Mason Pusuda Bekliyor!

Pancar şekerinin muadili NBŞ’cilerin sözcüsü 33 Dereceden mason, Nişasta ve Glikoz Üreticileri Derneği Başkanı Rint Akyüz, şeker fabrikaları ile ilgili öyle bir teklifte bulundu ki niyetlerini de ortaya döküverdi. Akyüz’ün teklifi, Türkiye’nin şeker pancarı üretiminden çekilmesi anlamına geliyor. Pancar şekerinin ihracatı engellenirken, NBŞ’den yapılacak kristal şekerlere ihracat teşvikinin Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılmasının hemen ardından gelen bu manidar teklif, Milli Gazete’nin özelleştirmelere karşı haklı duruşunu da teyit etti.  Kamunun elindeki şeker fabrikalarının yıllardır özelleştirilmesi için her platformda lobi faaliyeti yürüten masonlar, sonunda dillerinin altındaki baklayı çıkardılar. 33 Dereceden mason olan Nişasta ve Glikoz Üreticileri Derneği Başkanı Rint Akyüz, özelleştirme ihalesinin şeker kotaları üzerinden yapılması durumunda fabrikalara talip olduklarını söyledi. Tarımsal üretim başta olmak üzere, ülke ekonomisi, istihdam ve hayvancılığı için hayati önem taşıyan şeker sanayi üzerinde oynanan özelleştirme oyunu bir türlü bitmek bilmiyor. Fabrikaların özelleştirilmesi birileri tarafından ısrarla gündemde tutulmaya çalışılırken, NBŞ firmalarının sözcüsü konumunda bulunan Nişasta ve Glikoz Üreticileri Derneği Başkanı Rint Akyüz’den manidar bir teklif geldi. Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Türkiye Büyük Locası’nın en son seçimlerinde başkanlığına aday olan ancak seçimleri kazanamayan Akyüz, şeker fabrikalarının üretim kotası satışı şeklinde özelleştirilmesi gerektiğini belirterek, “Şartlar uygun olursa, bu özelleştirmelere talip oluruz” dedi.

24-26 Kasım tarihleri arasında Londra’da gerçekleştirilen Uluslararası Şeker Örgütü (ISO) ile Dünya Pancar ve Kamış Üreticileri Birliği’nin (WABCG) istişare toplantılarına katılan Akyüz, burada basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinde büyük arazilerinden dolayı sorunlar yaşandığını ileri süren Akyüz, “Devlet bizce özelleştirmeyi üretim kotası satışı şeklinde yapsın. Arazileri de ayrı satsın. Şartlar uygun olursa, bu özelleştirmelere talip oluruz. Eski fabrikalarla uğraşmak rantabl değil. Şekerde mevcut düzenin rekabet şansı yok” değerlendirmelerinde bulundu. 

Sonunda itiraf ettiler!

Rint Akyüz, bu teklifi ile şeker fabrikalarının özelleştirilmesinden aslında neyi amaçladıklarını da ortaya koymuş oldu. Akyüz’ün itiraf niteliği taşıyan manidar teklifi, mevcut modelle fabrikalarının özelleştirilmesi durumunda Türkiye’nin şeker pancarı üretiminden çekilmesi anlamına geliyor. 

Teklifleri Meclis’teki Tasarı İle Örtüşüyor

33 Derecede mason olan Rint Akyüz’ün bu açıklamaları, AK Parti hükümetinin Şeker Kurumu’nun öncülüğünde hazırladığı ve Meclis’te bekleyen Şeker Kanun Tasarısı ile birlikte düşünüldüğünde daha manidar oluyor. Çünkü bu teklif ile Meclis’teki tasarı bir biriyle örtüşüyor. Bilindiği üzere kanun tasarısında, şeker pancarının arzında bir sıkıntı olduğunda NBŞ kotalarının sınırsız bir şekilde artırılması öngörülüyor. Fabrikaların mevcut modelle özelleştirilmesi durumunda 25 fabrikanın 18-20 tanesi üretimden çekilecek. Dolayısıyla ortaya çıkacak pancar şekeri arz açığı da NBŞ ile kapatılacak. Çünkü tasarı ile bunun önü açılıyor. Diğer yandan üretim kotaları üzerinden bir özelleştirme yapılması durumunda da o zaman şeker fabrikalarının üretim kotalarını alarak NBŞ üretecekler. Çünkü burada AB’yi gerekçe göstererek, Türkiye’de de 2017’den sonra kotaların tamamen kaldırılacağının hesabını yapıyorlar. Görüleceği üzere her iki yol da NBŞ’ye çıkıyor.

NBŞ denmesinden rahatsız oluyorlar!

Rint Akyüz, bir taraftan nasıl bir sektör arzuladıklarını itiraf ederken bir taraftan da algı oluşturmaya çalışması dikkat çekti. NBŞ’nin kamuoyundaki olumsuz algısından olsa gerek kendilerini pancar veya mısır şekercisi değil, şeker üreticisi olarak tanımlayan Akyüz’ün, dünyada sağlık açısından ciddi bir tartışma konusu olan NBŞ’yi pancar şekeri ile bir tutması da gözlerden kaçmadı. Şeker fabrikalarının ve pancar şekerinin aleyhine bütün bunlar olurken, sektörü düzenlemekle görevli Şeker Kurumu’nun sessiz kalması ise dikkat çekiyor.

Milli Gazete