda prensip olarak benim kanaatim o. Öyle olması lazım. Yani öyle olmaması halinde bu bir defa partimize karşı zayıflatma operasyonu olarak kullanılır. Güçlü bir başbakan olması için genel başkanın kendisi olması lazım. Genel başkanlığın güçlü olması için de başbakanlığın onun elinde olması lazım. Yani genel başkan ayrı, başbakan ayrı olduğu zaman burada verimli bir çalışma yapmak mümkün değil. Bunu mesela ben 3-4 ay yaşadım. Statüko döneminde partimizin kuruluş dönemiydi. Bizim için yasak olur mu, olmaz mı böyle bir şey söz konusu değildi. Ama tabii seçimde yasak konulunca orada genel başkanlık bizde kaldı. Abdullah Bey o zaman başbakanlığı alma durumunda oldu. Çünkü parlamento içinden birisinin başbakan olması gerekiyordu. Bundan sonra biz parlamentoya girince bu defa da hem genel başkan hem parlamenter olma sıfatıyla tabii Abdullah Bey’in de çekilmesiyle… Şimdi tabii biz arkadaşlarımıza söyledik. Olayın bu ara dönemde böyle yürümesi lazım. Kanaatimiz bu yöndedir. MKYK’da bunu konuştuk.

Sizden sonra güçlü bir başbakan mı olacak? Cumhurun başısınız, güçlü bir başbakana ihtiyaç var mı?

Şimdi tabii ne başkanlık sistemi var ne de yarı başkanlık sistemi var. Şimdi bunların hiçbiri olmadığı için çünkü o sistemlerde tabii ki sadece başkan güçlüdür. Ama burada başbakanımızın belli yetkileri var. Belli yetkileri yok farz etmek mümkün değil. Bizim tek özelliğimiz ne olacak burada? Milletimizin artık seçmiş olduğu bir cumhurbaşkanı olarak gelmek bir farklılık katacaktır. Ama ben kalkıp da özellikle diyelim ki başbakanlık makamına gelecek arkadaşımı asla zayıflatamam. O da seçilmiş bir başbakan. Seçilmiş bir kabine var. Biz el ele vereceğiz, yürüyeceğiz. Şimdi Ekmel Bey konuşuyor. Bilmiyor bu işleri. Anayasanın fırlatıldığı diyor bir defa. Anayasayı fırlatan kim? Anayasanın fırlatıldığı hükümettir. İşte bu nedir? Bu zayıf bir yapıdır. Bizde böyle bir şey Allah’ın izniyle asla olmaz. Olamaz. O Ekmel Bey’in arzusu olabilir. Ama bizde öyle bir şey olamaz.

“MAHMUD ABBAS BİLE GÜLDÜ”

Ekmel Bey şimdiden yaptığı şeylerle maalesef dürüst davranmıyor, doğru konuşmuyor. Gereken cevapları zaten Ahmet Bey (Davutoğlu) ona veriyor. Ben bu konuda muhatap alıp da cevap vermiyorum. Ama zaten Ahmet Bey bizzat o süreci yaşadığı için gerekli cevapları ona veriyor. Ve yok Kudüs nişanıymış, yıldızıymış filan. Sayın Abbas bile bunlara gülüyor. Mahmud Abbas geçen gün biliyorsunuz İstanbul’da misafirimdi. ‘O makama gelen herkese veriyoruz’ diyor. ‘Öyle verdik’ diyor. Ve bir şeyi yalan söylüyor. Hamas’la El Fetih’i o barıştırmış. Sen dur ya! Sen nerede kimi barıştırıyorsun? Bu iş için bizim vermiş olduğumuz mücadelenin haddi hesabı yok. Orada Suudi kralı başta olmak üzere o adımı atmışlardır. Ve bununla o anlaşma gerçekleşti. Ama maalesef ömrü uzun olmadı o işin. Bu konuda Hamas’ın başındaki liderlerle El Fetih’in başındaki Sayın Abbas olsun bunların gerek benimle gerek Abdullah Bey’le gerek Davutoğlu’yla olan münasebetleri Ekmel Bey’le mukayese edilemeyecek kadar ileridir. Mukayese edilemeyecek derecede de samimidir. Bunların detaylarını, teferruatlarını bizim arkadaşlarımız gayet iyi bilir. Ekmel Bey’in aklı pek buna ermez.
Böyle bir cesareti de yoktur. Böyle bir şeye girmez. “EKMEL BEY İÇİN NORMAL”

Başbakanla beraber yürüyeceğiz bu yolda. O da koşacak, ben de koşacağım. Yani ben bunu sadece uluslararası görev olarak görmüyorum, sadece STK’larla çalışma olarak görmüyorum. Oraya çıkan bir cumhurbaşkanının bu ülkede yolla, suyla, barajlarla uğraşmıyorum demesi olmaz. Ekmel Bey bu tür şeylere alışmadığı için onun için normal. Anayasayı iyi okumamış. Yüzde birini okusa bir netice çıkar.

ABD’NİN ‘İKİ DEVLET’ ÇARKI

İsrail’le nasıl bir ateşkes sağlanacak? Hamas’la görüştünüz. Ateşkesin koşulu ne olacak? Bir de maslahatgüzar seviyesinden daha aşağıya biz de diplomatik ilişkilerimizi indirecek miyiz?
Bunları görüşüyoruz. Ama şu anda Türkiye, Mısır, Katar ve tabii Filistin’deki yönetim burada bizler görüşmeleri yürütüyoruz. Bu akşam yine görüşmeler devam ediyor. Bu görüşmelerden sonra arkadaşlar Mısır’la görüşmeler yapacaklar. Daha sonra Amerikalı muhataplarıyla görüşme yaptıktan sonra yani 2012 anlaşması baz alınmak suretiyle ateşkesi, çünkü o ateşkesin gereklerini İsrail yerine getirmedi. Şimdi yine onu baz almak suretiyle bir adım atılmasına…

Mısır, Katar, Türkiye barış için girişimlerde bulunuyor. Hamas barış şartlarına uyacak mı? Abbas’la görüşmenizde gündeme geldi mi?

Onlar da büyük ölçüde ona uyacak. Fakat onların şimdi ileri sürdüğü bir 5 madde var ki, yine o çerçevede konulmuştu. Fakat burada tabii başta Amerika olmak üzere maalesef bize de güven telkin etmiyor. Çünkü dışişleri bakanının bizimle yaptığı görüşmeler farklı, Sayın Obama’nın yapmış olduğu açıklamalar farklı. Bunlar bizi üzmektedir. Nedir bu? İşte yok tüneller bombalamak suretiyle bu ilişkileri… Ya bunlar insan değil! Yani İsrail’de atom bombasından tut, bütün o fosfor bombalarına varıncaya kadar, füzelere varıncaya kadar her şey olacak. Öbür tarafta hiçbir şey olmayacak. Ya böyle bir adalet olur mu, böyle bir anlayış olur mu? Bush döneminden bu yana hep iki devletli bir bölge olarak bunu telkin etmişlerdir. Bush döneminde mesela Povell’a bu görevi vermiştir. Biz tamam dedik. Bunun olmasını istedik. Şimdi Filistin devleti diye bir devleti istemiyorlar. Bu olayların arkasında yatan gerçek şu: Hamas-El Fetih mutabakat hükümetini kesinlikle istemiyorlar. Bunu zaten Netanyahu ifade etti. İşte özür meselesi, Mavi Marmara, tazminat meselesi, arkadan ambargonun kalkması meselesi bunu güya kabul etme noktasına geldiğini aracılar aracılığıyla vs. söylediler. Tam biz onlardan bunu beklerken pat yine bu olaylar başladı. Şimdi bu olayların patlak verdiği yerde biz İsrail’le normalleşemeyiz ki. Ekonomik olarak normalleşemeyiz.

Sizin sert tepkiniz nasıl yankılandı?

O beni çok ilgilendirmiyor. Aldığımız haberlere göre rahatsız olmuşlar, kınıyorlarmış. Niye kınıyorsun? Yani burada insanlar ölüyor. 410 kişi. Bunlar sizi hiç rahatsız etmiyor. Öbür tarafta 13 tane İsrailli ölünce bu sizi rahatsız ediyor. Ya bu adalet mi?

Diplomatik ilişkilerimizi daha da indirecek miyiz biz de?

Şu anda arkadaşlarımız çalışıyor.

Muhalefetin Kürecik’ten İsrail’e istihbarat akışı sağlandığı iddiasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ya hakikaten siyasette bu adam çırak bile olamaz. Ya Kürecik nedir? Kürecik, radar üssü. Kimin?

NATO’nun. Bu radar üssü niye kuruldu? Suriye’den gelebilecek olan saldırıya karşı bu radar üssü kuruldu. Adamın söylediklerine bak ya! ‘İstihbarat buradan mı veriliyor’ diyor? İnanın çırak bile olamaz bu. Bunun SSK Genel Müdürü olduğu zaman SSK’yı nasıl dolandırdığına dair Savaş Ay’ın nefis bir programı var. Savaş Ay ‘nedir bu hal?’ diye soruyor, adam sırıtıyor. Bu sadece müflis bir genel müdür.

‘ALİSİZ ALEVİLİK’ OPERASYONU

Ağustos başındaki YAŞ’ta paralel devlet yapılanmasıyla ilgili Şura’dan ihraç kararları beklenebilir mi? Ya da askerler bunu kendi yüksek disiplin kurullarıyla mı halletmeli?

Yüksek disiplin kurulu bütün sene boyunca görevleri ifa edecek. Ama Ağustos Şurasında bunların ufak bir değerlendirmesi yapılır. Bunların kendilerine dair puanlama sistemi var. Genelkurmay başkanımız bana sunuyor, ben üzerinde çalışıyorum.

Alevi kanaat önderleriyle iftarda buluşacaksınız. Demokratikleşme paketinden de hareketle Alevilerle ilgili bir beklenti var hükümetten?

Allah aşkına Aleviler ne yapmak istiyorlar da onu yapamıyorlar? Acaba Aleviler kendi içlerinde yeknesak mı? Eğer kendi içlerinde yeknesak davransalar bize bugüne kadar hepsi müşterek olarak tek bir teklifle gelememişlerdir. Diyelim birisi dedelere maaş isterken, bir diğeri hayır biz dedelere maaş istemeyiz. Çünkü devletin boyunduruğu altına girmeyiz. Bunlarla gelmişlerdir. Cemevi noktasında bir sıkıntı yok. İstedikleri cemevini açıyorlar. Ha şimdi birisi ‘ibadethane’ diyor. Şimdi sen kendin orayı ibadethane olarak kullanacaksan kullan. Tayyip Erdoğan olarak cemevine ibadethane olarak bakmıyorum. Çünkü ben Müslümanım diyeceksin, öbür taraftan cemevi ibadethanedir diyeceksin. Yani Müslümanların tek ibadethanesi vardır o da mescittir. E bu nerede var? Kur’an-ı Kerim’de var. Buna böyle bakmak durumundayız.

Bütün semavi dinlerde ibadethane tektir?

Tektir. Ama sen şimdi kalkıp da eğer burayı kendin ibadethane olarak telakki ediyorsan ibadethane olarak telakki et. Ben sana niye ibadethane olarak telakki ediyorsun diye böyle bir soruyu da sormadım. Ama bunu mescitle, ha Kur’an-ı Kerim’de cami geçmez. Kur’an-ı Kerim’de sadece mescit geçer. Ama biz halk arasında cami dendiği için eğer camiyle mukayeseye kalkarsan bu Müslümanları bölmeye yönelik bir operasyondur. Tabii şimdi yeni bir şey daha çıktı. Türkiye’de henüz tam hulul etmedi. ‘Alisiz Alevilik’ diye bir şey çıkardılar. Bu tabii çok farklı bir şey. Bu aslında ateizmin buradaki bir yapısı, ürünü. E bununla tabii bunları mukayese etmek mümkün değil. Ama bunu çok açık ve net olarak söylemek zorundayım: Bu işin arkasında da ne yazık ki Batı dünyası var. Bunu yapmalarının sebebi; bir Aleviliği kendi içinde parçalamak, iki Müslümanları kendi içinde parçalamak. Bu işi bizi parçalama noktasında bir operasyon olarak görüyorum. Bunlara da ciddi parasal destekler veriyorlar. Bunları da görmek lazım.

Peki bu konuda CHP’nin size bir önerisi oldu mu hiç?

CHP’nin böyle bir derdi yok. Böyle bir derdi olmadığı için de bir önerisi olmaz. Halbuki Kılıçdaroğlu’nun kendisi Alevi. Ama nasıl bir Alevi onu da bilmiyorum. Onu da söyleyeyim. Var mı önerin? Çıkar önerini veya tüm Alevileri sen tek noktada toparlayabiliyor musun ve bunu tek bir öneri haline getirebiliyor musun? Bugüne kadar hiç duydunuz mu? Dersim’de katledilenler kim? Aleviler değil miydi? Dersim’le ilgili bugüne kadar kalkıp da bir özür beyan etti mi? Etmedi. O zaman CHP vardı. Ama ben devletin şu anda bir başbakanı olarak o döneme ait özür beyanında bulundum. Ama Kılıçdaroğlu bulunamadı. Niye? Çünkü kendi siyasi partisi bu işin bedelini ödemedi ve bu da ödemek istemiyor. Bunu kabullendiği anda çok şey değişecek de onun için.

HDP'nin adayı Demirtaş'ın geçmişteki söylemlerinin tersi istikamette söylemlerde bulunarak barış yanlısı açıklamalar yaptığını görüyoruz. Bir kısım medyanın bu söylemleri ön plana çıkartarak, Demirtaş'ı parlatıp seçimleri ikinci tura bırakma hamlesi olarak görebilir miyiz?

Bir kısım medya zaten bu işi baştan beri böyle yapıyor. Şu andaki tavırlarına baktığınız zaman tek rakibi var zaten. Öyle ifade ediyor. Sanki böyle merkeze doğru gidiyor. Onun merkeze gelmesi mümkün mü? İnşallah bu iş birinci turda bitecek de. Benim Kürt kardeşlerimin oyu da onun ipoteği altında değil. Bu konuda endişeniz olmasın. Şu anda zaten Kürtlerin oylarının nereye gideceğinin kamuoyu araştırmalarındaki neticeleri çok net ortada. Açık ara bunlar hamdolsun bizi gösteriyor.

Yener Dönmez / Akit

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
14 Yorum