Sosyal Medya Terör Örgütlerinin Eğitim Kampına Döndü

Sosyal Medya Terör Örgütlerinin Eğitim Kampına Döndü
İnternetin yaygınlaşması ile beraber, her eve giren internet maalesef sadece iyi amaçlar için kullanılmıyor.

Özellikle sol terör örgütleri Marksizm, komünizm, Ermeni soykırım iddiaları, evrim teorisi, Alisiz Alevilik gibi konularda paylaşım grupları ve sisteler oluşturarak taraftar toplama ve algı oluşturma eylemlerine girişiyor. Bu ortamlarda tabii ki doğal olarak İslam düşmanlığı yapan, Marksizm, komünizm, Alisiz Alevilik  gibi fikirleri aşılamaya çalışan, Osmanlı imparatorluğunu ve Türkleri kötüleyen ve hatta aşağılayan eserler baş tacı ediliyor.

Döngü şöyle işliyor; İnternet siteleri, blog siteleri ve Facebook gibi ortamlarda, gruplar ve sayfalar oluşturan kişiler buralarda kitapların dijital nüshalarını yayınlamaya başlıyorlar. Kitapların içinde her türlü yayınlar olmasına ve “isteyen okusun” denilebilecek bir yelpaze oluşturulmasına özellikle dikkat ediliyor ki aşılama sürecinde takip edenler fazla işkillenmesin. Bunun istisnası ise sürekli sol sendikaların eylemlerinden, 1 Mayıs gibi etkinliklerden, Marks’tan yapılan alıntılardan bahsedilen gönderiler yapılması.  

1-024.gif

Sık sık Karl Marks, Engels, Lenin, Stalin, Troçki, Mao, Abdullah Öcalan, Yaşar Kemal, Turan Dursun, Erdoğan Aydın, Taner Akçam, Fidel Castro, Che Guevara gibi isimlerin eserleri, tekrar tekrar paylaşılarak mümkün olan en fazla sayıda kişiye ulaşmaları sağlanıyor.

2-018.gif3-013.gif

Tabii ki gruplarda karşıt fikir beyan edenlerde olabiliyor. O zaman kim olduğuna ve gönderdikleri mesajların doğru olup olmadığına bakmadan bu kişiler ortamdan ihraç ediliyor. Bu ortamlarda Osmanlı’yı öven veya “Ermeni Soykırımı yoktur” diyen bir mesaj atmanız gruptan atılmanız yeterince bir sebep. Bu şekilde sadece sol misyon adına etkin paylaşım yapılması sağlanıyor ve tek taraflı bir propaganda ortamı doğuyor.

4-005.gif

Yukarıdaki habere yorum yapan kişinin artık o grupta olmadığını söylememize bile gerek yok.

Facebook üzerinde birkaç tıklama ile yukarıda saydığımız kişilerin kitaplarına toplu halde ulaşmanız mümkün. Zaten çoğu grupta Karl Marks, Engels gibi isimlerin eserleri toplu arşiv olarak en başta ve en görünür şekilde tutturulmuş olarak duruyor. Böylece bir merak dahil olsa kişinin bu eserleri indirip okuması sağlanmaya çalışılıyor. Eserlerin etkisine giren kişiler ise bir süre sonra “yoldaş” kategorisinde görülüyorlar.

İnternet üzerinde yıllarca Öner Gürcan’ın (darbeye kalkıştığı için idam edilen Fethi Gürcan’ın oğludur) adına açılan sitede yıllarca bu tip kitaplar sınırsız şekilde paylaşılmıştı. Sosyal medyanın yaygınlaşması ile artık kitapların trafik yükü de sorun olmaktan çıkınca bu ortamlar pıtrak gibi çoğalma yoluna girdi. İşin diğer bir ilginç tarafı ise bu tip gruplarda yayınevlerinden gelen şikayetlere bile yasal mevzuat ile cevap veren avukatlar bile bulunuyor.

Doğrusunu söylemek gerekirse, yayınevleri ve devlette bu konuda biraz kabahatli durumda. Kağıt fabrikalarının çoğunun korunmama sonucu batışı ve her yıl milyarlarca dolarlık ithalat konusunda bir türlü önlem alınmaması sonucu kitap baskı maliyetleri çok artmış durumda. Bu yüzden Türkiye’nin Finlandiya gibi ticari ormanlarla ilgili adımları atması ve endüstriye odun üretimini mutlaka artırması gerekiyor.

Öte yandan maliyeti bahane eden bazı yayınevlerinin de yüksek kazanç isteği ile kitaplarını aşırı pahalı satması sonucu “kitap sadece ödevime yarayacak, bedavası varsa neden para vereyim” psikolojisi içinde birçok lise, üniversite öğrencisi ve okur bu tip e-kitap paylaşım ortamlarına girmek zorunda kalıyor.

Diğer bir kabahatli ise özellikle İslami kitap basan yayınevlerinin uyguladığı satış politikaları. Bu yayınevleri ellerindeki yayınlar tükense bile, dini kitapları sosyal medya da paylaşan kişilere “kul hakkıdır” diyerek manevi baskı uyguluyor. Yine başka bir tuhaf durum ise yukarıda bahsettiğimiz Marks engel kitapları ile adım atmak için kaplumbağa hızında olan yetkili mercilerin ne yazık ki İslami ve mukaddesat üzerine yayınlara gelince oldukça hızlı davranıyor.

Asıl büyük sorun ise üniversitelerimizin üretme etkinliğinin neredeyse sıfır olması. Öğretim görevlileri içinde hakemli dergiler için zahmet edip bir yazı kaleme almayı yeterli gören zihniyet yaygın durumda. Batılı üniversitelerde kitap hacminde yayınları internet ortamında bedava paylaşan birçok öğretim görevlisi varken Türkiye’de bu çok az.

Bu konuda görev düşenlerin başında ise İslami düşünceye sahip yazarlar ve öğretim görevlileri geliyorlar. Örneğin televizyon ekranlarından “ben sosyalistim” diye haykıran Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının avukatı Halit Çelenk’in kitapları, ölmesine rağmen halen hizmet veren sitesinden indirilebiliyor ancak İslami camiada bu örneklerin çok fazla olduğunu söyleyemiyoruz.

Habervaktim.com

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum