Başbakan Ahmet Davutoğlu'ndan Çok Önemli Açıklamalar

Başbakan Ahmet Davutoğlu'ndan Çok Önemli Açıklamalar
Başbakan Ahmet Davutoğlu,"Silahlar hemen bırakılmalı. 2013 Nevruz'una geri dönmemeliyiz." dedi.

Başbakan Davutoğlu ATV-A HABER ortak canlı yayınında ahaber Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün sorularını cevapladı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları...

- O gün yapılan açıklama metin olarak yapılan bir açıklamadır ve son derece açıktır. Silah bırakma iradesi bırakma çağrısı ve bunun tarihi bir adım olduğu vurgusu var daha sonra da 10 madde içinde tartışmalar yapılabileceği hususudur. Bu açıklamaların özünü teşkil eden hususa dikkat çekmek isterim. Bu silah bırakma çağrısıdır. Öyle olmamış olsa Çözüm Süreci'nde atılan bu adımların içeriği muhtevası boşaltılmış olur. 

- HDP bu açıklamayı yaptıktan sonra tahrik edici yorumlar getiriyor, MHP de bu açıklamanın içini boşaltmak için 10 maddeye dikkat çekiyor. Ne var bu maddelerde kamu düzeni var, özgürlüklerin korunması var, çözüm sürecinin kalkınma boyutu var. Tartışılması abes teşkil edecek hiç bir husus yok. Şuna dikkat çekmek istiyorum. Çözüm süreci şu anda bizim açımızdan sistematik bir süreçtir. Ta Cumhurbaşkanımızın 2005'te Diyarbakır'da yaptığı konuşmada başlayan bir süreçtir. O günden bu yana 15 günde aralıklı toplanıyoruz. Bu metin bizim önümüze geldiğinde üzerinde tek tek dikkatlice durduk. Bu 10 madde ön şart gibi gösterilen silah bırakma çağrısı esas olarak 10 maddeden önce zikredilmektedir. Bu maddelerin tartışılmasında bizi rahatsız eden bir husus var mı hayır.

- Ben 8 Mart'ta Mardin'de yeni eylem planı açıklayacağım. Bütün bu kavramlar bizim de Türkiye'nin geleceği ile ilgili süreçleri benimseyen herkesin kararıdır. Kim neyi konuşmak istiyorsa özgürce konuşabilir tartışabilir. Yeter ki şiddet olmasın. Silahlar hemen bırakılmalı. 2013 Nevruz'una geri dönmemeliyiz. O süreç içinde 2 ay içinde çekilme takvimi açıklanmış Mayıs ayında daçekilmeye başlanmıştı. Gezi olayları ile geri vitese attılar ve süreci durduracak adımlar attılar. Onlar attı ama biz atmadık.

35 YILDA GELDİĞİMİZ EN ÖNEMLİ NOKTA

- Sonra 17-25 Aralık kumpasları yapıldı. Bu hep çözüm sürecinde atılması gereken adımları ve silahları bırakma çağrısını veya uygulamasını geciktirdi. 30-35 yıllık bu terörle mücadele ister bu konuda problemleri çözme noktasında geldiğimiz en önemli aşamadır. Artık nehrin ortasına gelmiş vaziyetteyiz ve su daha hızlı akıyor. Artık karşıya geçmek durumundayız. Bunu da özgürce herşeyi tartışarak yapabiliriz zinhar silah kullanılmamalıdır. Bu açıdan o önemli bir açıklamadır ve silahlı mücaadeleyi reddeden bir açıklama. Bunun gereği yapılırsa Türkiye her şeyi tartışır.

TEKRAR İSTİŞARE EDECEĞİZ

Dönünce tekrar Çözüm Süreci'yle ilgili arkadaşlarla bir araya gelip atılması gereken adımları atacağız. 3. göz gibi değil akil insanlar heyetinden belki daha küçük bir grubun silahsızlanma ile ilgili konuyu izleyebilecekleri veya takip edebilecekleri bir mekanizma üzerinde düşünülebilir. Ama esas itibari ile bu akil insanlar heyetinin zaten önemli bir misyonu vardı ve etkin şekilde çalıştılar. Ben hepsini dinledim çok da istifade ettim. Bu çerçevede atılacak adımları hep birlikte onlarla da istişare ederek konuşacağız.

HDP DE MHP DE BU TOPRAĞIN ÇOCUĞU

Bunları şimdiden zikretmek doğru değil. Biz bu konuda önemli olan Türkiye'de şiddetin, terörün, baskının sona erdiği ve her şeyin rahatlıkla konuşabileceği bir ortamın olması. Seçimlere giriyoruz. İstiyoruz ki bahar şenliği gibi seçime gitmek. Halka da kendimizi anlatalım. Bundan herkes kazanır. Seçime giderken bu noktaya gelinmiş olması başlı başına büyük bir kazanç. Ben yine ısrarla söylüyorum. Şuanda ortadoğu'da en hayırlı haber budur. Yarın bazı demeçlerle açıklamalarla eylemlerle çözüm sürecini provoke edebilirsiniz. Ben herkese çağrıda bulunmak istiyorum. HDP hemen açıklamasının ardından Demirtaş'ın açıklamaları ile içi boşaltılmaya çalışıldı açıklamaların. Sahiplenin bunu korkmayın. Aksine kredi kazanacaksınız. MHP hemen vatanı bölüyoruz gibi bir iddia. Kim nereyi bölüyor? Yıllardır bu iddiayı sürdürüyorsunuz. Hep Türkiye daha fazla birleşiyor. Ben İç Anadolu'yu milli birlik konusunda herkesin dilini iyi okuyorum. Kimse artık şehit cenazesi görmek istemiyor. Biz bu toprakların çocuklarıyız. İç Güvenlik Paketi'nde çok güzel işbirliği yaptılar. Demek ki istediklerinde yapabiliyorlar. MHP ile HDP'nin yanyana olması güzel ama sanki arada görünmez bir duvar varmış gibi oturmak da olmuyor. Konuşun, tartışın. Bu 10 maddeyi sanki Türkiye'nin bölünme deklerasyonu gibi gösteriliyor. Aksine biz yüzyıllık yaraları sararak geliyoruz. Benim gönlümdeki Türkiye'de MHP gitsin Hakkari'de, Diyarbakır'da miting yapabilsin. Hem bunu yapamayacak konjektürdesin. Zihnen zaten Türkiye'yi sizler bölmüşsünüz. Ben mitingleri Hakkari'den başlamak istiyorum. Taki herkes bilsin ki biz bu toprakların her yerine aşığız, her yerinde konuşuruz. Sonu bedeli ne olursa olsun bu toprağı ayrı görmeyiz.

Bu metinde zikredilen hususlar herkesin konuşabileceği tartışabileceği hususlar. Mermiler molotoflar yerine bunlar konuşulsun. Türkiye'nin geleceği parlak.

Çözüm süreci konusunda bu süreci ele alırız bir sonuca varırız. Bu heyet silahları bırakmayı da takip edecek heyet. Akil insanlar heyeti bu süreci de takip edecek. Her şeyin başlangıcı silahların bırakılması olacak.

HASTA MAHKUMLAR

Bu insani bir konudur doğru. Biz bunu daha önce de yaptığımız düzenlemelerle buna imkan sağlamıştık. Buna olumlu bakıyoruz insani bir konudur. Bunu daha önce de 1 Ekim'de Sayın Demirtaş ile görüştüğümüzde de söylemiştim. Türkiye hukuk devleti bunun Adli Tıp'tan gelmesi lazım. Bununla ilgili gerekli adımlar atılmalıdır. Benim burada rakam vermem kaç kişinin olacağına ilişkin bir rakam vermem doğru değildir. Bu ağır hasta tabirinin içini dolduracak olan doktorlarımızdır.

ÖCALAN İÇİN İYİLEŞTİRME

Şu anda Türkiye'deki hapispanelerin çoğunda iyileştirmeler yapıldı. Dolayısıyla burada ciddi problem olduğu zaten söz konusu değil. Türkiye'deki diğer mahkumların istifade ettiği şartlardan kendisi de istifade edebiliyor. Sayın Bahçeli hayal dünyasında yaşıyor. Olumlu adımlar atıldı ya bunu meşru kılacak ifadelerle bunu durdurmak. Onun için çağrıda bulunuyorum. Bu süreci sahiplenirseniz oy aldığınız kesimler size tepki göstermeyecek. Bunu engeller veya sabote ederseniz vebali sizin üzerinizde kalır. Biz bir tek annenin gözyaşına yaş dökülmesin diye uğraşıyoruz. Şu açıklamada Öcalan'ın serbest kalacağına ilişkin tek bir kelime var mı? Bahçeli silahlar devam etsin mi istiyor? Artık biraz basiret akıl izan diyebilmeliyiz. Bu anlamda Sayın Türkeş'in verdiği örnekleri de düşünsün Sayın Bahçeli.

Kılıçdaroğlu da CHP'den olumlu mesajlar geldi ama daha ciddi sahiplenmesi lazım. Bu parti sadece AK PArti'nin meselesi değil milletin meselesi. 20-30 Sene önce biz gençken. Muhtemelen Diyarbakır'da da İzmir'de de bebekler doğdu. Birileri o bebekleri büyüdükçe dağlarda karşıt taraflar haline getirdiler. Kaybolan can bizim canımızdır. Artık buna bir son verme zamanıdır. Eminim eğer Sayın Bahçeli, Kılıçdaroğlu, Demirtaş halka giderse görecekler ki çözüm süreci onlara kazandırır kaybettirmez.

NEVRUZ'DA GÖRÜNTÜLÜ MESAJ OLACAK MI?

Bunlar hep afaki açıklamalar böyle bir durum söz konusu değil.

GAZETECİLER İMRALI'YA GİDECEK Mİ?

Bunlar hep zihni egzersiz içinde birilerinin kendi dünyasında yaptığı açıklamalar. Bizim gündemimizde böyle şeyler yok. Silahsızlanma çağrısı yapılmış doğru bir adımdır. Silahları terketme dışında demokratik siyasete de davet var. İnsan haklarına aykırı bir teklif getirilemez ve çatışmacı bir dil ile taraflar tekrar Türkiye'nin birliğini bozacak şekilde bir duruma sokulamaz.

YENİ TÜRKİYE'Yİ BİRLİKTE İNŞAA EDELİM

Artık Türkiye'nin önünü açmak lazım. Güzel bir gelişme yaşandı ama bakan göz de önemli güzelliği görebilmek önemli. O gözler birbirlerine güzelce bakarsa yeni Türkiye'nin inşaasına fayda olur. Onlar tabi ilgili tarafların bileceği şeyler. Önemli olan bizimde kabul ettiğimiz bir mutabakatla silahların bırakılmasıdır. Bunun adımları atıldığında insani konuda her konuyu görüşürüz, hukuki konuları görüşürüz. Gelin 7 Haziran'da nasıl bir parlamento çıkarsa çıksın hep birlikte birbirimize söz verelim. Nasıl bir anayasa istiyorsak birlikte karar verelim. Herkesin hakları olsun burada. Herkesin kendisini güvende ve özgür hissedeceği bir Türkiye'yi gelin birlikte inşaa edelim.

YANLIŞ OLSAYDI HESABI BEN VERECEKTİM

28 Şubat'ın getirdiği zihniyetle anayasa yazılmasın. Şah Fırat operasyonu yaparsınız eskiden komutanlar vardı der ve TSK'ya Genelkurmay Başkanımıza hakaret eder. Yarın siz iktidar olun Genelkurmay Başkanı sizi dinlesin. Nihayet ülkenin hesap veren makamı halkın önüne çıkan makamı siyasettir. O direktifi Şah Fırat operasyonunun direktifini ben verdim. Hesap verecek kişi benim. Yanlış olsaydı da hesabı ben verecektim. Onun için de o hesabın gereğini yüreğimde hissettiğim için 9 saat boyunca orada gözümüzü kırpmadan operasyonu yönettik. 

MECLİS'E GELİNCEYE KADAR NEREDEYDİNİZ?

Yumurtanın son anı diye bir tabir var. Bu ana gelmemeliydi. 6-7 Ekim olayları yaşandı. Biz devlet yönetiyoruz. Bir olay yaşandığında gözümüzü kapatıp günümüze devam edemeyiz. Bütün ilgili yetkilileri topladım ve bana bunun izahını verin dedim. Neden kamu düzeni aksadı, ne eksikti diye sordum. Ama ben bir daha sokaklarımızda bu tabloyu görmek istemiyorum. Molotof kokteyli ile yanan kuran kursu, okullar, işyerleri görmek istemiyorum dedim. Ne lazımsa getirin yapalım dedim. hiç bir gelen hukuki düzenleme evrensel ilkelere aykırı olmayacak dedim. 21 Ekim'de ben bunu kamoyu ile paylaşıtm ve dedim ki herkesin düşüncelerini bekliyorum. Kaç ay geçmiş hiç kimse açıktan karşı da çıkamadı görüş de getirmedi. HDP bile mahçup olarak karşı çıktı. Meclis'e sevk ettik ve dedik ki herkes eteğindeki taşı döksün. Gelin birlikte bunu yapalım dedik. Komisyon'a gitti. 3 Günde komisyondan çıktı Meclis'e geldi. Ondan sonra hareketlilik başladı. Neredeydiniz? Bir kere erteledik görüşmeleri gelmedi, bir daha erteledik gelmedi. Onun üzerine Meclis'e gitti. Geçtiğimiz hafta içinde tekrar teklifte bulunduk. Dedik ki Cumartesi Pazar d ün akşam için düşünün hepsini bize getirin şu ana kadar bize gelen resmi hiç bir şey yok. Mesele biliyorlar çok iyi biliyorlar ki bu maddeler insan haklarına aykırı maddeler değil. Sadece sembolik bir dil kullanıyorlar. Desinler ki şu madde evrensel hukuka aykırı, şuna şu cümleyi ekleyelim tamam ama yok öyle bir madde.

POLİSİN 1 SAAT BİLE GÖZALTI YETKİSİ YOK

Şuanda bizim polisin 1 saat dahi yetkisi yok. Alacak karakola götürüp savcılığa gönderecek. Molotof kokteyli atıyor, polis yakalıyor savcıya gönderiyor savcı da delil yok diyor ve tutuksuz yargılama yapıyor. O kişi gidiyor tekrar olaya karışıyor. Bu kez katlanmış bir şekilde güçlenmiş bir şekilde geliyor ve herkesi teşvik ediyor. Biz ne yaptık polise 24 saat gözaltı hakkı verdik ki olayın elebaşıları meydanda olmasın. Hukuki süreç içinde delil olsun. Sonra savcıya ek gözaltı süresi verdik.

PAKETİN ASKIYA ALINMASI SÖZ KONUSU DEĞİL

Provokasyon yapmak isteyenler provokasyon yapamayacağı için HDP aslında buna destek çıkması lazım çözüm süreci konusunda samimi ise. Cizre'de provokasyon yapıldı. Bir grupla Hüda-Par ile HDP'liler karşı karşıya geldi. Bir kaç kez daha böyle karşı karşıya gelse ve hükümet etkin olamazsa orada ne olacak? Özüm süreci sekteye uğramaz mı?

BİR GENEL BAŞKAN İLKELİ DURMALI

Bu bizi doğrudan ilgilendiren bir husus değil. Biz üzerimize düşenleri yaparız ve sürecin nereye gittiğine bakarız. Son açıklamaya kolay gelinmedi. Bu açıklama ile yeni dönem yeni bir dönem başladı. Bunn gereğini herkesin yapacağına inanıyorum. HDP için de dikkat ederseniz açıklamayı yapan HDP milletvekilleri ile Demirtaş'ın yorumu arasında bir açı var. İç meselelerine girmek istemem ama bunu çözmeleri lazım. Silahları bırakırız ama dememeleri lazım. Bunun aması olmaz. Selahattin Demirtaş her yerde barış deyip buna karşı çıkarsan kimse sana inanmaz. İşte Demirtaş'ın bütün bunlardan alması gereken tecrübe bu. Bir partinin eşbaşkanı başkanı olduğunuzda ilkeli duracaksınız. 6-7 Ekim olayları olmasaydı biz Kasım ayında bu noktaya gelirdik. O tecrübeden sonra 1 Ekim'de bizimle görüştükten sonra attığı twiit ile 6-7 Ekim olayları yaşandı. Bu açıklamaları Demirtaş sabote etmemeli. Bu açıklamanın içini boşaltacak birşey söylerse her şeyden önce kendisine yazık olur.

Kobani ile ilgili fırtınalar koparıldı. Ben de defalarca mesaj verdim ve oradaki kardeşlerimize sahip çıkacağımızı söyledim Türkiye onları kucağına bastı. Peki Türkiye olmasaydı bu mümkün olabilir miydi? 197 bin kişi 3 günde geldi ya onlar DEAŞ'ın vicdanına teslim edilmiş olurdu. Bu pozitif gündem üzerine söylem inşaa etmek lazım. 

SİLAHLAR NASIL BIRAKILMALI?

Bu teknik detaylar çözüm sürecinin ilgili kurumlarınca konuşulur. Önemli olan bu iradeyle birlikte Türkiye'nin dağında sokağında hiç bir yerde silahlı bir yöndemin bir daha kullanılmamasıdır. Bir gün kullanırım diye barındırılmamasıdır. 

BABACAN VE BAŞÇI'NIN İSTİFA İDDİALARI

Söz konusu değil. Bu haberlerin ortaya atıldığı gün Sayın Babacan son derece farklı bir konu için Resmi Konut'a gelmişti. Ekonomi ile ilgili bir konu. Ben bu açıklamaları spekülatif görüyorum. Borsa da ya da kurda yükselme veya inmenin getireceğini görenler bunu haber yapmışlar. Erdem Başçı ile de görüştüm. Tamamiyle tıbbi bir husus. Sayın Başçı için de söz konusu değil istifa konusu. Bu arkadaşlar SAyın Babacan 12 yıldır Türkiye'de hem siyasetin hem ekonominin içinde. Böyle bir söylentinin nasıl bir sonuç çıkartacağını en iyi o bilir. Hep birlikte süreçler yaşanmış. Erdem Başçı'da MB Başkanı, öncesinde vekili olarak bu işleri yürütmüş bir arkadaş. Spekülasyon yapmak isteyenlerin çirkin bir oyunu veya söylentisi. Böyle bir durum söz konusu değil.

KİMSE İSTİKRAR VE GÜVENDEN TAVİZ VERMEMİZİ BEKLEMESİN

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra AK Parti Genel Başkanı Başbakan değişti bu kolay bir şey değil. Birileri diyor ki Mart ayında bu hükümet gidecek diye kumpas kuran bir paralel çete vardı. Herkes Mart ayında ne olacak diye bekliyordu. Onu aştık, 30 Mart seçimlerini aştık 10 Ağustos seçimlerini aştık, kongremizi yaptık. Ben AK Parti'nin bütün delegelerinin oyu ile büyük bir sorumluluğu omuzlarıma aldım. Cumhurbaşkanımız kendi görüşlerini ifade etti. Türkiye Merkez Bankası bağımsızlığını kaybetmiş gibi. Dünyada krizler yaşanırken Türkiye'nin ekonomik iktisadi yapısını sağlam tutabilmeliyiz. Türkiye'de enflasyonla mücadele ile büyümeyi birlikte teşvik edecek olan bir büyümeyi sağlamak. Türkiye bunca krize rağmen ekonomisini büyütmüşse bunun iki önemli kilidi var bunun biri güven diğeri istikrardır. Sayın Babacan ve Başçı da bu konuda büyük emekleri olmuş insanlardır. Son faiz indirimnde de dile getirdim. Önemli olan faizin düşme trendine girmiş olması ama bunun daha fazla olması yönündeki beklentimizi de ifade ettim. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadelerine saygı ile yaklaşırız. Sayın Cumhurbaşkanımızın 12 yıl boyunca kendileri ile birlikte çalıştığını da unutmamak gerekir. Hiç bir şekilde ne AK Parti'nin bütünlüğünden ne de Türkiye Cumhuriyeti'nin özellikle bu kritik ortamda ve küresel kritik ekonomik ortamda güven ve istikrardan taviz vermesini kimse beklemesin.

İLKESEL OLARAK DOĞRU BİR TUTUM

AK Parti milletvekillerinin tümü ister 1, 2, 3 dönem olsun ister kronometresi başlamamış üyelerimiz hepsi bana her an ulaşabilirler her an bunları konuşabiliriz. Her biri AK Parti için paha biçilemez kıymetli arkadaşlarımızdır. 3 Dönem olumsuz bir şey gibi gösteriliyor. Demek ki bu arkadaşlarımızın tecrübesi itibari ile hepimizin güvenini kazanmış arkadaşlar. Her biri bizim için çok kıymetli arkadaşlardır. Ancak parti tüzüğünde bir prensip konmuş başta. Herkes bir dönem ara versin ki şimdi isimleri aklıma geliyor ama CHP'de 40 yıl milletvekili olanlar var. Geçen yıl Sayın Cumhurbaşkanımız'dan sonra bu konu tartışılda ve kalmasına karar verildi. Bu konu şahsen benim de takdir ettiğim bir maddedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu maddenin kalması yönünde görüşleri var. Dava arkadaşlarımla bir araya geldim görüştüm. Hepsi bu partinin en ayrılmaz unsurlarıdır. bir dönem ara verilse bile hepsi geri dönebilecek kadar genç ve dinamiktirler. Hepsi ve ayrıca bu dönemde partinin değişik kurullarında her an bizimle beraber çalışılabilecek belki daha fazla katkı sağlayacak bir dönem olarak görmek lazım. Ben kendilerine her türlü desteği göstereceğimizi de söyledim. Partide sınır yok. Bu prensiple ilgili bir konudur. İstisna uygulanırsa herkese uygulanması lazım. Bu arkadaşlarımızın emeği hepimiz gibi aziz hatta daha azizdir. Hiç bir makam kalıcı ve baki değildir. Kimin ne kadar hizmet ettiği değil önemli olan kimin nasıl hizmet ettiğidir. Bazen çok kısa hizmet yapar ama tarihin akışına iz vurur.

İLK DEFA BAŞBAKAN OLARAK SEÇİME GİRECEKSİNİZ? OY OLARAK NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

Kılıçdaroğlu kendisi için ulaşabileceği en yüksek rakamı yüzde 35 görüyorsa hemen istifa etmeli. Ben 12 yıllık iktidarım iktidar partisinde yıpranma olur. Ben yüzde 45 dersem kendimi silkelemem lazım ve en yüksek rakamı vermem lazım. Hedef bizim için 77 milyonun gönlüne girebilmektir. Geçen sene kumpası yapanlar ak parti yüzde 35'lere düşecek diyorlardı. Yani hayallerindeki AK PArti'yi getirecekleri en kötü nokta, CHP'nin gelebileeceği en iyi nokta bu aradaki fark da bu. Kılıçdaroğlu'nun silkinmesinde fayda var. O silkinmeyecekse CHP'lilerin onu silkmesinde fayda var. 

HDP'NİN SEÇİM KARARI

HDP'nin yüzde 10 da kendi hedeflerini gösteriyor. HDP'nin buradaki sınavı ya kemikleşmiş oylara yönelir yüzde 10'u bulamaz. Ya da esnek bir dil kullanır o zaman da kemikleşmiş oylar üzerinde kaygı yaşayacak. HDP de bunları yaşayacak ama. HDP'den tek isteğim şu nasıl girerseniz girin ama seçim sonrasında seçimi tartışma konusu yapmayın. Hangi şartlarda girerseniz girin. Parti olarak gireceğiz dediniz yiğitçe bir tavır ama yüzde 10'u yakalamazsanız bu parlamentonun temsil kabiliyeti kalmamıştır demeyin. Tek tek girecekseniz yine girin ama bu kez de niye baraj var diye sormayın. Barajı kaldıracak alternatifleri konuşmaya hazırız. Şu anda biz halkımız ne derse ona razıyız.

Benim için başarının üst sınırı olmadı. Ben gereğini yaparım. Gayret bizden tevfik Allah'tan. Ben Genel Başkan görevini aldığımda zihnimde bir fırtına yaptım. Selefiniz 12 yıldır büyük başarılar yapmış bir Başbakan. Bir çok olaylar meydan okumalar yaşadık. Ama kimse Türkiye'de bir başkan değişikliği oldu da Türkiye'de zaafa uğradı diye bir kanaate sahip değildir. Onun için 3 dönem herkes buna saygı duymalı. Kimse AK Parti'nin bu dönem içinde iktidar olmadığı halde lider değişikliği yaşamadığı halde CHP'de kaç kişi istifa etti? Aynı şey diğer partiler için de geçerli. Bunu ben gerçekleştirdim demiyorum, gerçekleştirdik diyorum. Hedefimiz ne, 7 Haziran seçimlerinde üzerimize düşen gayreti gösterip güven ve istikrarı tahkim edecek AK Parti'nin potansiyelini arttırmak.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum