Bizi Dizilerle Zehirliyorlar
Hem konu hem akış olarak saçma dizilerin birçoğu daha birkaç bölüm sonra bile yayından kaldırılırken olan topluma oluyor.
Kadir İnanır örneğinden hareket edersek; Kadir İnanır filmleri arasında hatırda kalacak kalitede oldukça az film vardır. Askerde iken öldürdüğü kaçakçının geride bıraktığı babası, karısı ve oğluna sahip çıkmak için adamın memleketine gidip didinip duran ve kadınla evlenip hayatını onlara adadığı “Askerin Dönüşü” bunların başında gelir. Oğlunu büyütmeye çalışan dul bir kadına sahip çıkmaya kalktığı Sahipsizler filmi de konusu itibariyle güzel bir yapımdır.
Son olarak “Selvi Boylum, Al Yazmalım” ile “Tatar Ramazan” gibi yapımları da yazdıktan sonra üzülerek belirtelim koca bir sanat hayatının ardından listenin sonuna geliyoruz.
Günümüzde ise Yeşilçam’ın bir çok yapımında görülen kalitesizlik dizilerde yaşanıyor. Birbiri ardına pek çok dizi yayından kaldırılıyor. Azıcık tutulan bir sanatçıya hafta da 50-60 bin lira gibi inanılmaz rakamlar veriliyor. Reklam alıp kazanma uğruna bu defa sanatçılara her hafta bir sinema filmi uzunluğunda bölümler çektiriliyor. Yurtdışında haftalık diziler de bölüm uzunluğu 20 dakika iken bizde 110 dakikalık veya daha uzun dizi bölümleri var.
Seyirciler yeni başlayan bir dizide neredeyse daha ilk bölümde gidişatı az çok tahmin edebiliyorlar. Dizilerin çoğunda mutlaka bir ve bir çok zina olayı yaşanırken, yine çoğu dizide mutlaka babası belirsiz bir veled-i zina da yer alıyor. Sonuçta senaryolar sündükçe sünüyor, konular saçmalaştıkça saçmalaşıyor. Sonuçta amaçları aynı toplumu ekran karşısına kilitlemek ve kazanabilecekleri kadar çok para kazanmak olunca bunun bedelini ödeyen ise toplum ve aile yapısı oluyor.
Uzmanlar kesinlikle televizyona daha az vakit ayrılmasını ve bu tip kalitesiz yapımların RTÜK tarafından daha sıkı kontrol edilmesini istiyorlar.
Habervaktim.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.