Bunlar Adam Olmaz

Bunlar Adam Olmaz
Ağababaları “halkın moralini bozuyor” diye sela okunmasını yasaklamıştı, torunları da Kur’an ayetini “intiharı teşvik eder” diye dava konusu yaptı.

İlköğretim öğrencilerine yönelik ‘Değerler Eğitimi’ seminerlerine Ankara Barosu’ndan itiraz geldi.

Seminer içeriklerinin “kullanılan ayetleri de örnek vererek” hukuka aykırı olduğunu savunan baro, ilköğretim çağındaki küçük yaştaki çocuklara kış mevsiminin bile ‘kefen/ölüm’ gibi ifadelerle anlatılmasının psikolojilerine zarar vereceğinin altını çizdi.

(Hürriyet’te çıkan habere bilimsellik katmak için nalıncı keseri cinsinden unvanı bol kişilerin menfi açıklamalarının da eklenmesi ihmal edilmemiş.)

Hürriyet’te yer alan habere göre ANKARA Barosu, Milli Eğitim Bakanlığı ile Hizmet Vakfı arasında imzalanan protokol kapsamında, seminer adı altında öğrencilere verilecek “değerler eğitimi”ni yargıya taşıdı. Baro, söz konusu protokolün yürütmesinin durdurulması ve iptalini talep etti. Dava dilekçesinde, Kuran ve hadislerden alıntılar yapılarak hazırlanan seminer kitapçığının da hukuka aykırı olduğu savunuldu.

AHİRETE YÖNELİK MESAJLAR

Dilekçede çocuklara verilmesi düşünülen seminerlerin konuları ve içeriğinde “şeytan”, “ahiret”, “günah”, “nefs”, “tevekkül” gibi soyut kavramlar aktarıldığı belirtilerek, “Küçük yaştaki çocukların bilinçaltı uhrevi bilgilerle donatılmakta ve yoğun şekilde ölüm olgusu işlenerek ahirete yönelik mesajlar verilmektedir. Kış mevsimi bile ‘kefen’, ‘ölüm’ gibi çocuk için soğuk ve anlaşılmaz olan sözcüklerle anlatılmaktadır” değerlendirilmesi yapıldı.

HASTALIK: ÖLÜME HAZIRLAR

Kitapçıkta ‘Hastalık’ konusunun, “Ölümü, kabri ve ahreti bilip ona göre hazırlanması gerektiğini hatırlatır” cümleleriyle anlatıldığına da dikkat çekilerek “Çocuk zihninde ‘şok etkisi’ yaratacak vurgulamalarla doludur” denildi.

ÖLÜM NİMETTİR

Dilekçede ‘Ölüm’ konusu da eleştirildi: “Kitapçıkta yer alan ‘Eğer ölüm gerçekten güzel olmasaydı, Allah sevdiği kullarını çok uzun yaşatırdı. Her canlı ölümü tadacaktır. Gelen gider giden gelmez, ölüm de bir nimettir. Ağırlaşmış hayat yükünden kurtulmaktır’ gibi sözler psikolojik olarak hassas bir dönemdeki çocuklar için ölümü seçmeyi teşvik edici anlamlar içermektedir.”

MEB-Hizmet Vakfı işbirliği

‘Değerler eğitimi’ ilk kez 2010’da dönemin Milli Eğitim Bakanı Nimet Baş tarafından yayımlanan bir genelge ile uygulanmaya başlanmıştı. 15 Temmuz’da Milli Eğitim Bakanlığı, okul öncesi dahil bütün öğrencilere ‘değerler eğitimi’ adı altında seminerler verilmesi amacıyla Hizmet Vakfı ile protokol imzaladı. Hizmet Vakfı’nın kurucuları arasında Said-i Nursi’nin öğrencileri de yer alıyor.

BU DEVLETİN PROFESÖR MAAŞI ÖDEDİĞİ SÖZDE UZMANLARDAN ÇIKAN AŞAĞIDAKİ SÖZLERE İNANAMAYACAKSINIZ!

Aşırı itaat eden bireyler yetişir

Prof. Dr. Ayla Oktay (Eğitim Bilimci): “Çocuğun önce hoşgörülü olmayı, hakkını ararken başkasına saldırmamayı öğrenmesi gerekiyor. Çocuk, Tanrı’nın varlığını anlamakta zorluk çekerken ölüm, kefen gibi kavramlarla tanıştırmanın anlamı yok. Her şeyi Allah’a bağlarsanız insanın iradesiyle yapabileceği fazla şey yok anlamına gelir. Bu da aşırı itaat eden bireyler yetişmesine yol açar. Okul öncesi ve ilkokul 1, 2, 3 bunun için çok erken. Birçok şeyin nedenini tam anlamadığı, zihinsel kapasitesinin gelişmediği dönemde bunu vermek çocuğun soru sormasını engeller.”

Korkutarak anlatılmamalı

Prof. Dr. Yasemen Işık Taner (Gazi Üniversitesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı Başkanı): “Hazırlanan içerik asla uygun değil, küçücük çocuklar bunları anlamaz. Çocuklar soyut kavramları somutlaştırmak ister. Ahlak öğretilmeli, ancak soyut bilgilerle, korkutarak aktarmak doğru değil. Bu şekilde verilecek bir eğitim çocuğun inanç sistemini öcü gibi algılamasına da neden olur. Ölen birisi ile ilgili ‘O uyudu’ dediğinizde uyumaktan korkabilir.”

11 yaştan önce sakıncalı

Anıl Saraç (Uzman Pedagog): “Çocuğun idrak ve tespit yaşı 11-12. Dini ve manevi eğitim 11 yaşından önce verilmemeli. Bu yaş öncesinde soyut kavramlar, aşk, cennet, cehennem gibi kavramları anlamıyor ve anlamlandıramıyor. Annesi vefat eden bir çocuğa, ‘Annen cennete gitti’ derseniz, ‘O zaman ben de annemin yanına gideyim’ demesi mümkündür.”

Haberin bundan sonraki kısmı ise yukardaki fahiş hataları unutturacak cinsten. Yukarıda haberleştirdikleri başlıkların konunun çeşnisi olduğunu görmek için haberin geri kalanına bakmak yeterli oluyor. Haberin geri kalanında öğrencilerin ağzından Fatih projesine çatılıyor. Projenin eğitime katkısı olmadığı, etkileşimli tahta ve tablet bilgisayarlarda internet kısıtlamalar ve cihaz içeriklerinin yetersiz olduğu, tahta ve tabletin dersin işleyişini bozduğu, kalitesiz olan tabletlerin sık arızalandığı, Eğitim Bilişim Ağı (EBA) web sitesinin yaşlarına uygun olmadığı, öğretmenlerinin teknoloji kullanımı konusunda eğitim almaları gerektiği ve teknik desteğin zayıf olduğu ileri sürülüyor.

Habervaktim olarak hatırlatmak isteriz ki Osmanlı dahil İslami anlayışın hakim olduğu devletler de mezarlıklar bile şehrin ortasında bulunurdu ki ölüm hiçbir zaman insanların aklından çıkmasın. Günümüzde yaşanan her türlü yozlaşmanın en büyük sebebinin insanların ahireti ve büyük hesabı unutması olduğu açıkken bir gazetenin ayetten bile habersiz haber yapması ayrı bir garabettir.

Habervaktim olarak bu devletten profesör maaşı alan birilerinin “kaderin” tanımını bilmeden kalkıp bu konularda ahkam kesmesini, “şeytan”, “ahiret”, “günah”, “nefs”, “tevekkül” gibi Kur’an-ı Kerim’in varlığını bildirdiği şeyler hakkında “soyut” yani –varlığı şüphelidir- diyerek ateistlik propagandası yapılmasını, “ahlak öğretilmeli” denilerek çaktırmadan din eğitimine karşı çıkılmasını, “her canlı ölümü tadacaktır” ayetinin çocukları intihara teşvik edeceğini iddia etmesini akılla bağdaştıramıyoruz ancak sadece ülkemizi uyarma vazifesini yerine getiriyoruz.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
30 Yorum