Kerime Yıldız

Kerime Yıldız

Elif Çakır'dan Usûl Dersi

Elif Çakır'dan Usûl Dersi

10.11.2014  târihli yazımda, aynen şöyle yazmışım:

“Ma’lûmât gazetesinin sâhibi Baba Tâhir, Terkos sularını işleten şirketten avantası kesilince, “Terkos gölünde domuz leşi” diye bir haber yapmış. Şirketten parayı koparınca da “Kütükmüş.” diye düzeltmiş.

Köşelerinde, şöhret sarhoşu olan bu yazarların, Baba Tahir’den farkları yok. İddiâ ediyorum, bugün işlerine son verilse -görevden alınan bakanlar gibi- “Terkos Gölü’nde domuz leşi var.” diye avaz avaz bağırırlar. Ahmet Hakan’ın dönüşümü ortada.

Taraf gazetesinde, Tayyip Erdoğan’a ağzına geleni sayan ve partisine dâima "AKP" diyen başörtülü yazarların bu tarafa transfer edildikten sonraki evrimi de ortada. Birisi son yazısında, kertenkele kardeşliğine soyunmuş. Yeni bir şey yok. Arnavut misâli “ben da” diyor, o kadar...Ah para! Sen nelere kâdirsin.

Acaba, Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız, kendilerini bitirmek isteyen gazetecileri savuşturmak için mi daha çok enerji harcıyorlar yoksa yanlarında olan gazetecileri elde tutabilmek için mi?”

Hiss-i kable’l-vukû diyelim. Aradan on beş gün geçti; Star gazetesinde deprem oldu. Acaba Terkos Gölü’nde domuz leşi var mıymış diye kulaklarımı da gözlerimi de dört açtım bekliyorum.

Yukarıda evriminden bahsettiğim yazar, Elif Çakır. Star’da operasyon olunca önce izne çıktığını, sonra ayrıldığını (Daha doğrusu kovulduğunu) açıkladı.  

Elif Çakır, yıllar evvel Taraf’ta yazarken Tayyip Erdoğan’a ağzına geleni sayardı. Partisine de "AKP" derdi. Star’a geçince "AKP", Ak Parti oldu. Erdoğan’ı da Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterdi.
 
Star’a geçerken Taraf okurlarına şöyle vedâ etmişti:

“Burası herkesin mahallesiydi ve ‘mahalle baskısı’ denen şey burada hiçbir anlam ifâde etmiyordu. (Geçmiş zaman eklerine bakıp aldanmayalım, bundan sonra hep böyle olacak. Geriye dönüşü yok bunun.) Herkesin fikrini rahatlıkla söyleyebildiği bir zemin olarak Taraf, kısa zamanda yüzbinler satan gazetelerin yapamadığını yaptı. Adâletin tarafında durdu. Barışın tarafında durdu.Doğrunun tarafında durdu. Hiçbir tehdide aldırmadan hem de...Uzağa gitmiyorum. Yeni bir kapı açıldı önümde. Bu kapıdan girmek istedim. Çünkü orada da yalnız olmayacağımı biliyorum. Ahmet Ağabey’in 'Vedâlaşmayalım, burası baba ocağın sayılır, kapımız her zaman açık' sözünden aldığım cesâretle daha rahat gidiyorum. İyi bir Taraf okuru olmaya devâm edeceğim.”(25. 05. 2010-Star)

İki sene sonra, yeni köşesinde, “Sen utanabilir misin Ahmet Altan?” başlıklı bir yazı kaleme aldı; yeni tanımış gibi!!! Altan’ın ne yalancılığı kaldı ne sansürcülüğü...

Bunları hatırlatmamın sebebi, Elif Çakır’ın Star’daki operasyonla ilgili eleştirisi.

“Çok derinden bir hayal kırıklığı içindeyim. Sözün bittiği yeri gördüm. Ahde vefâ kocaman bir yalanmış. Yollar ayrılır da usûl bu mu olmalıydı?”

Yorumsuz karikatürler olur ya aynı onlar gibi değil mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Kerime Yıldız Arşivi