Sema Maraşlı

Sema Maraşlı

Erkeğe Şiddet 5

Erkeğe Şiddet 5

Erkeğe Şiddet 5 (Psikolojik Baskı)

 

Sadece hanımların katıldığı bir kahvaltı sonrası yaptığım seminerde arada çay servisi için gelen garsonlar konuşmalarımın bir kısmını duymuşlar. Kapıya yakın yerde oturan bir arkadaşım vardı. Daha sonra o anlattı. Garsonun biri diğerine hayretler içerisinde "Duydun mu? Kadın erkeklere iyi dedi." demiş. 

Erkeklere iyi demek, artık şaşılacak, hayret edilecek bir şey haline geldi. Erkekler aşağılanmaya, suçlanmaya, her kötülüğün günahından sorumlu tutulmaya o kadar alışmışlar ki birisi iyi deyince şaşırmaya başladılar. 

Kim bu erkekler? Biz kadınların babası, kardeşi, eşi, oğlu, ağabeyi, dayısı, amcası, hocası...Rabbimizin tarifi ile de dostu.

" Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin velîleridir (dostları ve yardımcılarıdır)." Tevbe sûresi: 71. âyet-i kerîme

Hangi ara birbirimize düşman olduk?  Ülkemizdeki 38 milyon erkek sürekli psikolojik bir saldırı altında. Artık erkek olmaktan utanmaya başladılar. Gerçi bu sadece bizim ülkemize değil feminizm hareketi sayesinde tüm dünyada erkeklere psikolojik bir baskı uygulanıyor. Fakat artık batı ülkeleri akıllanmaya başladı. Erkek düşmanlığının cinsiyetler arasında bir iç savaşa yol açtığını gördüler ve cinsiyetler arası savaşı dindirmek için kitaplar yazıyorlar, makaleler kaleme alıyorlar. Fakat biz hâlâ tam gaz erkek düşmanlığına devam ediyoruz. Erkek düşmanlığı sebebi ile yapılanlar erkekler üzerinde ciddi bir psikolojik baskı uyandırıyor.

Erkekler üzerindeki bu baskıyı daha iyi görmek için konuyu üç ana başlık altında inceleyebiliriz: 

1- Değersizleştirme: Romantizm hareketi erkekleri değersizleştirmede çok önemli bir rol oynadı. Romanlar, filmler, diziler sayesinde gerçek olamayacak kadar mükemmel erkek tipleri üretildi: Zengin, yakışıklı, güçlü, kadın ne yaparsa yapsın onu ölümüne seven (yüzüne tükürse yağmur yağdı, Yarabbi şükür, diyen)  hiçbir özel günü unutmayan, bütün işinin gücünün içinde kadına sürprizler yapan...vs. Erkekler, hayal kahramanı tiplerle yarışmak zorunda bırakıldılar ve doğal olarak pek çok erkek bu yarışı kazanamadı. Kazanamayanlar "odun, öküz..." gibi sıfatlarla etiketlendiler. Televizyonda reklamlarda, dizi ve filmlerde  erkeklere pek çok hakaret ediliyor fakat kimsenin gıkı çıkmıyor. Fakat kadınlara hakaret edemezsiniz, aşağılayamazsınız. Onlar sosyal koruma altındalar. Masumlar! Melekler!  

2- Sindirme: Burada medya desteği ile feminizm hareketinin etkilerini açıkça görüyoruz. Feministler "Feminizm erkek düşmanlığı değil" deseler de yaptıkları işin neticesinde ortaya çıkan sonuç erkek düşmanlığından başka bir şey değil. Feminizm kadın erkek arasına nifak sokmaktan başka bir işe yaramıyor. Feministler kadın haklarını o kadar çok gündeme getirdiler ki kadınlar sorumluluklarını unuttular. O kadar çok eziklik edebiyatı yaptılar ki  kadınlar gerçekten ezilme paranoyasına girdiler. Tabii ki ezilmemek için ezmek gerektiği vurgusu da yapıldığı için kadınlar erkekler üzerinde psikolojik baskı kurmakta bir mahsur görmüyorlar. 

Korumacı ve merhametli yaratılan erkek cinsi, bireysel suçlar bahane edilerek feministler tarafından cani ilan ediliyor. Sonuç: Erkekler erkek olduklarından dolayı utanmaya başladılar. Şiddet haberleri sonrası medyada erkeklerin yaptığı yorumlara bakıyorum, hep "Erkek olduğum için utandım" diyorlar. Oysa bir kadın cinayet işlediğinde biz kadınlar kadın olduğumuz için utanmıyoruz ve medya gücü ile de utandırılmıyoruz. Özgecan cinayetinden kısa bir süre sonra, bir abla on sekiz yaşındaki kız kardeşinin üzerine benzin döküp diri diri yaktı. Fakat medyada kısa bir haberle geçiştirildi. Fakat bunu kızın ağabeyi yapsaydı ortalık yıkılırdı. Ağabey üzerinden suç bütün erkeklerin üzerine yıkılırdı. Erkeklerin yaptığı bireysel suçlar, bütün erkekler üzerine yıkılarak erkekler sindirilmeye, bedenen değilse de psikolojik olarak yok edilmeye çalışılıyor. 

3- Korkutma: Kanunlar vasıtası ile erkekleri cezalandırma ve psikolojik hadım etme operasyonu. Nafaka, mal paylaşımı, tazminat, evden uzaklaştırma, hapis cezası, hacizle çocuk görme gibi. Erkeğin karısına sesini yükseltmesi bile suç sayılıp evinden uzaklaştırma cezası verilirken kadın kocasına ne yaparsa yapsın suç sayılmıyor. Sanki erkeklere insan muamelesi yapılmıyor.

Hükümetimiz, Avrupa Birliği hayali ve feminist derneklerinin baskıları ile kendi vatandaşını kadın erkek diye ikiye ayırıp, erkek olanlara bir zamanlar Amerika'da beyazların zencilere yaptığı ırkçılık gibi, cinsiyetçilik ayrımcılığı yaparak erkeklere zenci muamelesi yapmakta bir mahsur görmüyor. Erkeksen suçlusun, kötüsün. Hemcinslerine bu kötü muameleyi layık gören siyasetçiler de erkek maalesef. Bu erkekler "Erkekler şiddet yanlısı, onlara en ağır cezayı vereceğiz" dersek kendimizi o erkeklerden ayırabiliriz, kendimizi aklayabiliriz zannediyor olmalılar. Oysa onlar feministlerin gözünde, erkek oldukları için doğuştan suçlular, bu yüzden ne yaptıkları ya da ne söyledikleri önemli değil, ah bir bunun farkına varabilseler.

Aslında bunu anlamaları için feminist derneklerinin sitelerine bakmaları yeter. Hükümet yetkilileri kadınlar lehine yaptıkları bütün ayrımcılıklara, erkeklere yaptıkları bütün zulümlere rağmen hiçbir feminist dernekten aferin almadıkları gibi her gün artan şiddetten dolayı da suçlanıyorlar. Feministler "Akıl bizim aklımızdı, yapılanlar bizim isteklerimizdi." demiyorlar, demeyecekler de. Ne yapılırsa yapılsın, erkek cinsi yaşadığı sürece onlar her halükarda suçlamaya devam edecekler.   

Hükümetin acilen gözünü açıp erkekleri ve canileri ayırması, erkeklerin üzerindeki bu psikolojik şiddeti durdurması lazım. Caninin kadını erkeği olmaz. Cinsiyet ayrımı yapmadan suçlular cezalandırılsın, zulme uğrayanlar korunsun. Ayrımcı değil adaletli olsunlar.  

Baskılar yüzünden erkeklerin çoğu kötü olduklarına inanmaya başladılar, birileri iyi deyince şaşırıyorlar. Erkekler kötü olduklarına ikna olup, inandıklarında bunun toplumumuza ve aile yapımıza nasıl bir etkisi olacak hiç düşünen yok mu? Erkekler "Ben kötüymüşüm bundan sonra iyi olayım" deyip iyi olmaya mı çalışacaklar yoksa "Zaten kötüyüm biraz daha kötü olmamın bir zararı olmaz." diye mi hareket edecekler? Azıcık psikolojiden anlayan insan bunun sonucunu görebilir. Allah devlet yetkililerimize basiret versin. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
22 Yorum
Sema Maraşlı Arşivi