Böyle Olur “Elit”in Hayırseverliği
Kişisel servetinin 1,41 milyar dolar olduğu bilinen Chobani marka yoğurtların sahibi Ulukaya, servetinin büyük bir kısmını “hayırseverlik işlerine” bağışlayacak milyarder arasına girdi. Bu bağışla ilgili Hürriyet’e açıklama yapan Ulukaya ''Bu iki seneden beri düşündüğüm bir şeydi. Bill Gates’le de konuyla ilgili olarak görüşmelerim oldu. Ben gerçek zenginliğin yüreklerde olduğunu düşündüm, annemin öğretileridir bunlar. Para varlık ve güç insanlarındır'' dedi.
Şimdi bunları okuyarak “ne güzel adam servet sahibi olmuş, ülkesine bir faydası dokunacak, ne mutlu dediniz” değil mi?
O zaman okumaya devam edelimde işin iç yüzüne bakalım!
Sözde hayırseverlik işine giren Ulukaya bu parayı Türkiye’de ki hayır işlerine filan ayırmış değil. TheGivingPledge adıyla bilinen ve dünyanın en zengin kişileri BerkshireHathaway CEO’su WarrenBuffett ve Microsoft kurucusu Bill Gates tarafından başlatılan kampanyaya girmiş oldu o kadar.
Bu organizasyonda her ne kadar sağlık ve eğitim desteğinden bahsediliyor olsa da aslında yapılan sadece Amerika’yı şirin gösterme operasyonu ve çağdaş misyonerlik. Ulukaya, bu kampanya için Tent (Çadır) adını verdiği bir internet sitesi kurduğunu ve bu siteye zaman içinde fon desteği sağlayacağını söylemiş. Ulukaya, Tent sitesinin faaliyetlerinin göçmenlerin sorunlarına dikkat çekmek ve dünya genelindeki göçmenlere sağlık ve eğitim desteğini kapsayacağını söyledi.
Şimdi söyleyin; sadece ülkemizde resmen iki milyona yakın Suriyeli göçmen varken, Türk kökenli birinin önceliği bu mu olmalıydı?
700 milyon dolar para yı hayır işlerine kullanmaktan bahseden Ulukaya’nın Türkiye’de ki göçmenlere ayırdığı para ise sıkı durun: Birleşmiş Milletler Göçmenler Yüksek Komisyonu’na yaptığı 2 milyon dolarlık bağış.
Ancak işin birde ters tarafı var ki onu da görmeden olmuyor. Bizim ülkemizde çok daha fazla servet sahibi olan Koç, Sabancı, Şahenk, Demirören, Doğan, Özdemir gibi nice aileler varken bu tip işler neden bizim ülkemizde gündeme gelmiyor?
Bizim ülkemizde patronların kafası hayırseverliğe bile farklı çalışıyor da ondan!
Zaten ödedikleri vergilerden de ne kadar cömert oldukları ortadadır!!!
Adana’da yapılan bir Merkez Camii vardır bilir misiniz? Bu cami kılınan ilk namaz Hacı Sabancı’nın cenazesi olmuştur. Bu cami için yıllarca Adana halkından ve hacılardan bağış toplanmıştır. Hükümetten destek sağlanmıştır. Caminin son tamamlanma sürecinde cüzi bir miktar para gerektiğinde Sabancı ailesine “Adana şehri sayesinde servet sahibi oldunuz, bu camiye destek verin” denilmiştir. Aile o parayı vermişti ancak bir şartla: Camiye Sıdıka Sabancı adı verilirse.
Düşünün cami yapımında bile işin içine reklam girsin!
Bugün bu olayı Adana’da yaşı yeten herkes bilir!
Bu utançta bizim yerli zenginlere yeter!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.