Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

15 Mayıs, 29 Mayıs, 31 Mayıs 2010 derken..

15 Mayıs, 29 Mayıs, 31 Mayıs 2010 derken..

Mavi Marmara saldırısının 10. yılındayız. 15 Mayıs Miraç/İsra. 29 Mayıs İstanbul’un Fethi. 31 Mayıs Pazar günü Mavi Marmara olayının yıldönümü ve 1 Haziran Pazartesi Berat Kandili. 18 Haziran’da Ramazan başlıyor.. 2 kandil arası bir Mavi Marmara ve bir fetih kutlaması.. Zaten 7 Haziran’da seçim var.

Bu arada; Rabia katliamı dolayısı ile kurulacak “Uluslararası Sanal Vicdan Mahkemesi “ المحكمة الدولية الافتراضية الضمير ”, “Virtual International Court of Conscience” savcılığı 1 Haziran’a kadar iddianamesini hazırlayacak..

Bu mahkemede yakın gelecekte İsrail yönetimi de, Esed de sanık olarak yargılanabilir.

Gezi olayları da aynı zamana denk geliyor. Bir yanda fetih kutlamaları, öte yanda gezi çapulcuları. Onlara göre “zulüm 1453’te başlamıştı” değil mi.. “Gezi” onlar için Fethi mübinin rövanşı olacaktı, akıllarına göre..

31 Mayıs’a geri dönecek olursak, herkesin şimdiden hazırlıklarına başlaması gerek.. Vakıf, dernek, sendika, oda, birlik, platform, yerel yönetim, radyo, tv, gazete, dergi, haber portalı, sosyal medya, herkesin ne yapacaksa şimdiden elini çabuk tutması gerek..

Konferans mı düzenliyorsunuz, sergi mi, konser mi, kapalı salon toplantısı mı, açık hava toplantısı mı, kim ne yapacaksa şimdiden çalışmalarına başlamalı.

Parti, milletvekili adayları bakalım ne yapacaklar göreceğiz..

Evet, üniversiteler, öğrenci konseyleri, İmam - Hatipler, Kur’an kursları, meslek okulları, liseli arkadaşlar, kolejliler, görelim..

SİAD’lar, hadi vitrinleri donatalım. Bu işi bir basın açıklaması ile geçiştirmeyelim..

Dergiler, Haziran sayılarını bir gün önceden çıkartabilir mi ya da bu sayılarına kapak yapabilirler mi bu konuyu.. Bölgede yaşananları. Rayo-tv’ler şimdiden kliplerini hazırlamalı, bir belgesel sunmalılar. Bu konuda İHH’dan her türlü desteği alabilirler.. Gazeteler dizi yazı ya da ekler yayınlamalı bana kalırsa. Yurt dışında da oradaki kardeşlerimiz diğer Müslüman topluluklarla birlikte seslerini yükseltmeli. Bir şeyler yapmalılar.

Miraç, Berat, Ramazan, Mavi Marmara’nın yıldönümü hepsi birbirine karıştı. Aslında bunlar da birbirinden ayrı şeyler değil. Çanakkale, Ermeni meselesi, 1. Meclis’in açılışı da birbirine karışmıştı. Tam böyle bir zamanda Türkiye seçime gidiyor.

2013 yılında 27 Mayıs’tan sonra Taksim Gezi Parkı’nda çevre düzenleme çalışmalarını bahane eden grupların, aslında, Abdülhamid Han’a destek veren Taksim’deki daha sonra yerle bir edilen tarihi Topçu Kışlası’nın yeniden inşa edilmesine karşı çıkan çevrelerin tezgahladıkları olayların da yıldönümü. Bu olayların arkasında çevreci maskeli terör örgütleri, malum sermayenin ve medyanın desteği, yabancı ülkelerin istihbarat örgütleri, Taksim’e cami yapılmasına karşı çıkan uluslararası lobi, İsrail, Esed sempatizanları, ulusalcılar, derin çeteler, paralelciler bildik grupların hepsi vardı, CHP’den TKP ye, BDP’ye kadar.

Mayıs zaten bu anlamda hareketli bir ay. 1 Mayıs’la başlıyoruz 31 Mayıs’la sezonu kapatıyoruz.. Hoş, artık, öyle, 19 Mayıs, 27 Mayıs diye bir gerginlik olmuyor. Zaten 27 Mayısçı da kalmadı gibi.

Ve tabi bir de 29 Mayısımız var, Mavi Marmara, önce İstanbul’un Fethi. Bu sene İstanbul’un Fethi daha büyük bir coşku ile kutlanacak, yüzbinlerin katılımı ile belki de.

Rabia Platformu bu konuda, yüzlerini aynı yöne döndüren kuruluşları, bu anlamda kendi aralarında işbirliği yapmaya, birbirleri ile danışmaya ve dayanışmaya çağırıyor.. Bunun için kimse bir başkasının kendilerini davet etmesini beklemeden herkesin diğer kardeşlerini arayarak, en kısa zamanda bir araya gelmeleri gerekiyor.. Bizim medya mensuplarımızın da şimdiden, kim nerde, ne zaman, ne yapıyor bunu sorup, geniş kitlelere duyurması gerekiyor.. Üyeler de kendi derneklerini, vakıf ve sendikalarını arayıp, “biz ne yapıyoruz” diye sormaları gerek.. İnsani yardım kuruluşları da bu vesile ile faaliyetlerini biraz daha yoğunlaştırabilirler.

Haydi arkadaşlar.. El verin, ses verin.. Şehidlerimizin şahidliklerine şahidliğimizi ekleyelim.. Zalimler karşısında susanlardan olmayalım, Netanyahu duysun sesimizi, sessiz kalmadığımızı görsünler. Esed de duysun ve görsün, Sisi de.. Ve tabi onların yerli işbirlikçileri de.

Sahi, bizim yazılımcı, sosyal medyacı arkadaşlar, var mısınız bir sanal Gazze, Şam, Rabia, Kudüs buluşmasına.

Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi