Terör Boğaziçi'nde
Ege Üniversitesi’nde Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun katledilmesi ile gündeme gelen üniversitelerdeki terör yapılanması tehlikeli boyuta ulaşıyor. Türkiye’nin seçkin üniversitelerinden biri olan Boğaziçi Üniversitesi de terör yandaşlarının eylemlerine sahne oldu. Boğaziçi Üniversitesi’nde ilk kez gerçekleştirilen eylemde bir öğrenci darp edildi. Saldırganların kampüse elini kolunu sallayarak dışarıdan girdiğini öne süren binlerce öğrenci imza kampanyası başlatarak rektörlüğün ‘hesap’ vermesini istedi.
REKTÖRLÜĞÜN ONAYI VAR MI?
Tepkilerini kampanya ile ortaya koyan öğrenciler, eyleme katılan bölücülerin çoğunun öğrenci bile olmadığını, bunların Rektörlüğün de onayı ile dışarıdan getirilen kişiler olduğunu ileri sürdüler. Saldırgan eylemci grubun “Tüm izinleri aldık” şeklindeki beyanları da öğrencilerin bu iddialarını destekliyor.
ÖĞRENCİLER İSYAN ETTİ
Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü ve Boğaziçi Üniversitesi Öğrenci İşleri Dekanlığı’nın muhatap alındığı ve sadece saatler içerisinde binlerce imza toplanan, “Boğaziçi Üniversitesi'nde Nevruz Kutlaması Adı Altında Gerçekleştirilen Eylemlere İlişkin Açıklama Talep Ediyoruz” başlıklı kampanyanın duyuru metninde şu görüşlere yer verildi:
AÇIKLAMA TALEP EDİYORUZ
“Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri olarak 23 Mart 2015 tarihinde üniversitemizde gerçekleşen olaylar sebebiyle resmi bir açıklama yapmanızı talep ediyoruz. Üniversite yönetimimizin bilgisi ve izni dahilinde gerçekleşen Nevruz etkinlikleri kapsamında endişeyle karşıladığımız bir dizi hadise meydana gelmiştir. İnsan ölümlerinin müsebbibi silahlı bir terör örgütünün propagandasının okul sınırları içerisinde yapılmasını ve bu propagandaya ifade özgürlüğü kapsamında eleştiriler getiren öğrencilerin darp edilmesini şiddetle kınıyoruz.”
EYLEMCİLER DIŞARIDAN...
“Üniversitemiz dışından çok sayıda kişinin katıldığı, kimlik kontrolünün yapılmadığı ve Güney Meydan’da şiddet içerikli sloganlarla gösteriler yapıldığı bir durumda öğrencilerin güvenliğinin tehlike altına girmesi kaçınılmazdır. Üniversite yönetimimizi, benzeri vakaların bir daha yaşanmaması adına üniversitemizde huzur ortamını tesis etmeye ve öğrencilerin güvenliğini sağlayacak önlemler almaya davet ediyoruz.”
YÖNETİM NASIL BİR İLİŞKİDE
Kampanya metninde ayrıca Rektör Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu’ndan, “Güney Meydan'da bir terör örgütü propagandasının yapıldığı ve şiddet içerikli marşların söylendiği bir etkinliği üniversitemiz yönetimi meşru mu görmektedir? Bu etkinlik boyunca atılan sloganları üniversitemiz ifade özgürlüğü kapsamında mı değerlendirmektedir? Üniversitemize giriş ve çıkışların etkinliği düzenleyen gruptan iki kişinin kontrolünde gerçekleştiği doğru mudur? Eğer doğruysa üniversite yönetimi bu eylemleri düzenleyenlerle nasıl bir ilişki içerisindedir?” sorularına yanıt talep edildi.
REKTÖRLÜK: KAVGA ÇIKARMA SEN DE
BOĞAZİÇİ DÖDEF ve HDK’nın Üniversite içerisinde günler öncesinden hazırlıklarını yaptığı ve geçtiğimiz pazartesi sahnelediği Güney Kampüs’teki eylem esnasında Deniz Köylüoğlu isimli öğrenci, “Önder dediğiniz şerefsiz DEP’e oy vermeyenin tavuğunu bile öldürün derken neredeydiniz? Suçu ve suçluyu övme suçu işliyorsunuz. Önder dediğiniz katil!” ifadesi sebebiyle kafasından ve boynundan darp edildi. Bu saldırganlığa rağmen sözde ‘kutlamalara’ tüm hızıyla devam edildi. Öyle ki, gecenin ilerleyen saatlerinde meşaleli ‘eğlenceler’ bile düzenlendi.
BÖLÜCÜLER DÖVDÜ
Bölücüler tarafından darp edilen Deniz Köylüoğlu ise rektörlüğe karşı başlatılan imza kampanyasına katılım mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Merhaba. Darp edilen arkadaşı çağırıp "kavga çıkartma sen de allalla" muhabbeti yapan bir Rektörlük ne kadar ve neresine takar bilemem ama, çorbaya tuz olmanın zevki farklıdır.”
OKULUMDA CAN GÜVENLİĞİM YOK
Kampanyaya imza veren öğrencilerden bir kısmı, gerekçe olarak ortaya koydukları endişe, kaygı ve tepkilerini şu şekilde sıraladılar:
“Okulumda can güvenliğim yok”, “PKK’lıların okulda terör estirmesinden bıktık.”
“Boğaziçi Üniversitesi'nin çaprazında oturuyorum ve güvenliğimden tedirgin oldum.”
“Ben çocuğumu sizin üniversitenize güvenerek orda okumaya ve kalmaya gönderdim. Kötü bir şey olması durumunda başkalarına tanıdığımız özgürlük kapsamında başına bunlar geldiği için ‘özür dileriz’ mi denecek benim gibi yüzlerce anneye?”
“Binbir zorluklarla kazanıp ve okuduğum okulumun adının bu tür olaylara karışmasını görmek istemiyorum.”
“Kendimi güvende hissetmiyorum.”
Vahdet Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.