Ölmeden Kızımı Bana Getirin

Çözüm süreci kapsamında Öcalan'ın PKK'ya silah bırakma çağrısı yapmasının yankıları sürerken, çocukları dağa götürülen gözü yaşlı Kürt aileler, iyi niyet gösterisi olarak yavrularının biran önce bırakılmasını istiyor.  Kamuoyunda "Diyarbakırlı Anneler" olarak bilinen Kürt ailelerin sözcüsü Bingöllü 70 yaşındaki Sabri Önalan, PKK'nın alıkoyduğu torunu Muhammed Emin Önalan'ı kucaklayacağı günü dört gözle beklediğini söyledi. 

DEMİRTAŞ SÖZÜNDE DURMADI 

Çocukları için yaptıkları uzun süreli eylemde rutubetli yerlerde oturması nedeniyle akciğerinin zedelendiğini anlatan Önalan, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın söz vermesi üzerine eylemlerini sonlandırdıklarını hatırlatarak, "Bingöl'de Demirtaş'la görüştüm. Kendisine 'Eylemi bırakın, çocuklarınızı getireceğiz dediniz. Üzerinden 7-8 ay geçti. Sözümüzde durduğumuz halde neden olumlu bir adım atmadınız?' diye sordum. 'İnşallah her şey olur, hepsi gelir' dedi. Ne diyeyim, artık insanlara güven kalmamış" ifadelerini kullandı. 

GÖZÜME UYKU GİRMİYOR

Torununun dağa götürüldüğünden beri zor günler geçirdiklerini belirten dede Önalan, "Ne gece yatabiliyorum ne gündüz yatabiliyorum. Emin olun cami yolunda dahi gözümün önünde. 'Ya Rabbi sen bana ahirette günah yazdırma' diye dua ediyorum. Muhammed Emin, İslam'a, namaza bağlı bir gençti. 70 yaşına gelmişim, öyle ahlaklı bir çocuğa rastlamadım. Köyde oturuyorduk. Bir fakir vardı. O fakire yemek götürmeden sofraya oturmuyordu. Öyle şefkatli, öyle merhametliydi. Fakat ne oldu, ne yaptılar, ben de onun için üzgünüm" şeklinde çaresizliğini dile getirdi. 

KENDİNİZİ BİZİM YERİMİZE KOYUN

PKK'nın elindeki çocukların serbest bırakılması konusunda hükümete ve HDP'ye seslenen Sabri Önalan, "İki yıla yakın oldu. Kendilerini bizim yerimize koysunlar. Çocukları bir gece eve gelmeden gözlerine nasıl uyku girmiyorsa bizi de bir düşünsünler" diye konuştu.

DAĞDAN İNDİRSİNLER 

2014'te Erzurum'da LYS birincisi olan 16 yaşındaki Serkan Yıldız'ın annesi Remziye Yıldız, 5 ay boyunca Diyarbakır'da eylem yaptıklarını anımsatarak, "Devletten ricamız çocuklarımızı dağdan indirsinler. Tek temennimiz çözüm sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesidir" dedi.

FARUK BENİM TEK OĞLUMDU

17 ya­şın­da­ki Fa­ruk Taş­çı'nın Kars'ta­ki an­ne­si Ra­hi­me Taş­çı ise oğ­lu­nun akı­be­tin­den en­di­şe duy­du­ğu­nu be­lir­te­rek, "5 gün ön­ce yi­ne An­ka­ra'ya gel­dim. Ai­le ve Sos­yal Po­li­ti­ka­lar Ba­ka­nı Ay­şe­nur İs­lam'la gö­rüş­tüm. Ta­le­bi­mi ilet­tim. 'İn­şal­lah oğ­lu­na ka­vu­şur­sun' de­di. Tüm yet­ki­li­le­re ses­le­ni­yo­rum. Çö­zü­mü sağ­la­sın­lar ve oğ­lu­mu ge­ri ge­tir­sin­ler. Tek oğ­lum­du. Ye­ter ar­tık an­ne­ler ağ­la­ma­sın. Ne şe­hit an­ne­si ağ­la­sın ne de PKK'lı an­ne­si ağ­la­sın" ifa­de­le­ri­ni kul­lan­dı.

ÖZÜRLÜ KIZIM ONLARDA NE ARIYOR? 

Hakkari Şemdinlili 72 yaşındaki Reşit Koç da 18 yaşındaki özürlü kızı Zübeyde'nin evine gönderilmesini isteyerek, şunları söyledi: "Kandil'e yine gittim. Bana doğru dürüst bir şey söylemediler. Bir buçuk yıldır kızım ortada yok. Kızım öldü mü kaldı mı söylesinler. Özürlü kızım onların yanında ne arıyor? Eğer samimilerse kızımı bırakırlar. Ölmeden önce kızıma kavuşmak istiyorum."

Vahdet