Etnik Temelli Siyaset Yanlış

Etnik Temelli Siyaset Yanlış
HÜDA PAR'ın Diyarbakır adayı Zekeriya Yapıcıoğlu, seçim bölgesinde Vahdet'e konuştu. Yapıcıoğlu, etnik temelli siyasete karşı olduklarını söyledi, "Özellikle bölgemizde etnik temel üzerinde yükselen bir siyaset var” dedi.

Yasa gereği HÜDA PAR Genel Başkanlığı görevinden istifa eden Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Adayı Zekeriya Yapıcoğlu, dikkat çekici açıklamalarda bulundu.

KARA PROPAGANDA YAPILIYOR

 Diyarbakır'da seçim çalışmaları nasıl gidiyor? 

Her gün ilçelerimizi ve köylerimizi ziyaret ediyoruz. Vatandaşın dertlerini ve sorunlarını dinliyoruz. Siyasetçilerden beklentilerini dinliyoruz. İlkelerimizin ve projelerimizin ne olduğunu vatandaşımıza anlatıyoruz. Özellikle bir kısım basın bizim hakkımızda kara propaganda yapıyor. Yani bizi olduğumuzdan çok daha farklı tanıtarak, vatandaşın kafasını bulandırmak için bir gayret sarf ediyor. Biz de bunun etkilerini kırmak için gidip vatandaş ile yüz yüze görüşüyoruz.

ÖZELLİKLE BÖLGEMİZDE... 

 Projelerinizden bahseder misiniz?

Öncelikle Türkiye’de siyasetin oturduğu zeminin çok farklı olduğunu düşünüyoruz. Özellikle bölgemizde etnik temel üzerinde yükselen bir siyaset var. Birbirine çok farklı dünya görüşlerine sahip insanlar, sadece etnik olarak birbirlerine yakın oldukları için bir araya geliyorlarsa, bu işte terslik olduğunu düşünüyoruz. Yani etnik temelli siyasetin yanlış olduğunu düşünüyoruz.

ÖNCELİĞİMİZ ADALET

Biz diyoruz ki adalet hiçbir şeye feda edilemez. Yani önce adalet. Her yönüyle hizmetin dağıtımında adalet, temsiliyette adalet, yargı önünde adalet, gelir dağılımında adalet, vergide adalet yani aklınıza her ne gelirse önce adalet. Biz adalete öncelik veriyoruz, biz halkın menfaatlerine öncelik veriyoruz. Doğru kimden gelirse gelsin destekleyeceğimizi söylüyoruz. Yanlışı yapan bizim kardeşimiz bile olsa ona karşı çıkacağımızı söylüyoruz.

OY SAYIMIZ KATLANDI

 Seçimlere HÜDA PAR olarak değil de bağımsız adaylarla girdiniz. Nedeni ile ilgili neler söylemek istersiniz?

Türkiye’de yüzde 10’luk bir seçim barajı var ve bu baraj çok yüksek. Yönetimde istikrar olacak diye temsilde adalet ilkesi feda ediliyor. Bu sistemin adil olduğunu söylemek kesinlikle mümkün değildir.

 Seçimler ile ilgili anket çalışmalarınız var mı? Sonuçları ne?

Özellikle seçime gireceğimiz illerde mart ayının sonunda anket yaptırdık. Anket sonuçları bize şunu gösterdi: Bugünkü durumumuz 30 Mart 2014 tarihinde yapılan seçimlerin sonucuna göre daha iyi. Bazı yerlerde önemli bir artış olmuş, bazı yerlerde oy sayımızı katlamışız.

DEVLET FAİZLE BORÇLANMAMALI

 Meclis'e girdiğinizde neler yapmayı planlıyorsunuz?

Bazı siyasi partiler seçim beyannemelerini açıkladılar. Biz gerçekçiyiz, bu seçimlere iktidara gelmek için girmiyoruz. Vatandaşa diyoruz ki; kendi şahsi menfaatlerimizi halkın menfaatinin üstünde görmeyeceğiz. Biz Meclis'te siyasi bir muhalefet yapacağız. İslami muhalefet adına bizim söyleyeceklerimiz var. Doğruyu kim yaparsa yapsın ona destek çıkacağız. Yanlışı kim yaparsa yapsın o yanlışın karşısında duracağız. Biz oraya gittiğimizde halkın gündemini unutup kendi gündemimiz ile meşgul olmayacağız. Bizim ilkelerimizden bir tanesi şudur: Devlet asla faiz ile borçlanmamalıdır. Çünkü borçlanmak demek, gelecek nesillerin gelirlerini şimdiden harcamak demektir.

untitled-1-016.jpg

DİYANET ÖZERKLEŞMELİ

 HDP seçim beyannamesinde 'Diyanet'i kaldıracağız' dedi. Bunu nasıl değerlendiyorsunuz?

HDP’nin siyasi duruşu başından beri belli. HDP’nin bu konudaki düşüncesini seçmen değerlendirecektir. Diyanetle ilgili bizim düşüncemiz şudur: Diyanet teşkilatı özerkleşmelidir.Yani gerçekten Diyanet olmalıdır. Devletin müsaade ettiği kadar ve devletin resmi idolojisini parlatmak amacıyla din hizmetlerini vermek değil, neyse o. Allah-u Tealâ'nın Kitabında insanlara bildirdiği din neyse eğip bükmeden ve bazı kısımların üstünü örtmeden  olduğu gibi halka anlatılması ve hizmetin bu şekilde verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bir emir komuta, devlete bağlı, devletin müsaade ettiği kadar dini anlatan veya devletin işine yarayan kısımlarını anlatmakla yetinen bir teşkilat olmamalı.

HDP'NİN İLK VUKUATI DEĞİL

 HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’ın Kabe-Taksim benzetmesini nasıl değerlendiriyor sunuz?

Çok talihsiz bir benzetmeydi. Bu ilk de değil. Daha önce belediye başkanlarından bir tanesi de "Müslümanlar için Mekke ve Medine ne ise Kürtler için de ROJ TV odur" şeklinde bir beyanda bulunmuştu. Yine geçtiğimiz mart ayında HDP milletvekillerinden bir tanesi, sanırım Adana'da yapmış olduğu bir açıklamada, İslam'a hakaret olarak nitelendirilen -aslında neye hakaret ettiği de pek anlaşılmayan-  bir beyanatı olmuştu. Orada demişti ki: 'Dinimize göre -artık onun dini ne ise- Şeytan kadının omuzu ve boynu üzerinde yuva yapar. 15 günde bir o yuvayı dağıtmak gerekir. Bunun için kadına şiddetin yolunu açıyorlar.' Bahsettiği eğer "din" ise bu konuda zırcahil olduğunu ortaya koymuş oldu. Eğer onun dini bunu emrediyorsa  o zaman  bahsetiği dinin ismini de  açıklaması gerekiyordu. 

‘KANLI MUSLUK' MESAJI

 Van'da billboardlara asılan 'Musluktan Akan Kan' afişleri neyi ifade ediyor?

'Biz barajı aşamazsak kıyamet kopar' demek istiyorlar. Eğer sandıktan demokrasi çıkmaz yani HDP çıkmaz ise o zaman seçimlerin hileli olduğunu şimdiden söyleyelim gibi beyanlarla; çözüm süreci tıkanır, yine savaş ortamı olur, kaos oluşur şekinde yapılan açıklamaların resmedilmiş bir halidir bu. Fakat bu tehditler de para etmeyecektir. HDP nerede çok ciddi bir destek almış ise oralarda ortalık karışmıştır. Bununla şuraya gelmek istiyorum: Eğer barajı aşarlarsa kaotik bir ortam oluşturmak için cesaretleri artmış olur. Barajın altında kalırlarsa belki bu cesaretleri kırılmış olur.

Vahdet Gazetesi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
13 Yorum