Hukukçu Teröre Taraf Olmaz
VAHDET YAZARI NUSRET ÇİÇEK
“Niyetleri üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. X-ray cihazlarını kırarak içeriye girmek hukuk adamının işi değildir.”
AVUKAT CİHAN YAMAKOĞLU
“Bu açıkça terörün taraftarı olmaktır ve ‘savcıların öldürülmesi devam etsin’ demektir. Çözümleri varsa getirsinler.”
AVUKAT MEHMET ALİ BULUT
“Aranmaya gösterilen tepki cinayete gösterilmedi. Baronun avukatlık mesleğini ayaklar altına aldırmaması gerekir.”
Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın şehit edildiği Çağlayan Adliyesi'nde avukatların üstlerinin aranmasına karşı çıkması tepki çekiyor. DHKP-C'li teröristlerin avukat kimliğiyle adliyeye girdiğine dikkat çekilirken, İstanbul Başsavcılığı'nın özel talimatına rağmen aranmadan, x-ray cihazını yerinden sökerek içeri girmek isteyen avukatlara, yine hukukçu ve avukatlar tepki gösterdi.
YA SALDIRI TEKRAR YAŞANIRSA...
“Kanunda hüküm bulunmasına rağmen avukat ya da hakim Yargıtay’a, Adalet Bakanlığı’na gittiğinde, uçağa bindiğinde çantası ve kendisi x-ray cihazından geçmek, silahı varsa vermek zorundadır" diyen emekli Hakim ve Avukat Nusret Çiçek, olay çıkaran avukatlara “Peki, neden Çağlayan Adliyesi'nde kıyameti koparıyorsunuz? Yaşanan olayda bir güvenlik zafiyetinin olduğu ortadayken böylesi bir cinayetin tekrar yaşanmayacağının garantisini kim verebilir?” sorunu yöneltti.
NİYETLERİ BAĞCIYI DÖVMEK
Güvenlik açısından riskli yerlerde avukatların da silah taşımak dahil- haklarının sınırlandırılabileceğini belirten Çiçek, “Niyetleri üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Bu duruma ilişkin devlet yeni bir düzenleme yapsın, olayı hukuki zemine oturtalım. Ama x-rayları kırmak, kapıları tekmelemek, polisle cebelleşmek hukuk adamının işi değildir. Orada kapıları kırmakla bu memleket bir şey kazanmaz. Önümüzde seçim varken ve dış odaklar tarafından ülkemiz karıştırılmak istenirken hukukçuların ve ülkelerini seven insanların aklı selim ile hareket etmeleri gerekir” dedi.
NEDEN KOCASAKAL İSMİ?
“İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal olayları kaşımış ve kışkırtmıştır” ifadesini kullanan Çiçek, şöyle devam etti: “DHKP-C militanlarının uzlaşmak için Kocasakal’ın ismini vermelerinin sebebi nedir? Halbuki bu baroyla ve avukatlarla ilgili bir olay da değil. Önce bunlara cevap verilmesi gerekir."
ADLİYELER YOL GEÇEN HANI MI OLSUN?
Tedbirlere rağmen bu olayın yaşanmasının, bugüne kadar alınan tedbirlerin yeterli olmadığını ve daha koruyucu tedbirler alınması gerektiğini gösterdiğini belirten Avukat ve Araştırmacı-Yazar Cihan Yamakoğlu, “Burada yöneticilerin ne gibi bir suiniyeti olabilir? Yani yöneticiler anarşiyi desteklese; adliyenin bütün kapılarını açıp ‘isteyen istediği gibi, girsin çıksın’ demesi lazım. Bunu mu istiyorlar?” şeklinde konuştu. “Devletin aldığı tedbirler hatalıysa, baro ya da hukukçular hükümete teklif ve tasarılar getirerek şeffaf bir geçişi sağlayabilir” diyen Yamakoğlu, şunları kaydetti: “Cihazları devirmenin hukuk içinde yeri yoktur. Bu açıkça terörün taraftarı olmaktır ve ‘savcıların öldürülmesi devam etsin’ demektir. Çözümleri varsa getirsinler, devlet de uygulasın ki anarşinin önü alınsın. Vatansever, insanı seven birisi varsa çözüm üretir, yeni bir anarşiye sebebiyet vermez.”
AVUKATLIK MESLEĞİ ZEDELENDİ
“Dün Danıştay’da bugün Çağlayan’da savcımıza yapılan saldırı ile avukatlık mesleği zedelenmiş, itibardan düşmüştür" şeklinde konuşan eski Milletvekili ve Avukat Mehmet Ali Bulut da şunları ifade etti: “Cinayete gösterilmeyen tepki avukatların giriş çıkışlarında aranmasına gösteriliyor. Son yaşanan olayda baronun avukatlık mesleğini ayaklar altına aldırmaması, avukatların da mesleklerine sahip çıkması lazım. Öncelikle baro ve avukatların mesleğin itibarını adliyede eylem yaparak değil, gerekli tedbirlerin alınmasına yardımcı olarak koruması ve bir daha böylesi olayların yaşanmasına meydan vermemesi gerekir.”
AYRI BİR KAPI YAPILABİLİR
Avukat Cüneyt Toraman, “Adliye önündeki avukatların aranması adli bir arama değil” dedi. Toraman şu değerlendirmeyi yaptı: “Hukukçular çok iyi bildiği halde kasten bu ikisi birbirine karıştırılıyor. Bir önleme araması vardır bir de adli arama vardır. Adliye girişinde avukatların çantaları, çantaların içerisindeki dosyalar aranmıyor. Sadece silah araması var. Dolayısıyla hukuki olarak hiçbir engel yok. İlla aranacaksa avukatlar, hakimlerin ve savcıların da mutlaka aranması gerekir. Avukatların birçok işlemleri oluyor. Ayrı bir kapı yapılsın. Çok ince aramaya da gerek yok."
MESLEĞİN ÖZÜNE DOKUNULMAMALI
Konya Baro Başkanı Av. Fevzi Kayacan, “Avukatlık mesleğinin özelliğinde sır saklama mükellefiyeti vardır. Bu sorunun savcımızın şehit edilmesinden sonra tek taraflı olarak çözüme kavuşturulması mümkün değildir. Bu mesele sadece avukatların aranmasıyla çözümlenemeyecek. Söz konusu güvenlikse yetkili makamlar avukatlık mesleğin özüne dokunmayacak şekilde güvenliği halletmesi gerekir. Sadece hakim ile savcının güvenliği düşünülmemeli, avukatların, davalı ve davacı tarafların da güvenliği çok önemlidir" diye konuştu.
HAKİM VE SAVCILAR ‘ÇİP’ İLE GİRİŞ YAPTI
Cumhuriyet savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın şehit edildiği terör saldırısı sonrası alınan güvenlik önlemleriyle gündeme gelen İstanbul Adliyesi'nde, avukatlar gibi adliyede görevli hakim ve savcılar da güvenlik taramasından geçiriliyor. Dün sabah itibariyle, adliyenin protokol kapısından giren hakim ve savcıların çantaları x-ray cihazına konulurken, dedektör kapılarından geçmeleri de sağlandı. İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ile İstanbul Başsavcısı Hadi Salihoğlu da sabah adliyede görüştü. Avukatlara seslenen Salihoğlu cebinden çıkardığı çipli kartı göstererek, "Bakın benim de çipli kartım var, biz de okuttuk. Bu bir arama değil, önleme çalışması" dedi.
O ODANIN KAPISINA ‘ŞEHİT’ TABELASI
Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda rehin alındıktan sonra şehit edilen savcı Mehmet Selim Kiraz'ın odasının bulunduğu koridor, çatışma izleri tamamen giderildikten sonra dün açıldı. Şehit savcının kapısına da 'Şehit Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz' tabelası asıldı.
Vahdet Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.