Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yaşasın Barış

Yaşasın Barış

Türklerin ve Kürtlerin birbirine karşı kazanacakları bir zafer yok. Kazanacakları tek bir zafer var o da birlikte kazanacakları bir zaferdir.. Bugün yaşadıklarımız bir intihar ideolojisine benziyor.. Birbirimizi öldürerek kendimize zarar veriyoruz.. Kör bir savaştır bu. Haklı olmak, kimseye haksızlık etme hakkı vermez.. Ve bu kirli savaşta herkesin haklı gerekçeleri yanında haksız fiilleri de sözkonusu..

Ulus devlet dönemi bitti. Sınırlar kalkarken, bu coğrafyaya yeni kanlı sınırlar çizmek tarihin akış yönüne karşı kürek çekmekten başka bir anlam taşımaz..

Bağımsız bir Kürdistan hayali, Kürtlerin İran’a, Türkiye’ye, Irak Arap yönetimine karşı zaferle kazanılacak bir savaşı ile mümkün.. Kürt birliğini, bölünmüş bir Türkiye, bölünmüş bir İran, bölünmüş bir Irak, bölünmüş bir Suriye ile başarabilirsiniz.. Bunu kimle, kimin adına, nasıl gerçekleştireceksiniz..

Bölgenin her yerine dağılmış Kürtleri nasıl toplayacaksınız. Kürtlerin hepsi buna “evet” diyecek mi? Kürt coğrafyası denilen bölgedeki Türkleri, Arapları, Süryanileri ne yapacaksınız..

Türk’le Kürt etle tırnak gibidir. Ayıramazsınız.. Hepimizin kanında ötekinin kanı var. İş ortağı, akraba bir halkız biz.. Ayıramazsınız..

Irkçılığın her türlüsü lanetlidir.. İlk haram, ilk lanet ırkçılığadır.. “Fikri kavmiyyeti tel’in ediyor peygamber”

Doğduğumuz ana-babayı biz seçmedik, doğduğumuz zamanı, toprağı biz seçmedik, derimizin rengini bir seçmedik, cinsiyetimizi biz seçmedik.. Bundan dolayı üstün veya geri olamayız..

Zaza’sı, Sorani’si, Gurmanço’su buna razı olacak mı? Kürt feodaller, Kürt Müslümanları, laik, sosyal bir Kürdistan’a evet diyecek mi?

Musul petrollerini çıkın, hangi ekonomik güçle bunu yapacaksınız.. Musul petrollerinde elbette Kürtler de pay sahibi.. Şiiler, Araplar ve Türkmenlerin hakkı ne olacak.

Petrol barışın yakıtı değilse savaşın aracı olur..

Barış süreci ile ilgili olarak varılan karar akl-ı selimin zaferidir..

Kapsamlı bir Anayasa değişikliği ile herkesin inandığı gibi yaşayabileceği, düşündüğünü özgürce ifade edebileceği, dini, mezhebi, etnik, ideolojik, politik, felsefi ve vicdani çoğulculuğa imkân tanıyan bir Türkiye’yi hayata geçirmemiz gerek..

Yeni bir Türkiye kurulacak ve herkes orada kendine bir yer bulacak.

Burası Hz. Adem’in ülkesidir. Hz. Nuh’un, Hz. İbrahim’in ülkesidir. Her insan biraz Anadoluludur.. Çünkü burası Ademoğullarının kadim yurdudur. Hiç bir ırka ait olamaz bu topraklar. Bu topraklar Kudüs’ü mikad alanı içindedir ve arzı mev’uddur.. Bu toprakların hakimi değil, hadimi olunur ancak..

Şimdi ırmak yatağına dönüyor.. Şimdi kan ve gözyaşının yerini barış ve kardeşlik alacak..

Baharla birlikte silahların bırakılması gündeme gelecek inşallah.

Birileri bu toprağın çocuklarının kanları ve gözyaşları üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmek istiyor. Bu kanlı ve kirli savaşın ucuz askerleri olmayalım.. Bu soğuk savaş tuzağına düşmeyelim..

Dün açıklanan mutabakat metni yeni Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri olan terör sorununun çözümü istikametinde, doğru yönde ileri doğru atılmış bir adımdır.. Bu adımların arkası gelmeli..

Sorun sadece Türk-Kürt sorunu değil.. Kürtlerin de kendi aralarındaki sorunları aynı çoğulcu anlayışla çözmesi gerek.. Dindar Kürtler, geleneksel yapılar, herkes rekabet içinde işbirliği yapmanın bir yolunu bulmalı. En tepede İslam kardeşliği bizi bir araya getirecektir..

Dün Aynel Arab’da IŞİD saflarında, PYD’ye karşı savaşan Kürtlerin varlığını unutmayalım. Dünkü IŞİD’in Aynel Arab’da, PKK ve Barzani’ye, uluslararası koalisyona rağmen nasıl bir BASKI  kurduğunu da hatırlayalım..

Birbirimize rağmen başarı şansımız yok. Ama birlikte çok daha fazlasını kazanabiliriz..

Unutmayalım: Tefrika girmeden bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.

Bu barış Araplar için de model oluşturmalı.. Bir adım sonrası, bölgede aramızdaki sınırları kaldırmalıyız..

Mevcut kavga; İsrail ve bölge dışı güçlerin bölgeye yerleşmesi ve altyapımızın çökertilmesi, darbeler, savaşlar ve terör için uygun bir zemin oluşturuyor..

Şimdi belki Barzani ile konuşup dağdan ineceklerin istihdamı, sosyal güvencesi, sivil hayata, iktisadi hayata meşru bir şekilde katılmaları, bir aile düzeni kurmaları için de bir şeyler yapmak gerek.

Bu kan ve gözyaşı bitsin artık.

Analar ağlamasın..

Selam ve dua ile..

Not: Bugün saat 14.00’te CNR’da söyleşim, İnkılab Standı’nda da imza günüm var. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
13 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi