Çanakkale Destanı'nı Yazan Şehitler Dualarla Anılıyor

Çanakkale Destanı'nı Yazan Şehitler Dualarla Anılıyor
Çanakkale Destanı'nı bizlere yaşatan aziz şehit ve gazilerimiz zaferin 100. yılında rahmetle anılıyor.

Modern si­lah­lar­la do­na­tıl­mış bir "Haç­lı Or­du­su" kar­şı­sın­da, ateş al­maz tü­fek­ler­le, pat­la­maz top­lar­la, ya­lın ayak, aç bir mi­de ile ka­za­nıl­mış bir za­fer öy­kü­sü­nün ya­şan­dı­ğı Ça­nak­ka­le, 100 yıl ön­ce ol­du­ğu gi­bi yi­ne ay­nı o şu­ur­la, o sev­giy­le, o üm­met bi­lin­ciy­le tüm va­tan­daş­la­rı bir ara­ya ge­ti­ri­yor.

ŞANLI BİR CİHAT ANLAYIŞI

Mar­din Üni­ver­si­te­si Rek­tö­rü ve Ta­rih­çi Prof. Dr. Ah­met Ağı­rak­ça, "Ça­nak­ka­le Sa­va­şı'nda­ki ba­şa­rı üm­met bi­lin­cin­den ge­çi­yor. O sa­vaş şan­lı bir ci­hat an­la­yı­şı­nın ör­ne­ği­dir. Bu mü­ca­de­le em­per­ya­liz­me kar­şı ka­za­nıl­mış­tır. Bu sa­vaş Haç­lı­la­ra kar­şı ka­za­nıl­mış bir za­fer ola­rak da de­ğer­len­di­ri­le­bi­lir. İs­lam üm­me­ti Ku­düs'te na­sıl bir za­fer el­de et­tiy­se, Ça­nak­ka­le'de de ay­nı ruh­la bir za­fer el­de et­miş­tir. Tür­kü, Kür­dü, Ara­p’ı, Boş­na­k’ı Ça­nak­ka­le bi­ra­ra­ya ge­tir­miş, düş­ma­na kar­şı üm­met adı­na bir za­fer el­de et­miş­tir. Bu­nun adı da Ça­nak­ka­le Za­fe­ri'dir" de­di.

ER­BA­KAN VE­Sİ­LE­ OLDU

Mil­li Gö­rüş kim­li­ğiy­le ta­nı­nan Ta­rih­çi-Ya­zar Ek­rem Şa­ma ise mer­hum li­der­le­ri Nec­met­tin Er­ba­kan Ho­ca'nın ve­si­le­siy­le Ana­do­lu in­sa­nı­nın Ça­nak­ka­le mü­ca­de­le­si­nin öne­mi­nin far­kı­na var­dı­ğı­nı söy­le­di. Er­ba­kan'ın bir­çok ko­nuş­ma­sın­da hep Se­yit On­ba­şı ve Ça­nak­ka­le vur­gu­su yap­tı­ğı­nı be­lir­ten Şa­ma, "İş­te o ta­rih­ten be­ri hep onun söy­le­di­ği bu sah­ne­le­ri me­rak et­me­ye baş­la­dık. Bil­has­sa Se­yit Ça­vuş kim­dir, ne­den o mer­mi­yi kal­dır­mış­tır, me­rak edi­yor­duk. 1998 ba­ha­rın­da ai­le­ce o me­kân­la­ra yap­tı­ğı­mız bir zi­ya­ret önü­mü­ze bam­baş­ka bir ka­pı ara­la­dı. Ça­nak­ka­le şe­hit­le­ri­nin ma­ne­vi­ya­tı o ka­dar güç­lü ki, şah­sı­mız­la il­gi­li bü­yük bir çe­kim sa­ha­sı olu­şu­ver­di. Ar­tık Ça­nak­ka­le ile ya­tar,  kal­kar ol­duk" diye konuştu.

SENDE KALMASI VEBAL

Er­ba­kan'ın yol gös­ter­me­siy­le Ça­nak­ka­le araş­tır­ma­la­rı­na başladığını an­la­tan Şa­ma, "Kı­sa sü­re son­ra bir de bak­tık ki, bi­zim eriş­ti­ği­miz bil­gi ve bel­ge­ler kimsede  yok" dedi. Eriş­ti­ği ba­zı bil­gi­le­ri Er­ba­kan'a nak­let­ti­ği­ni di­le ge­ti­ren Şa­ma, Ho­ca'nın "Bu bil­gi­le­rin sen­de kal­ma­sı se­ni ve­ba­le so­kar. Ki­tap ha­lin­de ya­yın­lar­san her­kes fay­da­la­nır. Ha­di ba­ka­lım ça­lış­ma­la­ra baş­la!" de­di­ği­ni ak­tar­dı. 

ÇA­NAK­KA­LE UZ­MA­NI OL­DU

Er­ba­kan Ho­ca'nın ta­li­ma­tı üze­ri­ne ‘Şu Bo­ğaz Har­bi, Bir Baş­ka Açı­dan Ça­nak­ka­le Sa­vaş­la­rı­’ ve ‘Hi­le­ler­le Ça­nak­ka­le­’ ad­lı ki­tap­la­rı ka­le­me al­dı­ğı­nı ifa­de eden Şa­ma, "Er­ba­kan Ho­ca­mı­zın ve ca­mi­amı­zın nez­din­de ar­tık biz 'Ça­nak­ka­le uz­ma­nı' olu­ver­miş­tik. Ko­nu ile il­gi­li yo­ğun kon­fe­rans­lar, te­le­viz­yon ve rad­yo prog­ram­la­rı, zi­ya­ret reh­ber­lik­le­ri gi­bi fa­ali­yet­le­ri­miz böy­le­ce baş­la­mış ol­du" de­di. 

  GÖĞ­SÜ İMAN DO­LU BİR OR­DU­NUN DESTANI

Eği­tim-Bir-Sen Ge­nel Baş­ka­nı Ali Yal­çın: "Ça­nak­ka­le, ima­nın za­fe­ri­dir. Her tür­lü si­lah, teç­hi­zat ve le­va­zı­ma­ta sa­hip düş­man or­du­la­rı kar­şı­sın­da kar­nı aç, aya­ğı ya­lın, üst ba­şı pej­mür­de ama göğ­sü iman do­lu bir or­du­nun za­fe­ri­dir.

AL­LAH SEV­Gİ­Sİ­NİN ŞAH­LA­NI­ŞI 

Di­ya­net- Sen Ge­nel Baş­ka­nı Meh­met Bay­rak­tu­tar: "Ça­nak­ka­le Za­fe­ri'ne dam­ga vu­ran­lar; Türk Meh­met­ler, Kürt Ah­met­ler, Çer­kez Ali­ler, Laz Yu­suf­lar, Ale­vi Yu­nus­lar, Yö­rük Ya­vuz­lar, Türk­men Os­man­lar­dı."

DESK ve Din Bir-Sen Ge­nel Baş­ka­nı Lüt­fi Şe­no­cak: "Ça­nak­ka­le Za­fe­ri, Al­lah, Pey­gam­ber, Ku­r’­an ve va­tan sev­gi­si­nin şah­la­nı­şa geç­ti­ği bir di­re­ni­şin adı­dır."

AL­LAH SEV­Gİ­Sİ­NİN ŞAH­LA­NI­ŞI 

HAK-İŞ Ge­nel Baş­ka­nı Mah­mut Ars­lan: "Bu za­fer, kah­ra­man as­ker­le­ri­mi­zin, dün­ya­ya par­mak ısır­tan bir kah­ra­man­lık des­ta­nı­dır.

TOBB Baş­ka­nı Ri­fat Hi­sar­cık­lı­oğ­lu: “Ça­nak­ka­le ru­hu, ka­der bir­li­ği ya­pan bü­yük bir mil­le­tin ta­ri­he ver­di­ği ba­ğım­sız­lık sö­zü­dür.” 

AK Par­ti Ada­na Mil­let­ve­ki­li Av. Meh­met Şük­rü Er­dinç: “Ça­nak­ka­le, va­tan­se­ver­lik, fe­da­kâr­lık, ce­sa­ret gi­bi yük­sek fa­zi­let­le­rin kah­ra­man­ca ser­gi­len­di­ği bir des­tan­dır.

Dİ­Rİ­LİŞ MÜ­CA­DE­LE­Sİ­DİR 

AK Par­ti Mil­let­ve­ki­li Hü­se­yin Bür­ge: “Ça­nak­ka­le'de ve İs­tik­lal Har­bi'nde­ki bir­lik yü­rü­yü­şüy­le bu 2023 he­de­fi­ne doğ­ru yü­rü­yo­ruz."

AK Par­ti De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Meh­met Yük­sel: "Ça­nak­ka­le Za­fe­ri, mil­le­ti­mi­zin di­ri­liş mü­ca­de­le­si­dir."

Bir­lik Ha­ber- Sen Ge­nel Baş­kan Yar­dım­cı­sı Ömer Bu­dak: "Ça­nak­ka­le bu mil­le­tin em­per­ya­list­le­re kar­şı ver­di­ği de­rin bir mü­ca­de­le­dir. Biz bu mü­ca­de­le­yi bir ola­rak de­ğil bir­lik ola­rak ka­zan­dık."

TA­Rİ­HE AL­TIN HARF­LER­LE GEÇ­Tİ 

Ge­nel­kur­may Baş­ka­nı Or­ge­ne­ral Nec­det Özel: "Bir ulu­sun kül­le­rin­den do­ğa­rak var oluş mü­ca­de­le­si ver­di­ği, ye­nil­gi­ler ve top­rak ka­yıp­la­rı ile uzun yıl­lar sü­ren umut­suz­lu­ğa ve kö­tü gi­di­şe son ve­re­rek ye­ni­den iti­bar ka­zan­dı­ğı, harp ta­ri­hi­ne al­tın harf­ler­le ya­zıl­mış bir kah­ra­man­lık des­ta­nı­dır.”

Şu­ur­lu Öğ­ret­men­ler Der­ne­ği Ge­nel Baş­ka­nı Ham­di Sü­rü­cü: "Os­man­lı­’yı ayak­ta tu­tan ve bu mil­le­tin var­lı­ğı­nın de­vam et­me­si için or­ta­ya ko­nu­lan en önem­li mü­ca­de­le­ler­den bi­ri­si­dir."

Çanakkale Şehitlerine/ Mehmet Akif Ersoy

Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?/ Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi/ En kalabalık orduların yükleniyor dördü beşi,

Tepeden yol bularak geçmek için Marmara´ya/ Tepeden yol bularak geçmek için Marmara´ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. /Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.

Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!/ Ne yüzsüzce bir yığınak ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle- "Bu bir Avrupalı!"/ Nerde -gösterdiği vahşetle- "Bu bir Avrupalı!"

Dedirir: Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,/ Dedirir: Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!/ Varsa gelmiş, açılıp hapishanesi, yâhud kafesi!

Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer,/ Eski Dünya, Yeni Dünya, insanoğlunun bütün kavimleri,
Kaynıyor kum gibi... Mahşer mi, hakikat mahşer./ Kaynıyor kum gibi... Mahşer mi, hakikat mahşer.

Yedi iklimi cihânın duruyor karşısında,/ Cihanın yedi iklim dikiliyor karşısına da,
Ostralya´yla beraber bakıyorsun: Kanada!/ Avusturalya´yla beraber bakıyorsun: Kanada!

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;/ Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk./ Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.

Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ.../ Kimi Hintli, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâ´ûna da zuldür bu rezil istilâ!/ Hani, veba mikrobunu bile utandırır bu rezil istilâ!

Ah, o yirminci asır yok mu, o mahhlûk-i asil,/ Ah, o yirminci yüzyıl yok mu, o soylu yaratık,
Ne kadar gözdesi mevcud ise, hakkıyle sefil,/ Ne kadar gözdesi varsa ise, hakkıyle alçak,

Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;/ Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına./ Döktü içinde gizlediği şeyleri utanmazcasına.

Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz.../ Maske yırtılmasa hala bize çok güzel bir yüzdü o yüz
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz./ Medeniyyet denilen kahbe, gerçekten, yüzsüz.

Sonra mel´undaki tahribe müvekkel esbâb,/ Sonra lanet olasının yakıp yıkmak için kullandığı araçlar,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb./ Öyle korkunç ki: Eder her biri bir ülkeyi harap.

Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;/ Öteden yıldırımlar parçalıyor ufukları;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a´mâkı;/ Beriden zelzeleler kaldırıyor derinlikleri;

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;/ Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin./ Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.

Yerin altında cehennem gibi binlerce lâğam,/ Yerin altında cehennem gibi binlerce ateş,
Atılan her lâğamın yaktığı yüzlerce adam./ Atılan her ateşin yaktığı yüzlerce adam.

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer/ Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkâz-ı beşer.../ O ne korkunç tipidir: Savrulur insan parçaları...

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak,/ Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak
Boşanır sırtlara, vâdilere, sağnak sağnak./ Boşanır sırtlara, vâdilere, sağnak sağnak.

Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,/ Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller./ Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.

Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,/ Veriyor yangını, durmuş da açık göğüslere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyâre./ Sürü halinde gezerken sayısız uçak.

Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler.../ Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!/ Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;/ Ne çelik siperler ister, ne siner düşmanından;
Alınır kal´a mı göğsündeki kat kat iman?/ Alınır kale mi göğsündeki kat kat iman?

Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?/ Hangi kuvvet ona,haşa, boyun eğdirebilir ki?
Çünkü te´sis-i İlâhî o metin istihkâm./ Çünkü o sağlam istihkam Allah´ın eseri.

Sarılır, indirilir mevki´-i müstahkemler,/ Güçlü yapılmış yerler bile sarılıp indirilir
Beşerin azmini tevkif edemez sun´-i beşer;/Ama, insanın azminin yolunu kesemez insan yapısı eserler

Bu göğüslerse Hudâ´nın ebedî serhaddi;/ Bu göğüslerse İlahi yapının sonsuz sınırı
"O benim sun´-i bedi´im, onu çiğnetme" dedi./ Allah ´o benim en güzel eserim,onu çiğnetme´dedi

Âsım´ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:/ Âsım´ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek./ İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek.

Şûhedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar.../ Şehitlerin gövdesinden oluşmuş bir baksana dağlar taşlar
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar.../ O, namazdaki rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar...

Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,/ Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!/ Bir bayrak uğruna, ey Rabbim, ne askerler şehit oluyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!/ Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer./ Gökten atalarımız inerek öpse o temiz alnı değer.

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid´i.../ Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor İslam´ı...
Bedr´in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi./ Bedr´in arslan gibi askerleri ancak, bu kadar şanlı idi.

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?/ Sana dar gelmeyecek mezarı kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın./ "Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb.../ O tarih kitabı altüst ettiğin çağlara da yetmez.
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb./Seni ancak sonsuzluklar kapsayabilir.

´Bu, taşındır´ diyerek Kabe´yi diksem başına /´Bu, taşındır´ diyerek Kabe´yi diksem başına
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;/ Ruhumun İlahi ilhamını duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da ridâ namıyle,/ Sonra gök kubbeyi alsam da örtü diye,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;/ Kanayan kabrine sersem bütün yıldızlarıyla;

Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,/ Mor bulutlarla açık türbene bir tavan çatsam,
Yedi kandilli Süreyyâ´yı uzatsam oradan;/ Yedi kandilli Ülker Yıldızı´nı uzatsam oradan;

Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına;/ Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına;
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,/ Uzanırken, gece ay ışığını getirsem yanına,

Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;/ Türbenin bekçisi gibi gibi tâ güneşin doğuşuna dek bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;/ Gündüzün avizeni güneşin taze ışıklarıyla silme doldursam

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana.../ Tüllenen gurubu, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana./ Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.

Sen ki, son ehl-i salibin kırarak salvetini,/ Sen ki, son Haçlı Ordusu´nun hamlesini kırarak,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin´i,/ Doğunun en sevgili sultânı Salâhaddin´i,

Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran.../ Kılıç Arslan gibi büyüklüğüne hayran ettin...
Sen ki, İslâm´ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,/ Sen ki, İslâm´ı kuşatmış, boğuyorken hüsran etmek üzreyken,

O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;/ O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecrâmı adın;/ Sen ki, cisimlerde dolaşır ruhun ve adın

Sen ki, a´sâra gömülsen taşacaksın... Heyhât!/ Sen ki, bütün yüzyıllara gömülsen taşacaksın... Yazık!
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât.../ Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu savaş...

Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,/ Ey şehit oğlu şehit, isteme benden mezar,
Sana âguşunu açmış duruyor Peygamber./ Sana kucağını açmış duruyor Peygamber

Vahdet Gazetesi - Habervaktim.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum