Ya Mahkeme ya da Meclis kapatılsın!

Ya Mahkeme ya da Meclis kapatılsın!
Anayasa Mahkemesi’nin, başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasını öngören Anayasa değişikliğinin iptaline ilişkin gerekçeli kararında birbirinden ilginç gerekçelere yer verildi. Büyük tepki toplayan gerekçeli karar karşısında halk arasınd

AYM’NİN GEREKÇESİNE TEPKİ YAĞDI BAKAN ŞAHİN: CUMHURİYETTEN PADİŞAHLIĞA MI GERİ DÖNECEĞİZ
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, “Mahkemeyle polemik içine girmem. Değerlendirmemi yaparım. Bu karar Türk siyasi tarihine ve Anayasa hukuku çevrelerine yeni bir konuyu getirmiştir. Çokça tartışması yapılacaktır. ‘Yasa koyucu Anayasa değişikliği yapamaz mı’ tartışması başladı. Laiklik ilkelerini kaldıracağız diye bir şey yok. Partimizin tek amacı rejimi daha da güçlendirmektir. Cumhuriyetin temel niteliklerini değiştirmek gibi bir amacımız olamaz. Cumhuriyetten padişahlığa mı geri döneceğiz?” diye konuştu.

AK PARTİ: YASAMA YETKİSİNE SINIRLAMA 
AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, “Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı yasama yetkisine bir sınırlamadır. Milletin iradesine bir sınırlamadır. Milletin iradesine yeni kırmızı çizgiler çekmektir” dedi. 

MHP: MİLLET HUZURSUZ EDİLİYOR 
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, “Herkes Anayasa’dan kaynaklanan yetkisini millet adına kullanmaktadır. Milleti huzursuz edecek, milletin vicdanında tartışılacak bir yetki kullanımı anayasal sınırları aşan yetki kullanımıdır” diye tepki gösterdi.

YAZICIOĞLU: HERKES İNANDIĞI GİBİ YAŞAMALI 
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu da kararı “Türkiye’de herkes inandığını ifade etmeli, inandığı gibi yaşamalı, inandığı gibi yaşayarak da başkalarına zulüm etmeden, başkalarının hürriyetini sınırlamadan eğitim, siyaset, ticaret ve çalışma hakkını kullanmalıdır” diye değerlendirdi. 

ANAYASA İĞFAL EDİLDİ
Emekli Hakim Nusret Çiçek: “İdeoloji her dönem anayasayı iğfal etmiştir. Bu karar da bunlardan birisidir. Anayasa çok açıktır. Anayasa Mahkemesi, Meclis’in yaptığı Anayasa değişikliklerini esastan görüşemez. Bu şu anlama gelmektedir. Anayasa Mahkemesi, bir Anayasa Değişikliğini esastan görüşüp iptal edemez. Bu açık hükme rağmen Mahkeme, anayasa değişikliği olan başörtüsü düzenlemesini esastan görüşüp iptal etmiştir. Bu, anayasanın iğfal edilmesi anlamına gelmektedir. Bunun altında ideoloji yatmaktadır. İdeoloji bir kez daha anayasayı iğfal etmiştir. Bu karar, bir kez daha gösterdi ki, Türkiye’de anayasanın üzerinde ideolojiler vardır. Bunların en başında Ergenekon kaynaklı ulusalcılık gelmektedir. Bunu artık milletçe, aydın olarak, cahil olarak, hepimiz anladık. Burada artık demokrasi, insan hakları, düşünce, inanç gibi kutsanmış mefhumların işlemediğini görüyoruz.”

DİYANET-SEN: BUNU KABUL ETMEMİZ BEKLENMESİN 
Diyanet-Sen Genel Başkanı Ahmet Yıldız, gerekçeli kararı, hukuk skandalı olarak değerlendirirken, Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan ise, “Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Bu, özgürlüklerin önüne çekilmiş bir settir. Millet iradesi hiçe sayılmış, yasakçılık meşrulaştırılmıştır. Derhal Anayasa Mahkemesi’nin yapısı değiştirilmeli ve rafa kaldırılan sivil anayasa indirilmelidir” dedi.

MAZLUM-DER: İBRETLE TARİHE GEÇECEK BİR KARAR 
Mazlum-Der Genel Başkanı Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, “Dünyadaki, özgürlüklerin önünün açıldığı genel gidişin ve Türkiye’deki toplum ufkunun çok gerisinde kalan Anayasa Mahkemesi’nin başörtüsü ile ilgili düzenlemeyi iptal konusundaki kararı, hukuk tarihine ibretle geçecek bir karardır. Darbe ürünü 1982 Anayasası’nı rafa kaldırarak, bütün toplum katmanlarının, ortak paydasında buluşabilecekleri, özgürlükçü ve özgürlükleri teminat altına alan, ‘ama’ları olmayan bir sivil anayasayı yaparak, Türkiye’de özgürlüklerin ve toplumsal barışın önünü açmasını istiyoruz” diye konuştu.

GEREKÇE DEĞİL; TOPLAMA, ÇER-ÇÖP İFADELER
Bem-Bir-Sen Genel Başkanı Mürsel Turbay, yasağa gerekçe gösterilen nedenlerin inandırıcılıktan uzak ve bugüne kadar yasağın sürmesi için ortaya sürülen gerekçelerin tamamından oluşan “toplama-çer/çöp” ifadeler olduğunu söyledi. Turbay, “Gerekçede yer alan başörtülü öğrencilerin başı açık öğrencileri rahatsız edeceği yönündeki ifade son derece gerçekten uzaktır” dedi. Turbay, gerekçeli kararda yer alan bazı ifadelerin doğrudan topluma “nifak tohumları” serpiştireceğine de dikkat çekti. 

GERÇEK HUKUK ADAMLARI 
Mahkeme kararına şerh koyan iki üyeden Başkan Haşim Kılıç ve Sacit Adalı’nın şerh gerekçelerini de değerlendiren Mürsel Turbay, Kılıç ve Adalı’yı konuya toplumsal barış, eğitimde fırsat eşitliği, Anayasa’nın eşitlik ilkesi ve Mahkeme’nin görev ve yetkileri konusundaki bakış açılarından dolayı kutladı. Turbay, “Gerçek hukuk adamları kuvvetler ayrılığına inanan ve TBMM’nin yasama yetkisini hiçbir vesayet altına sokmayanlardır” dedi.

AYM’NİN YAPISI DEĞİŞTİRİLMEDİĞİ SÜRECE BU KEYFİLİK SÜRER 
Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu: “Anayasa Mahkemesi verdiği bu kararla ‘TBMM Anayasa üzerinde hiçbir tasarrufta bulunamaz’ gibi bir sonuca ulaşmıştır. Bunun Anayasa’ya uygun bir değerlendirme olduğu kabul edilmez. TBMM, Anayasa Mahkemesi’ne yeni bir şekil kazandırmadığı sürece Yüksek Mahkeme Anayasa’yı değiştirecek biçimde karar verme uygulamasını sürdürecektir. Karar, üniversitelerde barışı sağlayamayacağı gibi, başı örtülülerin eğitim hakkını da sınırlandırmaktadır.”

MEMURLAR: AYM’NİN YAPISI DEĞİŞTİRİLMELİ
Karara memurlardan da büyük tepki gelirken, “Darbe artığı Anayasa Mahkemesi’nin yapısı bir an evvel değiştirilmelidir” çağrısı yapıldı. Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, mahkeme üyelerinin kendilerini milli iradenin yerine koyarak Meclis’in yetkilerini yok saydıklarını ifade ederek, şunları söyledi: “Baskı aracına dönüşme olasılığı gibi vehimler, olasılıklar ve hayaller üzerinden Anayasa Mahkemesi farklı yaşam tercihine, siyasi görüşe ve inanca sahip olma olasılığı olan kişilere yaşam tercihi, siyasi görüş ve bir ideoloji dayatmıştır. Üniversiteler kışla değildir. Demokrasi ve hukukun üstünlüğü benimsenmiş ülkelerde hukuki değerlendirmelerin dayanağı varsayımlar değil, hukuk kurallarıdır. Karar, mahkemenin yapısının değiştirilmesinin acilen gerekliliğini ortaya koymuştur. İnsanlarda adalet kurumuna olan güven duygusunun tekrar oluşabilmesi için darbe artığı bütün kurumların tekrar gözden geçirilmesi, siyasilerle birlikte aydınların da bir sorumluluğudur.” 

GEREKÇE DEĞIL “VASIYET” HÜKMÜ
Anayasa Mahkemesi’nin “başörtüsüne iptal” gerekçesine farklı bir bakış açısı getiren Hukukçu emekli Albay Durmuş Türemen ise “İleri sürülen gerekçeler ‘vasiyet’ hükmündedir. ‘Değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez’ şeklindeki saçma kavramlara ne bilimde, ne toplumsal yaşamda, özellikle de hukukta yer yoktur. Olsa olsa bu tür kurallar ‘vasiyet’ hükmündedir” dedi. 

Gösterilen gerekçelerin akla ve mantığa sığmadığının altını çizen Avukat Türemen, “Türkiye’de yargı karar verirken ‘Türk Milleti adına’ diye söze başlıyor. Bugün sürece baktığımızda, adına karar verilen millet bu sürecin neresindedir? Bir kısım kendinden menkul kurumlar birilerini bir yerlere atıyor ve onlar da keyfince hüküm veriyor ve buna da ‘Millet adına’ diyor. Onun için bu sürece millet hiç olmazsa karar verenleri belirleyecek şekilde dahil edilmelidir. Bunu yapacaklar da milletin temsilcileridir. Tabii onlar da sözde değilse” diye konuştu. 

MÜSLÜMAN HALKA GÜVENMİYORLAR 
Konuyla ilgili olarak emekli Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel de şöyle konuştu: “Özellikle son bölümündeki ifadeler kararın çok sığ olduğunu gösteriyor. Karar ne bilimsel, ne de Türkiye’nin gerçekleriyle bağdaşmıyor. Çok temelsiz ifadeler var. Toplumda yüzde 65 oranında başörtülü varken ve bunlar toplumda bir baskı oluşturmuyorsa üniversitelerde olabileceği varsayımı temelsizdir. Anayasa bir düzenleme yapmış özgürlük alanını genişletmiş. Böyle bir kabulün anayasa hukukunda yeri yok. Çoğunluğun bir dine mensup olduğu için bunu baskı aracı olarak kullanma olasılığına atıfta bulunmak çok vahim bir hata. “Bu ülkenin çoğunluğu Müslüman, o yüzden bu parlamentoya güvenemem” diyor. Böyle bir şey olamaz. Gerekçenin elle tutulur hiçbir yanı yok. Bunlar kelimelerle nasıl izah edilebilir. Bunu anlayamıyorum.”

BİR TEK CHP SEVİNDİ 
CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay, Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararını değerlendirirken, “Bir hukukçu ve siyasetçi olarak, her dediğimizin doğru olduğunun teyit edilmesinin mutluluğunu yaşıyorum” dedi. CHP’li Onur Öymen de kararı, “Dini kıyafetlerin siyasi simge olarak kullanılması çabalarının etkisi kırılmıştır” diye yorumladı.

ASLAN DEĞİRMENCİ-AHMET YILMAZ-VAKİT

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.