Özgecan Cinayeti ve O Hatta Yaşananlar

Özgecan Cinayeti ve O Hatta Yaşananlar
Tarsus’ta yaşanan Özgecan olayı Türkiye’yi ayağa kaldırırken, bölgeden bir okurun anlattıkları tüyleri diken diken etti:
“Özgecan olayı bütün ülkenin gündemine yeni düştü oysa şimdiye kadar bu yolda aynı araçlarda yaşananları bilenler için inanın Özgecan cinayeti o kadar da büyük bir sürpriz değildi. Özgecan sadece buzdağının görünen yüzüydü. İşte bu yüzden ilk iş olarak Adana, Mersin ve Tarsus Belediye başkanlıklarının otogar müdürlüklerinin bu duruma el koyması ve emniyet birimlerinin de bu araçları daha sık kontrol etmesi gerektiğini söylemek istiyorum.
 
Aslında bu hat üzerinde yolcu taşıyan 4-5 yolcu kooperatifi vardı. Sonunda rekabet ederek kazançlarını düşürdüklerini görünce birleşmeye başladılar. O dönemlerde katı rekabetten dolayı her gün tartışmaların ve yolcu kapma yüzünden çıkan kavgalarında yaşandığını söylemek bile gereksiz. Kooperatif sayısının azalması ise bu olayları azaltmış gibi görünse de temelde pek bir şey değişmedi.
 
Şimdi size ilk elden, işim gereği aylarca her sabah seyahat ettiğim o yolda bu minibüsçülerden gördüklerimin sadece bazılarını aktarmak istiyorum:
 
Bir sabah otogarın içinden minibüse binmiştim. O sırada o hat üzerinde çalışan iki ayrı kooperatif vardı. Aralarında da çok büyük bir rekabet yaşanıyordu. Adana otogarının hemen çıkışındaki köşede diğer kooperatifin aracı ile bizim aracın muavini arasında tartışma çıktı. Diğer aracın şoförü muavinini engellemeye çalışırken, benim bindiğim aracın şoförü bir anda ona saldırdı. 4 kişi alenen kavgaya tutuştular. Bindiğim aracın muavini bir anda su dolabından belki de kolumdan daha uzun bir bıçak (Adana’da buna zırh derler) çekerek diğer muavine doğru sallamaya başladı. Bıçağın sadece ucu geldiği için çocuğun göğsünde ve elinde kesikler oluştu ki emin olun çocuğun koluna denk gelse kolunu koparıp alacak cinsten bir silahtan bahsediyorum. Ben dahil bir çok yolcu arabadan indi. Ben tekrar otogarın içine geri döndüm ve sıradaki diğer bir arabaya bindim. Binerken değnekçi tabir edilen görevlilerden birisine olayı anlatıp “bu şoförleri özel mi seçiyorsunuz” dediğim de değnekçinin bana sarf ettiği cümle aynen şuydu :”Dalgalı denizin durulması için önce bir fırtına çıkması lazım.” Sonra değnekçiler kendi aralarında konuşmaya ve olayı aktarmaya başladılar. 
 
Bir başka gün yolcu kapma yarışı yüzünden 3-4 kişinin öldüğü trafik kazası yine aynı araçlarda yaşandı ancak kayıtlara sadece trafik kazası olarak geçti. Bu yolda mutad gidip gelen birisi iseniz şoförlerin öndekine arkadakine “kontrol var, zulaya dikkat” diye haber verdiğine, samimi oldukları şoförlere araçları dolu ise yolcu kaptırmamak için “gaza basmalarını” söylediklerine sıkça şahit olursunuz. 
 
Bu hatta çalışan pek çok şoför sürekli ceza puanı sınırında araba kullanır çünkü bir yolcuyu kapmak için şerit değiştirme, yüksek hız yapma, diğer araçları zora sokacak şekilde araç kullanma ve hatalı sollamalar sıradan şoförlük haline gelmiştir.
 
Adana-Mersin arasında direkt çalışan araçlar dışında birde önce Tarsus’a uğrayıp sonra yoluna devam eden araçlar da vardır. Eğer yolun acemisi iseniz sizi “Tarsus’ta 5 dakika mola vereceğiz” diye araca binmeye ikna ederler. O mola en az yarım saat sürer çünkü yeterli yolcu olmadan yola çıkmak istemezler. Akşam saatleri ise iki – üç saat bekletilme ihtimaliniz mevcuttur. İtiraz edip hele birazda sesinizi fazla çıkarırsanız aracın zulasında ki sopa ile har an tanışma ihtimaliniz mevcuttur. 
 
Bir akşam önce iki saat bekletilip sonra Tarsus otogarında şehirlerarası bir otobüse aktarıldığım olay vardır ki gecenin sonunda iki saat yol yürüyerek eve gitmek zorunda kalmıştım. Normalde en fazla iki saat içinde evime ulaşmam gerekirken yolculuk 5 saat sürmüştü. Ben bir erkektim ve sorun yoktu diyelim. Peki, saat 12 ‘de o mesafeden yola bırakılan Özgecan gibi bir genç kız veya bir kadın olsaydı?
 
Aynı hat üzerinde araç sayısı fazla olduğu için şoförler daha az servise çıktıklarından aralarında ki yolcu kapma yarışına da aslında çok şaşırmamak gerekiyor. Ancak durum ne olursa olsun tehlikeye atılan şeyin aslında insan hayatı olduğunu da unutmamak gerekiyor.”
 
Habervaktim.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum