Ramazan-ı Şerifin son 10 günü

Ramazan-ı Şerifin son 10 günü
İtikafa girenler geceli gündüzlü mescide kapanırlar. Vaktini zikir ile ziynetlendirir, Kur'an-ı kerim okur, namaz kılar, dünya kelâmından kaçınırlar.

Bazı sünnetler var ki maalesef unutuldular. Bunlardan biri de Ramazan-ı şerifin son on günü itikâfa girmekti mesela. Eskiden hatırlarız camilerin kapılarında kilit olmazdı, dileyen dilediği vakit girer, huzur ile ibadetini yapar. Bilhassa yaşlılar mescid kuşuydular, namaza herkesten önce gelirler, en son kalkarlar. Çekilir köşelerine tesbihlerini ellerine alırlar. 

Ramazan-ı şerifin son on günü itikafa niyetlenir, geceli gündüzlü mescide kapanırlar. Bu süre zarfında Kur'an-ı kerim okur, namaz kılar, vakitlerini zikir ile ziynetlendirir, dünya kelâmından kaçınırlar. 

Esasen caminin adapları vardır ki her Müslüman bunları bilmeli ve uymalıdır. Abdestli olmak, necasetten arınmak, nutuk atmamak, teganni yapmamak, alıp satmamak, kavga etmemek, dilenmemek, sarkıntılık eden dilenciye para vermemek ve yol haline getirmemek gibi… 

Ramazan-ı şerifte itikâf eden, camide yiyip içer, yatar. Abdest için çıkabilir dışarıya. Resulullah Efendimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: (İtikâfta olan, günahlardan uzaklaşır, her iyiliği işlemiş gibi sevaba kavuşur.) [İbni Mace]

(Ramazanda on gün itikâf eden, iki defa [nafile] hac yapmış gibi sevap kazanır.) [Beyhekî]

(Allah rızası için bir gün itikâf, insanı Cehennemden çok uzaklaştırır.) [Taberanî]

Resulullah efendimiz, (Mirac gecesi, beşinci gökte, Osman'ın suretini gördüm. Bu mertebeye neyle eriştin, dedim. Mescitte itikâf etmekle diye cevap verdi) buyurdu. (M. Çihâr Yâr-i Güzin)

Hastam iyi olursa, Allah rızası için, şu kadar gün itikâfa gireceğim demek adak olur. (S. Ebediyye)

İtikâfa girenin oruçlu olması şarttır. Sadece Şâfiî'de oruçlu olma şartı yoktur. Diğer üç mezhepte oruçlu olmak şarttır. İtikaf, İmam Zührî'nin ifadesiyle amellerin en şereflisidir. Çünkü bu sayede kalbler, bir süre olsun dünya işlerinden kurtularak Hakk'a yönelir. Allahü teâlânın evleri olan camilerden birine bu şekilde kapanan bir mü'min, manen çok kuvvetli bir kal'aya sığınmış, Allahü teâlânın feyiz ve inayet kapısına kendisini atmış olur. On gün boyunca itikâfa girmek elbette çok güzel ama bunu yapabilecek kadar zamanı ve imkânı olmayanlar, yapabildikleri kadar yapmalı sevabından mahrum kalmamalıdırlar. Nitekim Efendimiz, “Bir devenin iki sağımı kadar itikâf eden, bir köle azat etmiş gibi sevap kazanır” buyurdular. Demek ki on günden az da itikâf yapılabilir. Bir gün veya birkaç saat gibi... Kadınlar camide itikâf yapmaz. Evde eğer mescit olarak kullandıkları bir oda varsa, orada itikâfa girebilirler. Yemek, temizlik gibi ev işlerini yapmaz, sadece ibadetle uğraşırlar. Abdest gibi zaruri işleri yapmanın mahzuru olmaz. Ramazanın son on gününde olanı sünnet-i kifâyedir. 

İslâm büyüklerinden meşhur Atâ bin Ebû Rebâh buyurdu ki: “İtikafa çekilen kişi, ihtiyacından dolayı büyük bir zatın kapısında oturup, 'İhtiyacımı yerine getirmedikçe buradan ayrılıp gitmem diye yalvaran bir kimseye benzer ki, Allahü teâlânın bir mabedine sokulmuş, 'Beni affetmedikçe buradan ayrılıp gitmem' demektedir” Bir mü'minin her gün azalan hayat günlerinden istifade ederek böyle kudsî bir yerde bir müddet Rahim, olan Yaratıcı'sına olanca varlığıyla yönelip saf bir gönül ve nezih bir dil ile ibadet ve taatte bulunması, manevî bir zevke dalması çok müstesna bir ganimettir. İtikafa çekilen kimse, burada geçirdiği bütün vakitlerini namaza tahsis etmiş demektir. Çünkü fiilen namaz kılmadığı vakitlerde de, cami içinde namazı bekler bir haldedir. Bu şekildeki bir bekleyiş de namaz hükmündedir.

10 gün boyunca camiden çıkmayacaklar

Kayseri'de, itikaf sünnetini yerine getirmek isteyen 60 kişilik grup, dış dünyayla irtibatlarını keserek, ramazanın son günlerini camide ibadetle geçiriyor. Aralarında çocukların da bulunduğu gruptakiler, sünneti yerine getirebilmek için, geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da ramazan ayının 19. gününden itibaren Hacı Kılıç Camisi ve Medresesi'nde itikafa girdi. Geceleri camide ibadet ederek geçiren gruptakiler, Kur'an ve dini kitaplar okuyup, kaza ve tespih namazları kılarak, günün büyük bölümünü ibadetle değerlendiriyor. Mukabele yaparak Kur'an'ı hatmeden gruptakiler, zorunlu haller dışında dışarı çıkmayarak, caminin bitişiğindeki tarihi medresenin bölümlerinde dinleniyor, iftar ve sahurlarını burada yapıyor. Ramazanın son gününe kadar vakitlerini gece gündüz ibadetle geçirdikleri belirten Bünyamin Karadağ, “İtikaftaki kişi zaten sürekli ibadet halinde sayıldığı için, abdest tazelemek için bile gidip gelse iki vakit arası namazdaymış gibi sevap alıyor. Burası tarihi bir cami ve medrese. İtikaf için çok uygun. Burada 70 yaşından büyükler de var 15 yaşında olanlar da” dedi. 15 yaşındaki Yunus Emre de itikafı ailesinden ve yakın çevresinden duyduğunu ve araştırmaları neticesinde itikaf programına katılmaya karar verdiğini söyledi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.