Çocuk Oruç Tutmasa Da Sahura Kaldırılmalı

Çocuk Oruç Tutmasa Da Sahura Kaldırılmalı
Oruç tutmayacak dahi olsa, "sahur sofrasındaki güzelliği" yaşaması için çocukların sahur vakti kaldırılabileceği söylendi.

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Dr. Ülfet Görgülü, "ramazanın çocuklara nasıl anlatılması ve ebeveynlerin bu noktada nasıl davranması" gerektiğine ilişkin, soruları yanıtladı.

Çocukların anlaması için ramazan ayının nasıl tanımlanması gerektiği sorusu üzerine Görgülü, şöyle konuştu:
"Ramazan ayının da evimize bir kere gelen çok değerli bir misafir olarak tanımı yapılabilir. Çocuk eve yakınları ve akrabaları geldiğinde sevinç duyuyorsa, hatta bu akrabalar ellerinde bir hediye ile gelmişlerse bundan çok daha mutlu oluyorsa, ramazan ayı da bize eli kolu hediyeleriyle dolu gelen bir misafir gibidir. Bu ay geldiği zaman evimizi rahmet esintileri kaplıyor, bu ay bize bereketiyle, affıyla geliyor."

Görgülü, üç ayların gelişiyle çocuklara ramazanı anlatmaya başlamanın faydalı olacağının altını çizerek, recep ve şaban ayı ile mübarek gecelerin, kandillerin ramazan ayını karşılamak üzere bir hazırlık olduğunun anlatılabileceğini ifade etti.

"Neden oruç tutuyoruz?"

Çocukların "Neden oruç tutuyoruz, oruç nedir?" sorularına ise Görgülü şöyle cevap verilmesini önerdi:

"(Tutuyoruz çünkü Rabbimiz emretti) demek belki yeterli olmayacaktır. Öncelikle 'Rabbimizin bize verdiği hayat, sağlık, akıl, yeme-içme gibi maddi ve manevi pek çok nimetlerine, ikramlarına bir teşekkür olarak oruç tutarız. Ona olan sevgimizi, şükrümüzü ve bağlılığımızı oruç tutarak gösteririz' şeklinde açıklayabiliriz. Ayrıca öğretmen ve ödev ilişkisi üzerinden çocuğun anlayacağı şekilde örnek vererek, Rabbimizin ramazan ayı içerisinde oruç tutmayı müminlere bir görev olarak verdiğini, bizim de inancımızın bir gereği olarak Rabbimizi memnun etmek, hoşnut etmek ve onun da sevgisini kazanmak için bu görevi seve seve yerine getirdiğimizi anlatabiliriz."

3-4 yaşlarından itibaren çocukların sorgulamaya başladığını belirten Görgülü, "Sorgulamaya başladığı zaman, onun anlayacağı dilde tatlı bir üslupla ramazanla ilgili ön bilgileri verme vaktimizin geldiğinin işaretidir" dedi.

Görgülü, çocukların 'Neden aç kalıyoruz?' sorusuna, "Oruçla, imanımızı güçlendirmiş olduğumuzu, sabretmeyi öğrendiğimizi, dayanma gücümüzün bu vesileyle arttığını, çevremizdeki yoksul kimselerin bir nebze de olsa halini anlayabildiğimizi ifade edebiliriz" diye yanıtladı.

"Çocuklara, 'Anne bu ramazan hiç gitmesin' dedirtmeliyiz"

Görgülü, anne-babalara "Çocuğumuza ramazanı, ramazanın güzelliklerini, orucu anlatmamız, eğer biz o güzellikleri üzerimizde taşımıyorsak, yaşantımızla, davranışlarımızla, sözümüzle bunu ortaya koyamıyorsak hiçbir anlam ifade etmeyecektir" uyarısında bulundu.

"Oruçluyum seninle oynayamam", "Oruçluyum aman bana dokunma" gibi ifadelerle çocukların isteklerinin karşılıksız bırakılmasının onun üzerindeki olumsuz etkisine dikkati çeken Görgülü, "Bu tür anne ve baba tutumları çocukta, orucun, hoş, güzel, yapılması gereken bir davranış olarak gönlüne yerleşmesine yardımcı olmayacaktır. Bilakis belki de gönül dünyasında maalesef oruca karşı menfi bir his yaşatmasına yol açabilecektir" ifadesini kullandı.
Görgülü, oruç tutan anne ve babalara bu konuda şu tavsiyelerde bulundu:

"Çocuklarımıza ramazan öncesinden daha hoşgörülü, daha fazla sevgi ve merhametimizi göstererek davranmalıyız ki çocuk hem ramazanı hem orucu bizim davranışlarımız üzerinden tanısın ve sevsin. Çocuk şöyle demesin 'Ramazan mı, oruç mu bir daha gelmesin evimize, geldiği zaman annem de babam da çekilmez oluyorlar.' Biz ramazanı da, orucu da, namazı da özleten olalım. Çocuklarımıza 'Anne bu ramazan hiç gitmesin evimizden' dedirtmeliyiz."
"Sahurun güzelliğini, rahmetini yaşamasını sağlayalım"

Çocukların güzele karşı bir meyli olduğuna işaret eden Görgülü, "Güzel bir şey gördükleri zaman hissettikleri zaman o tarafa doğru meyil ederler. Ona ulaşmak, onunla hemdem olmak isterler. Çocuğumuz bizimle birlikte oruç tutmak, namaz kılmak isteyecektir" dedi.

Görgülü, bir çocuğun namaz kılan bir anne babanın üstüne çıktığını, önünde oynadığını anımsatarak, "Çocuğun büyükleriyle o anda o havayı solumak istediğinin işaretidir bu davranışı aynı zamanda" değerlendirmesinde bulundu.

Bu kapsamda sahura kalkmak isteyen çocukların da bu isteğinin karşılanması gerektiğine değinen Görgülü, şöyle konuştu:

"Bizim çocuğumuza merhametimiz, 'Aman uykusu bölünmesin, sahura kaldırmayayım' demek değil, bilakis oruç tutmayacak olsa bile sahura kalkıp o anın rahmetini, bereketini, sahur sofrasındaki güzelliği yaşamasını sağlamaktır. Bizim çocuğumuza merhametimiz onu namazdan, oruçtan uzak tutmak değil, onu namazla buluşturacak, sevdirecek ortamları imkanları ona hazırlamak. Mesela birlikte teravih namazına gitmektir."

 "Çocuk oruç tutarak büyüdüğünü göstermek ister"

Çocuğa oruç tutmanın ve namaz kılmanın farz olmadığını hatırlatan Görgülü, ancak bunun çocuğun oruçla ve namazla buluşturulmasına da engel olmadığına dikkati çekti. Küçük yaştan itibaren bu ibadetlere alıştırılması gerektiğini vurgulayan Görgülü, "Farz olma çağına geldiği zaman çocuk zorlanmadan, isteksizlik göstermeden orucunu tutabilsin, namazını kılabilsin. 'Ben de sizinle birlikte oruç tutmak istiyorum' isteğini ortaya konduğu andan itibaren çocuklarımıza, 'Tabii ki yavrum ne kadar güzel olur' diyerek onu cesaretlendirmemiz lazım" ifadesini kullandı.
Görgülü, küçük yaştaki çocuklara 'Senin orucun birkaç saatlik de geçerlidir. Sen böyle tutmakla da sevap kazanmış olursun' diyerek, dayanabileceği süre içerisinde oruç tutmasının sağlanabileceğini belirtti.

"Çocuk oruç tutarak büyüdüğünü göstermek ister" yorumunda bulunan Görgülü şöyle devam etti:

"Orucun yetişkinlere ait bir ibadet olduğunu kavradığı zaman çocuk 'Ben de büyüdüm, ben de oruç tutabiliyorum' diyerek büyüdüğünü göstermek ister. Bize düşen ona destek olmaktır."

"Evimizde çocuk iftarları verebiliriz"

Görgülü, ramazanı çocuklara sevdirmenin yollarını ise şöyle sıraladı:

"Evimizde çocuk iftarları verebiliriz. Davetçi listesine kendisine bırakırız. 'arkadaşlarını sen davet edebilirsin, menüyü sen seçebilirsin ve senin istediğin şekilde sofrayı donatabiliriz' denebilir.

Çocuk evlerine, sevgi evlerine beraber giderek, oradaki kardeşleri ile tanışmaları ya da onları evlerimize davet ederek ortak iftar sofralarında buluşmaları temin edilebilir. O çocuklara kendi harçlığından bir takım küçük hediyeler alıp götürmesi sağlanarak, paylaşımı öğrenebilir.

Çocuklarımızın mülteci aileleri yaşadıkları ortamda ziyaret etmesi de önemli. Dolayısıyla oyuncaklarından, giysilerinden bir hediye paketi hazırlatarak mülteci çocukları ziyaret çok anlamlı bir davranış olacaktır."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.