Rehine Krizi 52. Gününde!

Rehine Krizi 52. Gününde!
Yayın yasağı nedeniyle pek söz edilemeyen rehine krizi 52. gününde de çözülemedi. Rehine yakınlarının ise endişeli bekleyişi sürüyor.

Yakınları silahlı radikal militanlarca kaçırılan vatandaşlarsa yetkililerin vurdumduymazlığına isyan ediyor. Kız kardeşi Nermin Taşdelen Yıldız, eşi ve yeni 1 yaşına giren bebeğiyle rehin alınan Muammer Taşdelen tepkisini dile getirdi. Bir gazeteye konuşan acılı abi, “Artık telefonlara bile doğru düzgün çıkmıyor adamlar. Düşmüşler bir seçim derdine; herkes kendi koltuğunu düşünüyor, hiçbir şey yaptıkları yok. Musul’da 49 tane insan varmış. Kimsenin umurunda mı? Artık biz tükendik; kendi kendimize kavruluyoruz. Resmen unuttular.” ifadelerini kullandı.

Daha sonra adını İslam Devleti olarak değiştirdiğini açıklayan radikal selefi Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütüne mensup militanlar, 10 Haziran’da Irak’ın en büyük 2. şehri olan Musul’u, bir gün sonra da buradaki tek yabancı diplomatik misyon konumundaki Türk Başkonsolosluğu’nu işgal etmiş ve aralarında Başkonsolos Öztürk Yılmaz’ın da olduğu 49 vatandaşı kaçırmışlardı. Adeta göstere göstere gelen krize Ankara’nın nasıl hazırlıksız yakalandığı ve diplomatik temsilciliğin neden vakitlice tahliye edilmediği soruları cevapsız kalmaya devam ederken rehine krizi de bugün 52. gününe girdi.

Suriye ve Irak’ta elde ettiği petrol sahaları sayesinde her gün milyon dolarla ifade edilen gelirler elde ettiği konuşulan örgütün AKP hükümetinden rehinelere karşılık herhangi bir talepte bulunup bulunmadığı da bilinmiyor. Türk diplomat, emniyet mensubu ve yakınlarının neden kaçırılmış olabileceği sorusuna en makul cevabın ise IŞİD’in Türk rehineleri canlı kalkan olarak kullandığı olduğu yorumları yapılıyor.Taşdelen de örgütün rehineleri üç gruba ayırarak farklı yerlerde canlı kalkan olarak kullandığı şeklinde olduğunu söylüyor ancak buna rağmen IŞİD’e yönelik bir operasyon yapılmayacağından nasıl emin olabileceklerini soruyor. “Bizim en büyük kaygımız, endişemiz bu. Diyelim ki IŞİD rehinelere bir şey yapmadı. Peki, oradaki diğer güçlerin Musul’a saldırı yapmayacağının bir garantisi var mı? Herhangi bir kimse bana bu konuda teminat verebilir mi? Irak merkezi hükümeti ordusunun ne kadar daha Musul’a saldırı düzenlemeyeceğini kim söyleyebilir? Bu nasıl bir siyasettir, politikadır, adiliktir? 11 aylık, 7 aylık bebekleri orada siyasetlerinin içine çekiyorlar ya lanet olsun bu hükümete diyorum başka bir şey demiyorum.” şeklinde konuşuyor. Taşdelen’in 1 yaşındaki yeğeni Kuzey Deniz Yıldız da Konsolosluk çalışanı annesi ve güvenlik görevlisi babası Hakan Yıldız’la birlikte yaklaşık iki aydır tutsak. Rehineler arasında küçük Kuzey Deniz haricinde bir başka konsolosluk çalışanın kızı 9 aylık Ela bebek de bulunuyor. 

‘Tehlikeyi biliyorlardı, tahliyeye yanaşmadılar’

Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu’na saldırının yapılacağını herkesin bildiğinin, ancak önlem alınmadığının altını çizen Taşdelen şu bilgileri paylaşıyor: “2 Eylül 2013 tarihinde zaten Başkonsolosluk aracına bir saldırı düzenlenmişti. Ardından 24 Mayıs 2014 tarihinde bir saldırı daha düzenlendi. Ocak başından itibaren Dışişleri Bakanlığı’na birçok yazı gönderildi. Bütün bunlara rağmen hiçbir tahliye yapılmadı. En son haziran başında tahliye talebinde bulunuluyor. Buna da cevap verilmiyor. Kız kardeşimle görüştüğümde saldırıların olduğunu, durumlarının tehlikede olduğunu söylüyordu. Ancak hiçbir şey yapılmadı.” Ve soruyor: “Konsolosluğu tahliye etmeyerek Türkiye’nin itibarını mı kurtarmış oldu şimdi bu devlet?”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum