İstismarcılardan Akılalmaz Yöntem

İstismarcılardan Akılalmaz Yöntem
Ankara'da dini bilgisi zayıf kişileri gözlerine kestirip, kendilerini Hızır Aleyhisselam olarak tanıtan istismarcılar, bir üniversite öğrencisini soyup soğana çevirdiler

Mübarek Ramazan ayı içerisinde tüm İslam alimlerinin uyarılarda bulunmasına rağmen bazı vatandaşlar, istismarlarca tuzağa düşürülüp dolandırılıyor. "Dini İnanç ve Duyguların İstismar Edilmesi Suretiyle Dolandırıcılık" günümüzde oldukça çoğaldı. Vahdet gazetesinin özel haberine göre cami, türbe ve mezarlık çevrelerinde konuşlanan dolandırıcılar, dini bilgisinin zayıf olduğuna kanaat getirdikleri kurbanları seçiyorlar. Yargıtay'ın "Bu olaylar zinciri dolandırıcılık değil, Dini İnanç ve Duyguların İstismar Edilmesi Suretiyle Dolandırıcılıktır" dediği olay, Türkiye'nin başkenti Ankara'nın göbeğinde geçiyor.

Vahdet gazetesinin haberine göre, Orhan ve yaşı henüz 18'i bile doldurmayan Serkan isimli dolandırıcılar, Hacettepe Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Ferhat isimli şahısı gözlerine kestirip Sıhhiye Köprüsü üzerinde tokalaşarak tanıştılar. sohbet sırasında sanık Serkan, dualar okuyup Ferhat'ın kişisel bilgilerini sormaya başladı. İyice Ferhat'ı tartan dolandırıcılardan Serkan, Ferhat'ın ummadığı bir anda, "Ben Hızır'ım. Sen seçilmiş kişisin. Senin annenin adak kurbanı var, ben bu adağı almaya geldim. 124 bin peygamber için 124,00 lira para vereceksin" dedi. Din istismarcısı dolandırıcılara inanan Ferhat da bu parayı verdi. Daha sonra sanık Serkan Ferhat'ı, Camiye götürerek burada da, "Fakir bir öğrenci için kırtasiye malzemesine ihtiyaç var" diyerek 30 liralık kırtasiye malzemesi aldırdıktan sonra mağdurun cep telefonu numarasını alarak ortadan kayboldu.

DİNİ İSTİSMARIN SONU GELMEDİ

Aradan bir kaç gün geçtikten sonra sanık Serkan, Ferhat'ı arayarak Tevrez Sultan Türbesi'ne gelmesini istedi. Türbede buluştuktan sonra  dua edip daha sonra Şekerci Baba Türbesi'ne giderek yine dua ettiler. Serkan burada da Ferhat'a, "Annenin kurbanı var almaya geldim" diyerek, cep telefonunu sattırıp 70 TL ve üzerindeki 40 lirayı alarak ayrıldı. aradan bir kaç gün geçtikten sonra, Sanık Serkan yine mağduru arayarak Ulus Hamam önü'ndeki Taceettin Dergahına çağırarak, burada bir banka oturtuyor. Serkan mağdurun önüne geçerek, "Gözlerini kapat zuhul değiştireceğim" dedikten sonra 10-15 saniye içinde arkadaşı olan diğer sanık Orhan'ı yerine geçiriyor. sanık  Orhan'da, "Adak istiyorum, bu adağın parasını 1-2 saat içerisinde bul, yoksa adağın pişirileceği kazanın parası olan 150-200 lirayı bul" diye konuştu. Mağdur ise bu parayı bulamayacağını sanığa anlatmaya çalıştı. Ancak sanık Orhan tuzağına düşürdüğü Mağdurdan, "70 TL ver fakire götüreceğim" diyerek mağdurun borç alarak 70 TL'yi de mağdurdan aldı. Son olarak da Sanık Orhan'ın Ferhat'a, izine gideceği Sivas'tan 10 gün içinde dönmesini dönerken de 1.000 TL para getirmesini istedi.  Din istismarcısı dolandırıcının istekleri bununla da bitmedi, Sivas'tan dönerken istedikleri arasında 4 keskin bıçak getireceksin ve bir de halı alacaksın diyerek sıkı sıkı tembih etti. Polisin takibinde olan zanlılar bu son olayın ardından sanıklar, Orhan ve Serkan'ı Ankara'da yakalayarak adalete teslim ettiler.

DOLANDIRICILIKTAN CEZA VERİLDİ

Yapılan tahkikatın ardından sanıklar hakkında Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ne dolandırıcılık suçundan dava açılarak yargılandılar. Yerel Mahkeme iki sanığı da Dolandırıcılıktan mahkum etti. Dosya tarafların itirazı üzerine temyiz edilerek Yargıtay'a gönderildi.

DİN İSTİSMARLI DOLANDIRICILIKTAN AĞIR CEZA

Yargıtay 15. Ceza Dairesi dosyayı tüm detayları ile inceledikten sonra, düzeltilerek onanmasını istediği dosyanın gerekçeli kararında,  dolandırıcılık sucunun dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle işlenmesi, bu suçun temel şekillerine göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektiren bir durum değerlendirmesinde bulundu. Yerel mahkemenin vermiş olduğu üst sınır cezasını 5 yıldan 7 yıla kadar yükseltilmesi, her işlenen suç için de ayrı ayrı hesaplanmasına hükmetti. Yüksek mahkeme, "Dinin bir aldatma aracı olarak kullanılması. Dikkat edilmesi gereken bir konudur" dedi. Daire kararında şu sözlere yer verdi: "Din, bir topluluğun sahip olduğu kutsal kitap, peygamber ve Allah kavramını da genellikle içinde bulunduran inanç sistemi  ve bu sisteme bağlı olarak yerine getirmeye çalıştığı ahlaki kurallar bütünüdür. Dini inanç ve duygular aldatma aracı olarak kötüye kullanılmamalı." 

Kaynak: Vahdet gazetesi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum