Bunun neresi hukuk?

Bunun neresi hukuk?
'İnanca sövenler' düşünce özgürlüğü diye beraat ederken, çeteleri deşifre edenlere hapis cezası veriliyor.

Darbecilerin yargılanması için iddianame hazırlayan savcı, görevden ihraç ediliyor, mağdurun başvurduğu AİHM, aksi yönde karar alıyor. Bütün bunlar akıllara “ideoloji mi, hukuk mu? Hukuksa, bunun neresi hukuk” sorularını getiriyor...


Ergenekon iddianamesinde ismi sanıklarla yaptığı ilginç telefon görüşmeleriyle geçen hakimin bazı kararları “Ergenekon gerçeğini” gözler önüne seriyor. 

ERGENEKON’U DEŞİFRE “GİZLİLİĞİN İHLALİ” 
Hakimin son kararı, Ergenekon’u deşifre eden kitapların yazarı Zihni Çakır’a 1.5 yıl mahkûmiyet oldu. Henüz Ergenekon Terör Örgütü soruşturması başlamadan yazdığı “Ergenekon’un Çöküşü” kitabıyla bugün Ergenekon davasına konu örgütün tüm ayrıntılarını ilk kez kamuoyuna duyuran ve “Ergenekon’un Çöküşü 2” ile “Kod Adı Darbe” kitaplarıyla da örgütün eylem hedeflerini ve amacını belgeleriyle ortaya koyan Zihni Çakır hakkındaki kararında hakim, yazarı “gizliliğin ihlali suçu”ndan mahkûm etti. 

ALLAH’A HAKARETE İSE ÖZGÜRLÜK 
Zihni Çakır’ı Ergenekon takibinden dolayı 1 yıl 6 ay hapis cezasına mahkûm eden bu hakimin, Allah’a ve Hz. Peygamber’e açık hakaretlerin yer aldığı ve bu açık hakaretlerin bilirkişi raporlarıyla da tescillendiği iki kitap hakkındaki iki ayrı davada ise, hakaret eden yayıncının beraatine hükmetmiş olması dikkat çekiyor. 
Bu hakimin sözkonusu kararlarından ilki “Tanrının Yanılgısı” adlı kitapla ilgili. Ateist yazar Richard Dawkins'e ait olan kitabın yayıncısı hakkında Ali Emre Bukağılı adlı hassas bir vatandaş tarafından açılan davanın dilekçesinde, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve mukaddesata hakaret” suçunun işlendiği belirtiliyor. Kitapta yer alan, Allah (CC) hakkındaki son derece ağır hakaretlerin sıralandığı dilekçede, hakaretlerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. ve devamı maddelerindeki “hürriyet” sınırları içinde değerlendirilemeyeceği belirtiliyor. Dilekçede, sözkonusu kitabın yayınlanmasının, dağıtımın yasaklanması, TCK 216/1 ve TCK 216/3 kapsamında sorumluların cezalandırılması talep ediliyordu. 

BİLİRKİŞİ RAPORU “SUÇ VAR” DİYOR
Kitapla ilgili bilirkişi incelemesinde de, ifadelerin Allah’a ve dince kutsal sayılan diğer değerlere hakaretlerle dolu olduğu belirtiliyor. 14-01-2008 tarihli bilirkişi raporunda, kitabın muhteva ve üslûp itibarı ile suç unsuru taşıdığı kanaati ifade ediliyor. 

DİYANET DE “SAKINCALI” BULDU 
Hakimin yayıncısı hakkında “beraate” hükmettiği “Tanrının Yanılgısı” adlı kitaba Diyanet de tepkili. Davacı Ali Emre Bukağılı’nın sözkonusu kitapla ilgili dilekçesi üzerine Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Din İşleri Komisyonu Başkanı Prof. Dr. İzzet Er’den gelen açıklamada, “Bahsi geçen ‘Tanrı Yanılgısı’ adlı eser incelenmiştir. Buna göre; Richard Dawkins tarafından yazılan eserde, dinleri ve dinlerin kutsallarını tahkir edici, aşağılayıcı birçok ifadelere yer verildiği tespit edilmiştir. Söz konusu eserin sakıncalı olabileceği düşünülmektedir” denilmişti.

HAKİM KARARLI: YAYINCININ BERAATİNE…
Hakimin ise, tüm bunlara rağmen, 2008/397 nolu ve 02.04.2008 tarihli kararında, “düşünce özgürlüğü”nden dem vurarak “beraate” hükmediyor. Yine; aynı mahiyetteki “Tanrının Doğum Günü” adlı kitapla ilgili K.H. adlı vatandaş tarafından açılan davada da aynı hakim tarafından beraate hükmediliyor. (2008/684) Hakim, kararlarında dinden “dogma” olarak bahsediyor. 

GEREKÇE: ATATÜRK’E ÖVGÜ VAR 
Hakim, “mukaddesata saldırı” içerikli “Tanrı’nın Doğum Günü” adlı kitapla ilgili beraat kararında gerekçe olarak da, kitapta Mustafa Kemal Atatürk’e atıflarda bulunulduğunu, bir bütün halinde kitabın tamamen din aleyhtarı olarak nitelenemeyeceğini gösterdi.

DAVACIYA BASKI: BAŞKA İŞİN YOK MU? 
“Tanrının Yanılgısı” adlı kitaptan dolayı davacı olan Ali Emre Bukağılı, hakimin dava açmasından sonra, “Niçin böyle bir başvuru yaptın, işiniz gücünüz yok mu, sizin gibi zihniyetli insanlar yüzünden ilerleyemiyoruz” sözlerini sarf etmek suretiyle hem kararının rengini önceden belli ettiğini hem de hakaretlerde bulunduğunu söyledi. 

BAŞLI BAŞINA İDEOLOJİK BİR KARAR 
Zihni Çakır, hakimin hakkında verdiği mahkûmiyet kararını “baştan sona ideolojik bir karar” şeklinde değerlendirdi. Çakır, “Başlı başına ideolojik bir karar, başlı başına Ergenekon soruşturmasına taraf olan bir karar” dedi. Ergenekon iddianamesinde tutuklu sanık Kemal Kerinçsiz ve çevresindekilerin yargı üzerine yaptıkları baskılar anlatılıyor. Bu anlamda dosya kapsamında yer alan ilginç bilgilerden biri de Kerinçsiz'in, sözkonusu hakim ile 6 Aralık 2007 ve 20 Aralık 2007'de yaptığı telefon görüşmeleri...

KENAN ERSÖZLÜ / VAKİT

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.