Charlie Düştü Hebdo Göründü

Fransa’da önce uzman suikastçı gibi birileri birilerini infaz ederken bu derece soğukkanlı katillerin “kaçarken kimliklerini unuttuğuna inanmamızı” bekleyenler şimdi birbiri ardına toplumun normal şartlarda tepki göstereceği uygulamaları gündemlerine alıyorlar.

Ekonomik krizde ki Fransa’da hele de halk “özel hayat” konusunda bu kadar titizken hükümet deseydi ki,

“Ey Fransız halkı yeni güvenlik tedbirleri getireceğiz. Bunları ise şu başlıklardan oluşacak:

İnterneti sansürleyecek ve kontrol altına alacağız.
Krizde olmamıza rağmen daha fazla polis görevlendirecek ve polise sağlanan kaynakları artıracağız.
Hapishanelere ajan sokup istihbarat toplamak dahil her türlü yola başvuracağız.
Canımız kimi isterse “terörist” diyerek yaftalayarak sınır dışı edeceğiz.
Dünyanın geri kalanı, sizler içinde Schengen vizesini sıkılaştıracağız.”

Buna kim razı olurdu?

İşte bu nokta da tıpkı 11 Eylül gibi Charlie Hebdo olayı girdi.

Halk ölümü gösterip, sıtmaya razı edildi. Üstelik bu konuda Fransa’da tek değildi. İtalya ‘da hemen onun ardından aynı trene bindi.  İtalya’da, “terör şüphelilerinin pasaportlarına el konulması”, “yurtdışına savaşmak amacıyla gidenlerin 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması” gibi yeni yasalar gündemde. Ayrıca 2007 yılında yasaklanan istihbarat ajanlarının gizli görev için cezaevlerine girmesi de yeniden serbest bırakılacak gibi görünüyor. İtalya’da da Fransa gibi İnternetin kontrol altına alınması da rahatlıkla dile getiriliyor.

İş Türkiye’ye gelince “Twitter’a yasak olur mu”, “ifade özgürlüğüne engel olur mu” diye göğü yıkan AB bile Schengen vizesini sıkılaştırma yoluna gidiyor.

Sözde demokratik İtalya’da 9 kişi sınır dışı edildi. Sınır dışı edilenlerden birisi ise doktora eğitimi için İtalya’da bulunan bir öğrenci. Suçu ne peki? “Batı karşıtı, İslami sitelere yazmış olabileceği” şüphesi. Bakın net bir ifade bile yok. Şüphe ile adamı sınır dışı ediyorlar. Nerede? Demokratik Avrupa’da.

Peki, son surum ne? Özgürlükler ülkesi Fransa’da Fransa İslam Konseyi’ne ve İslami kuruluşlara yurtdışından gelecek olan bağışların engellenmesi gündemde! “Özellikle bazı ülkelerden gelen mali yardımı engellemek istiyoruz” diyor başbakan Valls ama amacın ne olduğu açık. Çünkü Fransa’da anayasa gereği devlet dini kurumlara destek vermiyor. Yurtdışından gelen destek te kesilirse Fransa’da tüm İslami kuruluşların giderleri sadece Fransa’da ki Müslümanların boynuna yıkılmış olacak. İstiyorlar ki İslami kuruluşlar parasız kalsın ve birbiri ardına kapıya kilitler vurulsun. Fransa Avrupa’da 4 milyon Müslüman nüfus ile en çok Müslüman bulunan ülke. Şimdi anladınız mı boğulmaya çalışanın ne olduğunu?

İbrahim Halil Kutluay / Habervaktim.com