Kızıl Çin Vahşeti

Kızıl Çin Vahşeti
Çin'de ''bölücülük'' suçlamasıyla yargılanan tutuklu Uygur akademisyen İlham Tohti'ye ömür boyu hapis cezası verildiği bildirildi.

Çin'de ''bölücülük'' suçlamasıyla yargılanan tutuklu Uygur akademisyen İlham Tohti'ye ömür boyu hapis cezası verildiği bildirildi.

Şinhua ajansının Urumçi Orta Halk Mahkemesi'ne dayandırarak verdiği haberde, "bölücülük" suçlamasıyla ömür boyu hapse mahkum edilen Tohti'nin siyasi haklarından mahrum bırakıldığı, tüm mal varlığına da el konulduğu belirtildi. 

Kararda Tohti'nin "Uygur Online" internet sitesi ve ders verdiği üniversitede "ayrılıkçı düşünceler yaydığı" öne sürülürken, internet sitesi aracılığıyla öğrencilerinden oluşan bir grupla "Sincan'ın Çin'den ayrılması" için yazı ve makaleler kaleme alındığı iddia edildi.

Duruşmada Tohti'nin iki avukat tarafından savunulduğu ve akademisyenin ailesinin de mahkeme salonunda hazır bulunduğu kaydedildi.

Diğer yandan Hong Kong basınında Tohti'nin avukatına dayandırılarak verilen haberlerde, Uygur akademisyenin karar okunurken "(Karara) katılmıyorum" diye bağırdığı ifade edildi.

İnsan hakları örgütleri de Tohti hakkındaki mahkeme kararına tepki gösterdi. Yargı sürecinin şeffaf olmaması, gazetecilerin duruşmayı izlemesine izin verilmemesi ve bölgeye giden diplomatların mahkemeye alınmaması en çok eleştirilen konular arasında yer alıyor. Tohti'ye "bölücülük" suçlamasıyla verilen ceza, sosyal medyada da eleştirilirken birçok insan hakları savunucusu ve yazar, Pekin yönetiminin kendi "Mandela'sını" yarattığını ileri sürdü.

Tohti'nin tutuklanması ve dava süreci

Tohti, 15 Ocak 2014'te ''kanunları ihlal ettiği'' gerekçesiyle Pekin yönetimi tarafından tutuklanmış, ancak suçunun içeriğine ve nerede tutulduğuna dair bilgi verilmemişti. Güvenlik makamları, daha sonra akademisyenin ailesine gönderdikleri resmi bir tebligat ile Tohti'nin Urumçi'de bir gözetim merkezinde tutulduğunu açıklamıştı.

Tutuklamanın ardından Batı dünyası, Tohti'nin insan hakları ve özgürlükleri kapsamında serbest bırakılması için çağrıda bulunmuş, ancak Çin Dışişleri Bakanlığı açıklamalardan memnun olmadığını belirterek, ABD başta olmak üzere Batı'ya "Çin'in iç meseleleriyle ilgili söylemlere son vermeleri" yönünde çağrı yapmıştı.

Tohti, tutuklu bulunduğu ocak ayından bu yana iki kez açlık grevi yapmıştı. Tohti'nin avukatı, müvekkilinin ilk açlık grevini ocak ayında yaptığını ve "İslami usullere uygun olmayan yemek verildiği için 10 gün süre ile yemek yemeyi reddettiğini" açıklamıştı. Mart ayında Kunming'teki tren istasyonuna düzenlenen ve 29 kişinin ölümü ile sonuçlanan saldırının ardından ikinci kez açlık orucuna başlayan Tohti, 10 gün süreyle açlık grevinde bulunmuştu.

Aylarca süren tutukluluk sürecinin ardından ilk kez geçen hafta hakim karşısına çıkarılan Tohti, duruşmanın ilk gününde "bölücülük" başta olmak üzere hakkındaki tüm suçlamaları reddetmişti. Çin resmi basını, davanın ikinci gününde Tohti'yi iki avukatın müdafaa ettiğini ve yargılanmasının sona erdiğini açıklamış, dava süreciyle ilgili detaylı bilgi verilmemişti.

Dokuz kişilik Batılı diplomat heyeti, duruşmayı izlemek istemiş ancak içeriye alınmamıştı. 

Tohti, son yıllarda birkaç kez gözaltına alındı

Ekonomi Profesörü Tohti, 2005 Çin'in Uygurlara yönelik politikalarını eleştiren ''Uygur Online'' adlı bir internet sitesi kurmuştu. Site, 15 Mayıs 2008 tarihinde Pekin yönetimi tarafından kapatılmıştı. 2009'da Özgür Asya Radyosu'na röportaj veren Tohti, Çin hükümetinin Han etnik grubuna ait Çinlilerin Sincan Uygur Bölgesi'ne göç etmesini teşvik eden politikayı eleştirmiş, konuşmasının ardından Pekin yönetimi akademisyene medyaya konuşma yasağı koymuştu.

İnternet üzerinden yayımladığı makalelerinde etnik grupları kışkırtmak suçlamasıyla 2009 ve 2011 yıllarında gözaltına alınan Tohti, Eylül 2011'de Minzu Üniversitesi'nde ders vermeyi bırakmıştı. Tohti, 2013'te bir konferansa katılmak üzere kızı ile ABD'ye gitmek istemiş, ancak Çinli yetkililer tarafından engellenmişti.

AB kınadı

Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'ın ofisinden yapılan açıklamada, Pekin yönetiminin kararının "gayrimeşru olduğu" belirtildi.

Çin'in adil yargılanma ve savunma haklarına saygı göstermemesinden esef duyulduğu ifade edilen açıklamada, Pekin yönetimine Prof. Tohti'nin ve bu dava sürecinde tutuklanan destekçilerinin "derhal ve şartsız serbest bırakılması" çağrısı yapıldı.

Açıklamada Çin'den ifade özgürlüğü başta olmak üzere azınlıkların haklarına saygı göstermesi de talep edildi.

Sert tepki gösterdiler

Çin'de ''bölücülük'' ithamıyla tutuklu yargılanan ünlü Uygur akademisyen İlham Tohti'ye ömür boyu hapis cezası verilmesine tepkiler büyüyor.

AB ve insan hakları savunucularının ardından yurt dışında yaşayan Uygurlar da Tohti'ye verilen cezaya sert tepki gösterdi.

Türkiye'deki Uygurlar, ekonomi profesörü 45 yaşındaki Tohti'nin internet sitesindeki makalelerinin vatana ihanet ve bölücülük niyeti barındırdığı gerekçesiyle bugün Çin mahkemesi tarafından ömür boyu hapis cezasına çarptırılmasını "yargısız infaz" olarak değerlendirdi.

Tohti, Çin'in başkenti Pekin'de 15 Ocak'ta tutuklanmış, bilgisayarları, cep telefonları ve bazı akademik çalışmalarına el konulmuştu. Çin tarafından yaklaşık 10 ay cezaevinde tutularak avukat tutmasına ve ailesiyle görüşmesine izin verilmeyen Tohti, mahkeme tarafından kendisine yöneltilen "bölücülük" suçlamasını kabul etmemişti. 

AA muhabirine konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Ankara Şube Başkanı Hayrullah Efendigil, bunun, "kararı daha önce planlanmış bir dava" olduğunu söyledi. Mahkemeye uluslararası gözlemci ve izleyici alınmadığına işaret eden Efendigil, davanın "oldu bittiye getirildiğini" vurguladı.

Tohti'nin tutuklanması ve kendisine yöneltilen suçlamaların hiçbir dayanağı olmadığını ifade eden Efendigil, kendisinin sadece Doğu Türkistanlıların haklarını savunduğunu belirtti. Efendigil, "Bugün İlham Tohti'nin almış olduğu ömür boyu hapis cezası, dünyada hala bazı şeylerin düzgün gitmediğini, çifte standardın alabildiğine yol aldığını, güçlünün her zaman güçsüzü ezdiğini, güçlünün haklı olduğunu ve haklının hakkının yendiğini maalesef açıkça gösteriyor" diye konuştu.

Efendigil, Tohti'nin, Doğu Türkistanlıların, Çin vatandaşlarıyla aynı haklara sahip olmasını ve Uygurların dil, din, kültür, örf ve adetlerini yaşamalarını talep ettiğini dile getirerek, bu faaliyetlerin hiçbirinin bölücülük veya Çin'i parçalamakla ilgisi olmadığına dikkati çekti.

Çin'in baskıcı rejim ve komünist tutumunu hala sürdürdüğünü söyleyen Efendigil, "Biz umuyorduk ki, Çin eğer büyük bir devletse, kendine güveniyorsa ve adil davranıyorsa ki, dünyanın süper gücü olma iddiasında, bu konuları açık ve şeffaf bir şekilde ele almalıydı. Doğu Türkistan meselesini enine boyuna tartışılabilir hale getirmesi gerekiyordu" değerlendirmesini yaptı.

"Başta Türkiye, Türk cumhuriyetleri, İslam coğrafyası olmak üzere bütün toplumlardan Çinlilerin Uygurlara uyguladığı baskı, asimilasyon politikası ve zulmü görmesini istediklerini" söyleyen Efendigil, "Çin'le olan ticari ilişkiler ve ticari kaygıların bir tarafa bırakılarak onların insanca, onurlu bir şekilde yaşamasını sağlamak için adım atılmasını talep ettiklerini" dile getirdi. 

Doğu Türkistanlı sivil toplum kuruluşları olarak Türkiyede, Avrupa'da ve diğer ülkelerde Tohti ve Doğu Türkistanlıların uğradığı haksızlıkları dile getireceklerini belirten Efendigil, "Tohti'nin davası ve Doğu Türkistan meselesini, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Birleşmiş Milletler dahil olmak üzere ulaşabileceğimiz, götürebileceğimiz her merciye taşımak istiyoruz" dedi. 

"Tohti davası tamamen kurgudan ibaret"

Dünya Uygur Kongresi Genel Başkan Yardımcısı Seyit Tümtürk de Tohti'nin bağımsızlık konusuna dair tek bir kelime dahi etmediğini, bağımsızlık vurgusu yapmadığını, sadece Doğu Türkistan'da insan hakları, eşitlik, demokrasi ve adelet isteyen bir bilim adamı olduğunu vurguladı. 

Tohti'nin davasının bir "kurgu"dan ibaret olduğunu söyleyen Tümtürk, "Müebbet cezası alacağı geçen hafta görülen ön mahkemede zaten 15 yıl ya da ömür boyu hapis cezası alabileceğinin belirtilmesinden belliydi. Müebbet hapis cezası aldıysa bu tutuklanmadan bile önce planlanmış senaryonun sonucu" ifadelerini kullandı. 

Tümtürk, Doğu Türkistanlı köylüyü, çiftçiyi, öğrenciyi, işçiyi, memuru din adamını, terörist, bölücü, radikal dinci diye suçlayarak algı kirliliği oluşturmaya çalışan, elindeki medya gücünü tek taraflı olarak ciddi bir dezenformasyon yapmak için kullanan ve dünyada Doğu Türkistanlıları tecrit eden Çin'in, Türk olması sebebiyle bilim adamlarına dahi tahammül edemediğini söyledi. Tümtürk, sözlerini şöyle sürdürdü:  

"Çin imha politikalarına bu şekilde devam ederse, Doğu Türkistan 21. yüzyılın Ortadoğusu ve Balkanları olmaya aday. Bu yaşananlar dünyanın en kargaşalı, en istikrarsız bölgesinin Doğu Türkistan olacağını gösteriyor. Hiçbir zaman terörist olmayan Doğu Türkistanlılar, asırlardır İslam'ın barışçıl yüzüdür. Ancak Çin, bir avuç yanlış insanı adres göstererek bazı terör gruplarıyla Doğu Türkistanlıları topyekün ilintili ve işbirlikçi gibi gösterme gayretinde. Bunu toptan reddediyor ve Çin'in bu uygulamalarını kınıyoruz."

Dünyada adaleti tesis etme konusunda kendilerini ön plana çıkaran devlet, kurum ve kuruluşlara Doğu Türkistan'daki zulmün sona erdirilmesi ve Tohti'nin serbest bırakılması amacıyla harekete geçmeleri çağrısında bulunduğunu belirten Tümtürk, Çin'in Doğu Türkistan'daki sömürge ve asimilasyon faaliyetlerinin durdurulamaması halinde yayılmacı politikalarına Türki cumhuriyetlerde devam edeceğini dile getirdi. 

Uygur akademisyen İlham Tohti

Ekonomi Profesörü Tohti, 2005 yılında kurduğu ''Uygur Online'' sitesiyle, Uygurların sosyal ve kültürel meselelerini ele alan ve Çin'in Uygurlara uyguladığı politikaları eleştiren bir sosyal platform oluşturmuştu. ''Uygur Online'', 15 Mayıs 2008 tarihinde Pekin yönetimi tarafından kapatıldı.

Özgür Asya Radyosu ile 2009 yılında yaptığı röportajdaTohti, Çin hükümetinin Han etnik grubuna ait Çinlileri Sincan Uygur Bölgesi'ne göç etmeyi teşvik eden politikasını eleştirerek Uygurlular arasında işsizliğin arttığını belirtmiş ve olayın akabinde Pekin yönetimiTohti'ye medyaya konuşma yasağı koymuştu.

Tohti, internet üzerinden yayımladığı makalelerinde, etnik grupları kışkırtmak suçlamasıyla 2009 ve 2011 yıllarında gözaltına alınmış ve Eylül 2011'de Minzu Üniversitesi'nde ders vermeyi bırakmıştı. Tohti, Pekin Uluslararası Havalimanı'ndan 2013 yılında kızı ile ABD'ye gitmek istemiş ancak Çinli yetkililer tarafından durdurularak yurt dışına çıkışına izin verilmemişti. 

Tohti'nin 15 Ocak 2014'te ''kanunları ihlal ettiği'' gerekçesiyle gözaltına alındığını savunan Pekin yönetimi,Tohti'nin suçunun içeriğine ve nerede tutulduğuna ilişkin ayrıntı vermemişti. Sonrasında Tohti'nin, Urumçi'de bir gözetim merkezinde tutulduğu açıklanmıştı.

Uygur akademisyenin gözaltına alınmasının ardından ülke basınında konuya yer veren tek yayın kurumu olan resmi Global Times gazetesi ise Tohti'nin, "hükümet politikalarını eleştirerek bölücülük yapmayı hedeflediği" yorumunda bulunmuştu.

Ülkenin kuzeybatısında bulunan Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin başkenti Urumçi'deki bir gözaltı merkezinde tutuklu bulunan Tohti, "bölücü fikirler yaymak, bölücü faaliyetler içinde bulunmak ve etnik düşmanlığı körüklemekle" suçlanıyor.

Tohti'nin avukatı, bugün twitter hesabından yaptığı açıklamada, ailesiyle görüştüğünü, Tohti'nin "bölücülük" suçlamasıyla müebbet hapis cezasına çarptırıldığını açıklamıştı.

İnsan hakları savunucuları, Uygur akademisyene verilen cezaya tepki gösterirken, AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'ın ofisinden yapılan açıklamada, Pekin yönetiminin kararının "gayrimeşru" olduğu belirtilmiş ve karar kınanmıştı.

Kaynak:AA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum