Kamu Mevduatları Faizcilerin İştahını Kabartıyor!

DESAV Başkanı Prof. Dr. Ünsal Ban, ülkemizin güç ve etkinliği arttıkça siyasi istikrarı hedef alan saldırıların şiddetleneceğinin zaten bilindiğini belirterek; “Türkiye'nin yolunu kesmek için uygulanan en kestirme yol, 'ekonomik kriz' algısı meydana getirmek. Bunun için 'kontrol edilemez cari açık', 'büyümede zayıflama eğilimi', 'yüksek borçluluk' gibi malzemeleri kullanarak 'kriz algısı' oluşturmaya çalıştılar, olmadı. Olmadı ki, piyasalar yine 'dengeye' oturmaya başladı. Sınırlarımızın etrafındaki yangına aldırmadan, dışarıdaki her olumlu gelişmeyi görerek ve her olumsuz gelişmeyi göz ardı ederek ilerleyen ekonomi. Maliyetler, 2013 Haziran'ında yüzde 4,5'lere kadar gerileyince, bu gidişe 'Gezi olayları' ile 'dur' demek istediler. Bunu bir ölçüde de başardılar. Kısa zamanda sadece twitleri değil, faizleri de katlamayı bildiler” dedi.

"Bu gidişe 'dur!' denmeli"

Ekonomik kriz algısı yaratanların eskiden olduğu gibi akla ziyan kazançlar elde edemediklerini belirten Ban, “Ama yine de 'muazzam' sayılabilecek vurgunlara imza atabildiler.”diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü; “Birilerinin sırtımızdan böylesine büyük ve emeksiz paralar kazanması gerçekten zorumuza gidiyor. Son 10 yılda 489,7 milyar lira para kazandı bu adamlar, salt 2013 yılında 49,9 milyar lira, gerçekten büyük para. Üretim yapmak yok, istihdam sağlamak yok, risk almak yok, sadece kazanmak var, paradan para kazanmak, üretenin boğazına çökerek kazanmak!.. Bu gidişe 'dur!' demeyecek miyiz?..”

"Yüksek Faizle Borçlan, Düşük Faiz Al!"

“Kaynaklarımızı yeterince etkili, verimli, kârlı bir şekilde kullanabilmekte miyiz?” sorusunu irdeleyen Prof. Dr. Ünsal Ban, Kamu kurum ve kuruluşlarının sahip olduğu finansal varlıkların nasıl değerlendirildiğiyle ilgilide şu bilgileri verdi; “Can alıcı nokta; 'Kamu kurum ve kuruluşlarının sahip olduğu finansal varlıkların çok büyük bir kısmı bankalarda mevduat olarak değerlendiriliyor.'  Yani bir anlamda, kamu bir yandan %9,5 (2014 Ocak-Eylül ortalaması) maliyetle borçlanırken, bir yandan da %4,5-5'lik bir faiz oranına razı olarak sahip olduğu finansal varlıkları bankalara veriyor.  Dolayısıyla, kazanan taraf bankalar oluyor.”

"Sorunun çözümü, sorunun içinde gizli"

Özellikle 2011 yılından bu yana kamu kurum ve kuruluşlarının sahip oldukları finansal varlıkların iç borçlanma miktarlarından daha yüksek seviyede olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ünsal Ban, “2013 yılı itibariyle 144,5 milyar lira iç borçlanmaya giderken, kamu kurum ve kuruluşlarının bankalarda değerlendirdiği finansal varlıkların 154,5 milyar lira büyülüğünde olduğunu görüyoruz.. , Aynı şekilde, 2012 yılı itibariyle 101,9 milyar lira iç borçlanmaya gidilirken, kamu kurum ve kuruluşlarının bankalardaki finansal varlıklarının 132,8 milyar lira büyülüğünde olduğu karşımıza çıkıyor. İşte bu durum, ülkemizin yıllık bazda 50 milyar liraya yaklaşan faiz giderlerini ödemekten kurtulabileceği anlamına geliyor”diye konuştu.

"Hesap Ortada!"

Ban, sorunun çözümüyle ilgili şu değerlendirmeyi yaparak; “Netice itibariyle, kamu kurum ve kuruluşlarının sahip olduğu finansal varlıkların değerlendirildiği, borçlanma mekanizmasıyla eş güdümlü çalışan bir yapının kurulması halinde, kamu borçlanmaya gerek duymadan kendini finanse edecek ve faiz ödemeleri ortadan kalkacaktır. Böylece, yıllık bazda 50 milyar liraya ulaşan bir tutar ülkemizde kalarak yatırımlara dönüşebilecektir”dedi.