Büyük Casusluk Numarası Çekiliyor

Büyük Casusluk Numarası Çekiliyor
Amerika ve İsrail teknolojinin nimetlerini casusluk faaliyetleri için sonuna kadar sömürmeye niyetli görünüyor. Son icat ise sanal alışveriş güvenliği için göz kırpmanın kullanılacak olması. Habervaktim bu işin arka planını açıklıyor.

Yemek yenmeden önce çekilen selfieler, protesto için paylaştığınız Filistin mesajı, hatta Ermeni soykırım iddialarına dikkat çekmek için paylaştığınız bir haberin linki, hiçbir bilgi kırıntısı ziyan edilmiyor. Bu bilgiler süzülerek, her türlü bilgiye erişiliyor. Hatta internette girdiğiniz yerden konumunuz bile tespit ediliyor. Büyük casusluk ağı sizi ve bu ağa giren herkesi tırnağından saçının ucuna kadar izliyor.

BU UYGULAMALAR NEDEN HEP AYNI MERKEZLERDEN ÇIKIYOR

Esasında fikir olarak bu tip konular farklı yerlerden de geliyor ancak bu tip işlerde yatırım gerektiği için sermayesi olmayan fikir sahiplerinin sonu pek parlak olmuyor. Örneğin yıllar önce Facebook’tan çok daha önce kendi dilinizle yazı yazabildiğiniz Facebook benzeri bir siteyi Türk bir yatırımcı düşünmüş ve fikrinde patentini almıştı. Örnek yazılım ise Jazbook olarak görücüye çıkarılmıştı. Patent sahibi ile konuştuğumuz “JAZ” ‘ın El-Cezeri’den geldiğini dile getirmiş ve Facebook’un patent için kendisiyle görüştüğünü dile getirmişti. Onlar patenti bize sat derken kendisi ortaklı teklif etmiş adamlar ise açık açık “sermaye olmadan bu proje yürümez, kendin yapamayacağına göre ya bize sat ya da patent hakkının süresinin dolmasını bekleyeceğiz” demişlerdi. Kendisiyle irtibatımız koptu ancak Jazbook şu anda var olmadığına göre sonuç belli.

NEDEN HERŞEYİN WEB ORTAMINDA OLMASINI ÖZENDİRİYORLAR

Amerika, İsrail ve bu düzeni yönetenler artık her şeyin Webde olmasını özendiriyorlar. Eskiden ICQ, MSN benzeri yazışma araçlarının yerini şu anda Facebook, Twitter almış durumda. Mobil ortamlar için kullandığınız WhatsApp, Viber gibi uygulamalarda dönüp dolaşıp bu ortama dayanıyor. Kısaca sesiniz, mesajlarınız, paylaşımlarınız her şeyiniz ama her şeyiniz bu ağ için değerli ve buna göre davranıyorlar.

İsrail’i protesto için düzenlenecek yürüyüşten haberleri oluyor, yaktığınız bayraktan haberleri oluyor. Beğen’e tıkladığınız sayfalardan kişilik analiziniz yapılıyor.

YENİ NUMARALARI RETİNA VERİTABANI OLUŞTURMAK

Amerika ve İsrail’in kendi faaliyetleri için harekete geçirmeye çalıştıkları en son ve en önemli tuzak ise sözde online alışverişte güvenlik için kameraya bakmanızın istenmesi.

Bunda ne var ki diye düşünüyorsanız biraz daha düşünün. 14 megapixel bir kamerada verilen bir poz veya videodan gözünüzdeki retinanın fotoğrafını çekecekler ve bunu sizin elinizde zaten hazır bekleyen profili ile eşleştirmeyecekler öylem mi?

Haberde diyor ki “Mastercard internetten alışverişlerde ödemeyi onaylamak için kullanılacak bir yüz tanıma programı uygulamasını test ediyor. Teste katılan kullanıcılar tıpkı ‘selfie’ çeker gibi telefonlarını yüzlerine kaldırıyorlar ve bu şekilde internetten satın aldıkları şeyin ödemesini onaylamış oluyorlar.CNN'e konuşan şirketin güvenlik uzmanı AjayBhalla‘Selfie'leri seven yeni nesil... bence bu uygulamayı da çok sevecek’ diyor.BBC'ye konuşan başka bir uzman ise yüz tanıma sisteminin fazladan güvenlik önlemleriyle kullanılması gerektiğini söylüyor.
Pen Test Partners'ta güvenlik araştırmacısı olarak çalışan KenMunro‘Google Android telefonlarda yüz tanımayı kullanmayı denedi ve ilk zamanlarda çok fazla sorun yaşadı.İnsanlar sadece birinin fotoğrafını çekip onu kameraya doğru tutarak telefonu kilitleyebileceklerini fark ettiler’ diyor.”

Google da yüz tanıma sisteminin telefona çizilen bir şekilden ya da bir PİN kodundan ve şifreden daha az güvenli olduğunu kabul etmiş durumda. Mastercardise bu özelliği kullananlardan gerçekten insan olduklarına kanıt olarak göz kırpmalarını istiyor. Ancak bu özellik de geçmişte atlatılmıştı.KenMunro“İnsanlar fotoğraf çekerek onlardan bir animasyon yaptılar, fotoğrafların üzerine gözkapağı çizdiler (ve oynattılar), o zamandan bu yana biyometrik gelişti ama henüz o noktada değiller" diye de ekliyor.

Şimdi gelelim işin asıl acıklı tarafına, diyelim ki bu yüz şeklinizin depolandığı veritabanı çalındı o halde ne yapacaksınız? Şu anda şifrenizi canınız sıkıldığı anda değiştirebiliyorsunuz. Peki, yüzünüzün fotoğrafı şifreniz ve bu çalındı ne yapacaksınız? Polat Alemdar gibi estetik ameliyatla yüzünüzü mü değiştireceksiniz?

PEKİ, BUNCA ZORLUĞA RAĞMEN BU SİSTEMİ NEDEN KURUYORLAR?

Aslında güvenlik filan bu sistemi kuranların umurunda filan değil. Günümüzdeki çok yüksek çözünürlüklü kameralar ile yüzünüzün bu kadar yakından çekilmesi ile havaalanlarında konulan ve gözünüzün retinasını tarayan kimlik kontrolü cihazlarının taraması arasında bir fark yok.

Günümüzde Mastercard ve Visa ile bu şirketler dünyanın her tarafına girmiş durumdalar. Cebinizdeki her kart onlara ait. Eğer bu sistemi oturturlarsa Afrika sahrasındaki pigmelerin bile retinalarını elde etmiş olacaklar. Bu durumda bilgiler eşleştirilecek ve Facebook’ta sakıncalı bir mesaj atan kişi Avrupa’da terörist adayı diyerek paketlenip gönderilecek. Hatta potansiyel sanık diye belki de infaz edilecek.

Bizim ülkemizde birileri mahremiyet diye avuç içi kontrolünü mahkemeye taşırken batılıların geldiği nokta işte bu. Üstelikte kazın tüylerini acıtmadan yoldukları ortada. “Kim Kardashian gibi selfie çekelim, çılgın pozlarda çekilmiş selfie paylaşıp kız tavlayalım” dedirte dedirteselfileri hayatın için soktular. Şimdi güvenlik önlemi olarak zayıflıklarına rağmen bunu lanse edecekler ve retina veritabanı oluşturacaklar.

Diyelim ki sizi bir kere hedefe koydular! O zaman ne yapacaksınız? Azınlık Raporu filminde ki TomCruise gibi gözlerinizi mi nakil yapıp değiştireceksiniz?

Habervaktim.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum