Bu Analiz Kaçmaz…
Milli Gazete’den Mehmet Biten, sistemi yenilemek için yola çıkanların sistem içinde kaybolduklarını belirterek “Büyük hedefler ile yola çıkıp nefessiz kaldıktan sonra sadece kültürel bir İslam ile kifayet edilmiş, inancın içi boşaltılmış, yavan ve sanal bir kutsal çerçeve ortaya koyulmuştur” diye yazdı.
“Sistem hangi enstrümanlarla kendine bağlıyorsa, insanın refleksleri o yönde ortaya çıkıyor. Günümüzde de en çok ekonomik refleksler ön planda. Toplumun yönelimleri bu yönde ortaya çıkarken, sistemi forse edenler en çok bu noktalara çalışmaktalar. Toplumun sosyal tavırları, ilgi ve beklentileri daha çok bu yönde tezahür ediyor. En çok tepkisellikler ekonominin iniş çıkışları vesilesi ile oluyor. Bu da daha çok insanın kesesine dokunduğunda canı yanıyor ve en çok bu zamanda feveran ediyor. Harici durumlarda bir sessizlik, bananecilik hâkim oluyor. İnsanlık adeta sessizliğe gark oluyor. Eşyaya yönelen insan, insani olandan uzaklaşıp fasit bir daire içinde kalıyor. Bunalımları, krizleri bu dairenin yörüngesinde ortaya çıkıyor. Modern yaşam tarzının önüne koyduğu çizgiye sorgusuz sualsiz teslim olan insanoğlu, bu çizginin dışına çıktığında ya da kafasına sualler taktığında sistem tarafından refüze ediliyor. Sistem tarafından merhamet damarları kesilen insan giderek hem kendine karşı hem de kendi dışında kalan her şeye acımasızca muamele de bulunuyor. Sistem kendi ekseninin dışına çıkanları tahfif edip, iğfal edip marjinal kılarak adeta topluma göz dağı veriyor. Bizler her defasında şunu öğreniyoruz; insanoğlu neye meyil etmişse, neyi kutsamışsa en büyük darbeyi oradan yemiştir. Zamanenin en büyük problemi, “çağın gerekleri” aldatmacası ile kendi hakikatini inkâr etmesidir.
Bugünün aklı piyasanın bir parçası olmak ve küresel baronlara taşeronluk yapmayı başarı olarak görüp, göstermektedir. Hatta bunun aksini söyleyenler için etiket olarak “hainlik” damgası vurulmaktadır. Nefessiz bırakılan toplum için kimlik ve kültür parçalanmaları ile ortaya trollükten başka bir vasfı olmayan yeni bir kitle, “tam tamcı” türedi bir nesil ile idealleri, umudu hızla şarampolden yuvarlamanın eşiğine gelinmiştir. Üzülerek şahid oluyoruz ki, bugün değer sistemi olarak temel referanslardan uzak bir zihniyet giderek toplumsal tabanı kuşatıyor. İslami bir değer taşımayan, kaygılanmayan renksiz bir zümre ile gönüllü bir esaretin içerisine hapsoluyoruz.
Bilinci iğfal edilmiş, suskun, miskin, apolitik ama fanatik kirli hayatları yaşıyoruz. Kendi değer sistemlerinden uzak bir hamaset dünyasının düşüncesiz, inançsız, emeksiz, tüketen ve yersiz yurtsuz bir toplum için yapay bir döngü yeterli olmaktadır. Elbette yeryüzünde olup biteni düşünen, yeryüzünün emdiği masum kanlarının vermiş olduğu acı ve kederi iliklerine kadar hisseden vicdan ve akıl sahipleri var. Ve onlar, bu hale rıza göstermiyorlar. Öyle ki sistemin içerisine dâhil edemediği bu insanlar için sistemle bütünleşmiş bir hüzün söz konusu değildir. Onlar yeniden başlayabilmenin aşkı ve heyecanı ile bütün kimliksizlere umutturlar. Umudunu kaybetme! Hoşça bakın zatınıza…”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.