Erdoğan: Ne Kadar Tahammül Edeceğiz!

Erdoğan: Ne Kadar Tahammül Edeceğiz!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Barbarca, vahşice katlediliyorlar. Kendi mescitlerimizi emin hale getiremediğimiz için barbarların postallarıyla çiğnenebiliyor. İşte Mescid-i Aksa…Sesimiz çıkıyor mu, konuşabiliyor muyuz?" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'da 30. İslam Konferansı Örgütü Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) Toplantısı'nda yaptığı konuşmasında İsrail ve Batı dünyasına çok sert sözlerle yüklendi.

İsrail'in Mescid-i Aksa saldırısına tepki gösteren Erdoğan, "Her gün kardeşlerimiz can veriyor. Barbarca, vahşice katlediliyorlar. Kendi mescitlerimizi emin hale getiremediğimiz için barbarların postallarıyla çiğnenebiliyor. İşte Mescid-i Aksa…Sesimiz çıkıyor mu, konuşabiliyor muyuz? Hayır" dedi.

Erdoğan, Batı dünyasına ise şu sözlerle yüklendi: 

Dışarıdan gelenler İslam Dünyası'nın altınlarını, petrolü seviyorlar, ucuz iş gücünü, elmasları, pırlantaları seviyorlar. 

İnanın bizi sevmiyorlar. Buna daha ne tahammül edeceğiz. Bu acı manzara karşısında daha ne kadar mazeretlere sığınacağız. Burası bir aile meclisi. Bizi dünya dinliyor.

Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

BARBARLAR POSTALLARIYLA ÇİĞNEDİ

57 ülkeden 27 tanesi Birleşmiş Milletler'de en az gelişmiş kategorisinde yer alıyor. Hepimiz bir Allah’a inanıyoruz. Hesap gününe inanıyoruz. Böyle bir gelir uçurumunu o yüce mahkemede izah edebilmenin bir yolu yoktur. Birkaç hurma ile açlığını bastıran bir peygamberin ümmetiyiz. 

Paylaşan, hayatı boyunca sofradan tam doymadan kalkan bir nebinin bekçileriyiz. Kardeşliğin, paylaşmanın. Her gün kardeşlerimiz can veriyor. Barbarca, vahşice katlediliyorlar. Kendi mescitlerimizi emin hale getiremediğimiz için barbarların postallarıyla çiğnenebiliyor. 

İşte Mescid-i Aksa…Sesimiz çıkıyor mu, konuşabiliyor muyuz? Hayır.

BUNA DAHA NE KADAR TAHAMMÜL EDECEĞİZ?

İstenirse Irak’tan akan kan durdurulabilir. Rabbim bize uyarılarda bulunuyor. Zulüm edenin karşısında taraf olun diyor. Eğer birlik olunursa, Filistin’in yalnızlığı ayıbına derhal son verilebilir. Bizim sorunlarımızı dışarıdan birileri gelip çözmeyecek. Dışarıdan gelenler İslam Dünyası'nın altınlarını, petrolü seviyorlar, ucuz iş gücünü, elmasları, pırlantaları seviyorlar. 

İnanın bizi sevmiyorlar. Buna daha ne tahammül edeceğiz. Bu acı manzara karşısında daha ne kadar mazeretlere sığınacağız. Burası bir aile meclisi. Bizi dünya dinliyor.

Tüm Müslüman kardeşlerime bir davet yapıyorum. Ne olur bir manzaraya bakalım kim kazanıyor, kim kaybediyor. Ölümlerden, çatışmalardan kazanan kim?

Kim kazanıyor, kim kaybediyor görürsek ve el birliğiyle bir şey yapabilirsek. Çözümün fitili tutuşturuluş demektir.

BATI MEDYASI BENİ HEDEF HALİNE GETİRDİ

İslam dünyasında oynanan oyunları anlattığım için Batı medyası tarafından hedef haline getirildim. Daha 2 hafta önce Kolomb’a Amerika’dan önce Müslümanlar ulaştı dediğim için Batı medyası tarafından maalesef içindeki kompleksliler yüzünden hedef alındım. 

Müslümanlara hiç tereddüt etmeden geri yaftasını yapıştıranlar çifte standart konusunda söylediklerimizi duymazdan geliyor.

Biz altın, petrol uğruna, hırs uğruna canlara kıyanlardan olamayız. Hoşgrüsüzlüğün, ırkçlığın yanında duramayız. Dünyada kendimize geçerli mazeretler bulabiliriz. Ama hesap gününde Fatiha suresinde her gün tekrar ettiğimizde, o hesap gününde hiçbir mazeret geçerli olmayacaktır.

ALLAH'IN İPİNE SIMSIKI SARILALIM

İslam coğrafyasının yaşadığı trajediden daha acı olan aramızdaki ihtilaflardır, zulme tepkisizliktir. İslam coğrafyasından süre gelen ihtilaflar sessizliğimizdendir. Tarihin talihsiz günlerini yaşayan İslam coğrafyasından sorunların yolu birliktir. Allah'ın ipine sımsıkı sarılalım

Dünya bilimine yeniden büyük katkılar sağlayabiliriz. Sadece coğrafyamızda değil ülkedeki her çatışmaya müdahale edebilir, mazlumun elinden tutabiliriz. Hamdolsun bunları yapacak potansiyelimiz, gücümüz, tecrübemiz vardır. Tek ihtiyacımız olan birliktir

Birleşmiş Milletler diyoruz. BM bütün bu yaşananlara bir çözüm üretti mi? Adalet var mı? BM Güvenlik Konseyi üyelerinden bir tanesinin hayır demesi bütün meseleleri kilitlemeye yetiyor. İçlerinde bir tane İslam ülkesi var mı? Tablo ortada. Asya, Amerika, Avrupa… Yapı tek yapı. Bir tane Müslüman ülke orada yok. Adaletin olmadığı bir yapı dünyaya güven telkin edebilir mi? Geçici üye diyorlar, bir anlamı var mı? Adaleti buradan bekleyemezsiniz

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
14 Yorum