"İnat Heykeli"ne Tepkiler Sürüyor
Yapılan haberlere ve duyarlı vatandaşların tepkilerine rağmen eski yerinden keyfi olarak kaldırılıp şehir meydanına dikilen ve cinsel motifler içeren heykelde, başörtüsünü başından atarak özgürleşen(!) bir kadın resmediliyor.
Alenen İslâm’ın değerlerine hakaret edilen bu ucube heykele tepkilerini dile getiren mütedeyyin vatandaşlar ise medya tarafından linç ediliyor…
İslâm’a Hakaretin Simgesi
“Özgür Kadın Heykeli”, “sanat” kılıfı altında Müslümanlara hakaretin simgesi olarak kullanılıyor. 28 Şubat’ın kirli zihniyetinin bir ürünü olan ve dönemin yasakçı rektörlerinden Osman İnci’nin destekleri ile yapılan heykeli, İnci’nin şu sözleri özetliyor; “Bizim türbanla derdimiz yok türbanın altındaki kıyafetle (tesettürle) derdimiz var. Türban takarak Cumhuriyet’e tavır alıyorlar ve yasaklar yeterli değildir…”
Sıradan Bir Sanat Eseri Değil
Konu hakkında bir basın açıklaması yapan Edirneli vatandaşlar, “Bu heykel başörtüsüne karşı düşmanlığıyla bilinen yasakçı profesörün tesettüre olan nefretini temsil etmektedir! Öyle iddia edildiği gibi ‘medeniyete koşan cumhuriyet kadınını’ temsil eden ‘masum sanat eseri’ falan değildir” diyerek tepkilerini dile getirdiler...
Başörtüsünü atan özgür(!) kadını simgeleyen ve Edirneli Müslümanların tepkilerine rağmen kaldırılmayan, kadını bir meta haline getiren Batı kültürünü yansıtırcasına cinsel objeler içeren “Özgür Kadın Heykeli”ne tepkiler çığ gibi büyüyor. Halkın defalarca yerinden söküp kırmasına rağmen Türk Kadınlar Birliği tarafından inatla tekrar tekrar yapılan ve İslâmi değerlere açık bir hakaret içeren heykele tepki gösteren Müslümanlar, “gericilik” bahanesiyle hedef gösteriliyor.
“Kadını metalaştıran batı kültürünün ürünü”
Konu hakkında bir basın açıklaması yapan Edirne İslâm Gençliği, “Bu heykel yaklaşık 10 yıl önce 28 Şubat cuntasının İslâmi kesime yönelik zulümlerinde tetikçilik vazifesini fazlasıyla yerine getiren, ama bunu yetersiz gören dönemin Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman İnci’nin desteğiyle yaptırılmıştır. Bu şu demek; bu heykel başörtüsüne karşı düşmanlığıyla bilinen yasakçı profesörün tesettüre olan nefretini temsil etmektedir! Öyle iddia edildiği gibi “medeniyete koşan Cumhuriyet kadınını” temsil eden ‘masum sanat eseri’ falan değildir. İlk yapıldığında halkın bir kısmının tepkisini çeken ve sonra halk tarafından parçalanan bu heykel tekrar yapılmış ve Vali Konağının önüne dikilmiştir. Şimdi, başörtüsüne ve başörtülülere, İslâm’a ve Müslümanlara hakaret niteliği taşıyan bu heykel şehir meydanına dikildi. Bizler bu tepkimizi Edirnelilerin geneli adına vermedik, vermeyiz. Ama önceki açıklamada belirtildi ve dendi ki; bu heykel “toplumun bir kısmının” değerlerini yok sayarak aşağılamıştır ve hakaret hükmündedir” dedi.
Bulgar Heykeltıraşın Elinden Çıktı
Açıklamanın devamında ise, “Özgür Kadın Heykeli” diye yutturulan heykel Bulgar asıllı Minço Minev adlı heykeltıraşın elinden çıkmıştır ve onun hayat felsefesinin, dünyasının ve kültürünün ürünüdür. Kadını metalaştıran Batı kültürünün ürünüdür. Kadını kişiliğiyle değil, dişiliğiyle var etme derdinde olan Batı medeniyetinin ürünüdür. Heykelin hemen ardında “Cumhuriyeti böyle kurduk” adlı duvar resmi ile heykelin mantığı çelişmektedir. Zira Anadolu kadını çıplak değildi ve Kurtuluş Savaşı seküler iradeyle değil imanla sürdürüldü. Bu çıplak heykel ne Türk kadınını, ne Kürt kadınını, ne Laz kadınını ne Roman kadınını temsil etmektedir!” ifadeleri kullanıldı.
Vali Ve Belediye Başkanı Heykele Sahip Çıktı
Heykelin meydana taşınmasının ardından 8 Mart Dünya Kadınlar gününde yapılan açılış törenine Edirne Valisi Dursun Ali Şahin, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan ve yasakçı eski rektör Osman İnci katıldı. Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan açılışta yaptığı konuşmada başörtüsüne hakareti simgeleyen heykeli savunarak, “2003 ve 2004 yılında Türk Kadınlar Birliği tarafından değerli hocamız Prof. Dr. Osman İnci’nin de çok anlamlı ve değerli katkılarıyla yaptırılan Özgür Kadın Heykeli ki bunun açılışını yapmıyoruz sadece yerini değiştirdik. Bence Edirne’de en çok yakışacağı yere özgürlüğün bir başka ifadesi olan Hürriyet Meydanı’na konuluyor. Hürriyet Meydanında Özgür Kadın Heykeli Edirne’nin özgür ruhlu kadınlarına hediyemiz olsun” dedi.
Karşı Protesto Yapıldı
Edirneli Müslümanların heykele tepki göstermek için yaptıkları protesto gösterisini hazmedemeyen kesimler, önceki gün “Özgür Kadın Heykeli” önünde karşı protesto yaptı. Sosyal medya üzerinden örgütlenen sözde kadın hakları savunucuları şu açıklamayı yaptı: “Özgür Kadın Heykeli önünde; Edirne İslam Gençliği’nin “Özgür Kadın Heykeli bizi temsil etmiyor, bu heykelin kaldırılmasını talep ediyoruz” diyerek yaptıkları açıklama baştan aşağı kadın düşmanlığını temsil etmektedir. Bizler de kadın düşmanlarına ve gericiliğe inat yarın(önceki gün) 13.00’da Edirneli Kadınlar olarak aynı heykelin önünde buluşuyoruz.”
Başörtüsü düşmanı rektörün eseri!
Heykel, 2004 yılında 28 Şubat cuntasının tetikçilerinden dönemin Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman İnci’nin desteğiyle yaptırıldı. “Bizim türbanla derdimiz yok türbanın altındaki kıyafetle (tesettürle) derdimiz var. Türban takarak Cumhuriyet’e tavır alıyorlar ve yasaklar yeterli değildir…” diyerek başörtüsüne olan kinini kusan İnci’nin bu nefretini temsil eden “Özgür Kadın Heykeli”, yıllardır Müslümanların bir değeri olan başörtüsüne hakaret etme aracı olarak kullanılıyor.
Sanat dedikleri heykelden tahrik oldular!
Söz konusu heykele Müslümanların değerlerine hakaret ettiği için karşı çıkanları sanat düşmanı olarak nitelendiren Ulusalcı zihniyetin heykellere bakış açısı ise gerçekleri tüm çıplaklığı ile gözler önüne seriyor. Eski Edirne Belediye Başkanı olan ve ucube heykele verdiği destekle bilinen CHP’li Hamdi Sedefçi, Paris’teki Versay Sarayı’nı gezerken gördüğü bir heykel hakkında 2005 yılında verdiği bir beyanatta şunları söylüyor: “Havuzun dört bir tarafında heykel var. Özür diliyorum bayanlardan. Bir heykel var. Bir köşesinde çıplak bayan heykeli. Açık konuşuyorum, baktım olağanüstü geldi bayan heykeli. Resmen seks aklına geliyor. Özür diliyorum, insan kaptırıyor kendisini tahrik oluyorsunuz. Döndüm öbür tarafına gittim heykelin. Aptallaştım şok oldum. Bebek var kucağında kadının. Bebeğini emziriyor bir anne. Sanat bu işte. Allah kahretsin. Sıcaktan soğuk suya girmiş gibi oldum. Duygularım allak bullak oldu. Anne olarak kadını gördüğümde aşırı duygulandım.”
Milli Gazete
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.