Davutoğlu: Bürüksel'de İki Yüzlülüğe Tepki Gösterdi

Davutoğlu: Bürüksel'de İki Yüzlülüğe Tepki Gösterdi
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Brüksel'de konuştu, önemli açıklamalarda bulundu. Almanya'da saldırıya uğrayan cami sayısının oranını açıkladı.

Davutoğlu Brüksel'de yaptğı konuşmada 'Berlin'deki teröre karşı yapılan saldırıya onlarda katılsın dedim. Bütün Türk liderler bütün protestolara katıldılar. Merkel ile görüşmemde bunu dile getirdim ve dedim ki bütün Türk'ler orada olacaklar dedim. Benim Dışişleri Bakanı iken yaşadığım en zor andı. Almanya'ya gittiğimde 2012 Aralık ayıydı bütün farklı şekillerde ırkçı örgüt tarafından öldürülen insanların aileleri ile bir araya geldim onları ziyaret ettim ve gerçekten çok ilginç hikayeleri vardı. Polis, cinayetleri 7-8 yıl geriye dönük soruşturduğunda kocasını kaybeden kadına şunu sormuşlardı kocanızı siz mi öldürdünüz veya kocanızı başkasıyla birlikte mi öldürdünüz diye soruşturuyormuş polisler. Bunlar gerçekten insanın içini acıtıyor. Daha da acı olan şu, Türk halkı öyle bir algılanıyor ki Türk kadın kocasını veya başkasını öldürebilir. Hiç aklına gelmiyor ama bir başka örgüt yapıyor.

BİZ KENDİMİZİ AVRUPA'NIN BİR PARÇASI OLARAK GÖRÜYORUZ

Fransa'da gösterilen dayanışmayı biz Almanya'da da bize karşı yapılan saldırılarda da görmek istiyorum. Berlin'in göbeğinde cami yakılıyor. Almanya'da sadece 90'ın üzerinde cami saldırıya uğradı. Aynı dayanışmayı ben bu saldırılarda da görmek istiyorum.

Türkiye Cumhuriyeti tarihine baktığınızda biz İstanbul'da kilise inşaa edeceğiz. Hristiyan cemaatin Kiliseye ihtiyacı yok ama Süryani'ler için orada özel bir kilise yapılması istendi. Karaköy'deki büyük Sinegog bir kaç yıl önce saldırıya uğramıştı Sayın Başbakanımız bizzat gitti oraya ben Dışişleri Bakanı olarak oraya gitmiştim. Oradakiler de bu ülkenin evlatları. Vatandaşlığın kapsayıcılığı devletler için önemlidir ama daha da önemlisi Avrupalılık kimliğidir. Paris'te biri bana şunu sordu Avrupa Türkiye ilişkileri hakkında ne düşünüyorsunuz dedi. Avrupalılar Türkiye'ye nasıl yaklaşmalı diye sordular. Ben şunu söyledim. Biz Avrupalı'lar dendiğinde ben zaten kendimizi de onların içinde görüyoruz. Biz AB'nin henüz üyesi değiliz. Havaalanı üzerinde hala tur atıyoruz. Ben bugün Brüksel'e indim ama bizler Avrupa tarihinin bir parçasıyız ve modern çağdaş avrupanın da parçasıyız. Avrupa'da 45 milyon müslüman, 6-7 milyon Türk yaşıyor. Bu insanlar burada yaşıyorlar ve bunlar geri dönmeyecekler.

DÜNYA KÜÇÜLÜRKEN BİZ BÜYÜMEYE DEVAM ETTİK

Zaten tarihin mantığı bu şekilde. Ben burayı kontrol edeceğim ama nüfus hareketliliği olmayacak. Bu mümkün değil. Türkiye Avrupa'nın bir parçası olarak sosyo külterel yapımızı daha fazla nasıl yaparız buna çalışmaya gayret edeceğiz. Etnik dini veya mezhep bilgisine bakılmadan biz herkesi Türkiye içerisinde zaten vatandaş olarak kabul ediyoruz. G20 Dönem başkanı olarak da şuan buradayım. Bizim hedefimiz gerçekten dünyada yüzde 2'lik bir büyüme ve bu çok mütevazi bir hedef. Dünya ticaretinin artması lazım. Dünya ticareti yüzde 6-7 büyüyordu ama şu anda bu yüzde 3'lere kadar düştü. 2008'den sonra şimdi dünyanın her yerinde aynı sıkıntı yaşanıyor Avrupa'da çalışıyor bu sorunu nasıl çözeriz diye. Avrupa bu s4kıntıya cevap vermeye hazır değil. Çin ile kıyaslandığında veya daha genç nüfusa sahip ülkleerle kıyaslandığında Avrupa'nın daha istikrarlı olduğunu görüyoruz son 200 yıl içinde ama şimdi sıkıntıya girdi. Avrupa hep bir bütün olarak ekonomik bir merkez haline gelmeye devam edecek. Geçmişe bakın, Britanya dediğimiz imparatorluk da böyleydi. 19990'lara bakın dünya ekonomisinde bir patlama yaşandı her yerde büyüme gerçekleşti ABD'de Clinton dönemiydi bu ama Türkiye'de kişi başına düşen milli gelir 1991'de 2700 dolar civarında idi. 2002'de de biz geldiğimizde iktidara yine aynı rakamlardaydı. Daha sonrasında bizimle bu rakam 4 katına çıktı. Dünya ekonomisinde resesyon yaşanırken biz büyümeye devam ettik ve hala bütün göstergelerimiz bunu gösteriyor ve Türk ekonomisi sürdürülebilir büyümeyi ve kalkınmayı devam ettirecek. Petrole bağımlı ülkelere baktığımızda o ülkelerin hükümetleri geleceklerine karar vermiyor. Bazı ülkelerin büyümesi petrol fiyatlarına bağlı ülke ismi vermek istemiyorum. Biz petrol veya doğalgaz yatağı keşfetmedik veya kimse bize para da vermedi hibe de etmedi. Bu reel bir büyüme gerçek bir büyüme, bu da bizim alın terimizin eseri bundan ödün veremeyiz. Bu vatandaşımızın alın teridir. Avrupa'da ırkçılık yükselişe geçti. Bundan biz sorumlu değiliz diyorsanız sorum şu kim bunun sorumlusu. 1930'larda Nazi'ler Ermeni'leri suçladı, şimdi de Müslümanlar suçlanıyor. Baktığımızda eğer işsizlik başlıyorsa hemen dışlayıcı bir durum söz konusu oluyor. Türkiye'de ekonomik kriz yaşandı hükümet demedi ki biz başarısız olduk başka bir çok faktöre suçu atmıştı. Şimdi de bu durum Avrupa içinde yaşanıyor.Ekonomik açıdan kıtamızın durumu ne olacak? Türkiye içerisinde bir vizyonumuz var kapsayıcı siyaset ve sürdürülebilir bir büyüme.

KENDİMİ YAŞLI HİSSETTİM

Üçüncü sıkıntı siyasi sıkıntı. Siyasi mesele, demokratik istikrardır. İstikrar esasında bir çok ülkede var, neredeyse 20-30 sene hiç bir seçime gitmeden ülkeleri yönetiyorlar ve o ülkede istikrar var deniliyor. O istikrar meşruiyet testinden geçemez. Geçtiğimiz yıl Nisan veya Mayıs ayında gerçekten yaşlı hissettim kendimi son 4 yıldan beri Dışişleri Bakanlığı yapan sadece bir kaç kişi yapmıştık. Ben 5 yıl içinde 7 bakan değişmiş. Normalde demokratik süreçte ya 4 ya da 5 yıldır. Avrupa'nın şu an yaşadığı sıkıntı da bu. Gelecek daha da riskli bazı ülkelerde solcular ve sağcılar popülist hareketlere girip AB'yi reddediyorlar.

Halkının iki seçimde alnın teri ile halkının desteğini almış olan bir hükümeti askeri darbe veya başka bir şekilde yıkamazsınız. Bazı çevreler adli yapı içerisinde polisin içerisinde yapılar oluşturmaya çalışıp bizi yıkmaya çalıştılar. Bunu yapmak istiylorsanız Anadolu'daki bütün köylere gidip hane hane dolaşıp oy istemeniz lazım. Hiç kimse halkın iradesi dışında bir güç kullanıp iktidara gelemez. Biz bu ve benzeri olaylara alışıktık. Geçmişte bunun bağışıklığını kazanmıştık' dedi.

Türkiye Avrupa Birliği'nin bir parçası olsaydı çok daha başarılı olacaktı.

Hiçbir ekonomi kapalı değildir. Diğer ekonomilerde ne oluyorsa herkes bunu görebiliyor. Türkiye'nin ekomominin resminin kriz olmadığını görürsünüz. Enflasyonun düştüğünü görüyoruz. Bütçe disiplinini örnek olarak gösterebiliriz. Aynı zamanda finans sektörümüz güçlü. Endüstri üretimimiz iyi gidiyor. Dünyanın en büyük 7. Turizm ülkesi. Tarım'da Avrupa birincisiyiz. Dünyada 7. Hiçbir Türk bankası sorun yaşamıyor.

Anadolu Kaplanları oradalar. Sesimiz daha da çıkabilir. Türkler için en büyük eksiklik kamusal diplomaside başarılı değiliz. Ne zaman bir kampanya olsa buna tepki göstermediğimiz zaman geriliyoruz. AB içinse dondurulmadan memnun değiliz. Bu kadar dinamik olan bir süreç durdurulamaz. Bir gün Avrupalı liderler Türkiye'nin üyeliğinin önemini kavrayacaklar. Avrupalı dostlarımız 1990'lı yıllarda Türkiye'nin güçsüz olduğunu söylüyorlardı. Şimdi de çok güçlü olduğumuz için almıyorlar. Avrupa Parlementosunun 4'te 1'ini oluşturacaklar diyorlar. Bu AB'nin kendine güveni olmadığını gösterir.

Biz de buzdolabının önünde bekleyemeyiz. AB bizi bu süreci dondurdu. Türkiye'nin performansını diğer AB üyesi ülkelerle karşılaştırma yapılsın.

Arap baharı öncesi 4 prensibimiz vardı. Bütün komşularımızla ortak anlaşmalar imzaladık. Bizim tarihimizde etnik kent tanımı yoktur.

Sadece 1 gün içinde Irak ve Suriye'yle onlarca anlaşma imzaladık. Irak'ta bir değişim oldu. İbadi görev gelir gelmez hemen ziyarete gittim. Irak'ta önceki Başbakan'ın mezhep politikaları yüzünden Irak'ta çatışmalar yaşandı.

Türkiye yeni bir Ortadoğu, yeni bir Balkanlar, yeni bir Kafkasya için uğraşıyoruz.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.