Milli Zafer Milli Gün
Bugün Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 41. Yıldönümü. Kıbrıs Adası’ndaki Müslümanlara yapılan zulmü ortadan kaldırmak için Erbakan Hocanın verdiği tarihi harekât emriyle 20 Temmuz 1974 tarihinde ordumuz aşılmaz denilen Beş Parmak Dağları’nı kısa sürede aşarak başarılı bir harekâtla Müslümanları zulümden kurtarıp, adada tekrardan huzur ve barışı tesis ediyor. Ve böylece Kıbrıs zaferiyle necip milletimiz 200 yıl aradan sonra tekrardan toprak kazanmış oluyor.
HAREKÂTLA İSRAİL’İN 5 BİN YILLIK PLANINA HANÇER SAPLANDI
Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası kazanılan zafer sonucunda elde edilen Ada toprakları ayrıca İsrail’in 5 bin yıllık Arz-ı Mevud (Vaat Edilmiş Topraklar) hayaline de bir hançer gibi saplandı. Çünkü Kıbrıs adası İsrail’in hayali olan ve tahrif edilmiş Tevrat’ta yer aldığı söylenen Arz-ı Mevud topraklarının içinde yer alıyor. İsrail Devleti’nin devlet stratejisi olan Arz-ı Mevud’u gerçekleştirme hayalinin her geçen gün daha da artığını gördüğümüz şu günlerde Kıbrıs Adası’nın önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.
Kıbrıs Adası Müslümanlar için stratejik bir ada olmasının yanında Peygamber Efendimizin (S.A.V) Halası Ümmü Haram’ın (R.A.) (Hala Sultan) kabrinin bulunması hasebiyle manevi olarak da önemli bir ada. Adayı ilk olarak Hz. Osman (R.A) fethetti. Daha sonra 13–16. yüzyıllarda korsanlık yöntemiyle Venedikliler ve Cenevizliler denizcilikte ileri gittiklerinden Kıbrıs’a hâkim oldular. O dönemde Kıbrıs’ın yerli halkı durumundaki Ortodoksların, söz konusu Katolik korsanların elinden çekmedikleri kalmadı. Zulüm nerde varsa onu ortadan kaldırmayı kendine şiar edinen Osmanlı İmparatorluğu bu zulme de göz yummadı. Lala Mustafa Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu, 40 bin şehit vermek pahasına da olsa 1570’te Kıbrıs’ı fethetti. 1878 yılına kadar adaya huzur ve barış hâkim oldu. Osmanlı Devleti tarafından fethedilen Kıbrıs adası 1878 yılındaki Berlin antlaşmasına kadar doğrudan Osmanlı Devleti tarafından yönetildi. Berlin antlaşması ile İngiltere’nin adada asker bulundurması ve adayı yönetmesi kabul edildi. Böylece ada Osmanlı toprağı olarak kalacak ancak yönetimi İngiltere tarafından yapılacaktı. Osmanlı Devletinin İngiltere ve müttefiklerine karşı 1914 yılında Almanya’nın yanında savaşa girmesi üzerine İngiltere 5 Kasım 1914’te adayı ilhak ettiğini açıkladı.
ENOSİS
Enosis, Megali İdea hedefi çerçevesinde Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanmasını, ilhak edilmesini ifade etmektedir. Kelime anlamı ile “ilhak “ demek olan Enosis (yani adanın Yunanistan’a bağlanması) ilk Megali İdea haritasının çizildiği 1791 yılından beri gündemde olan bir konudur. Bir anlamda Kıbrıs sorununun da bu tarihten itibaren Var olduğu söylenebilir. Yunanistan’ın Kıbrıs’ı talep etmesi ise 30 Aralık 1918 yılında gerçekleşti. 18 Ekim 1828 tarihinde İngiltere, Rusya ve Fransa’ya bir nota veren Yunanistan, resmen ilk kez Enosis fikrini ortaya atmış ve adanın kendisine bağlanmasını istemiştir.
LOZANLA ADANIN İNGİLTERE’YE AİT OLDUĞU KABUL EDİLDİ
I. Dünya savaşı sonunda yapılan Lozan antlaşması ile de Türkiye, Kıbrıs adasının İngiltere’ye ait olduğunu kabul etti. Böylece Kıbrıs konusu 1950’li yıllara kadar Türkiye’nin iç ve dış siyasetinde yer almadı. 20 Temmuz 1974 yılına gelinceye kadar Kıbrıs’ta yıllarca Müslüman kanı döküldü. Osmanlı’nın dağılması sonrası sömürge devleti İngiltere’nin işgal ettiği Kıbrıs topraklarını İngiltere yıllarca elinde tuttu. Rumların sürekli Enosis (Yunanistan’a Katılma) planları çerçevesinde İngiliz askerleri egemenliği altında binlerce Müslüman Türk vatandaşı hunharca katledildi. 1960 yılında garanti devletlerinin garantörlüğünde kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ömrü de kısa süreli oldu. Çünkü Enosis iddiasında bulunan Rumlar yaptıkları saldırılarla sürekli Müslüman kanı dökmeye devam etti.
İLK MÜDAHELE GİRİŞİMİ VE ABD’NİN TEPKİSİ
Türkiye, Londra ve Zürih antlaşmaları ile adaya müdahale edebilirdi. Bu çerçevede 1964 yılında İsmet İnönü hükümeti TBMM’den Kıbrıs’a müdahale yetkisi aldı. Hükümetin aldığı müdahale yetkisi ve 7 Haziran’da adaya müdahale edeceğini açıklaması Türkiye ile Amerika Birleşik Devletlerini karşı karşıya getirdi. ABD devlet başkanı Johnson 5 Haziran’da Başbakan İsmet İnönü’ye içeriği kaba ve sert olan bir mektup gönderdi. Tarihe Johnson Mektubu olarak geçen ünlü mektupta Türkiye’nin adaya yapacağı müdahalenin iki NATO ülkesini (Türkiye ve Yunanistan) savaş durumuna sokacağı, bunun kabul edilemez olduğu, Sovyetler Birliği’nin Türkiye’ye karşı yapacağı olası bir müdahalede NATO’nun Türkiye’nin yanında olmaya bileceği ve ABD’nin 1947 antlaşması çerçevesinde Türkiye’ye verdiği askeri malzemelerin bu müdahalede kullanılamayacağı sert cümlelerle ifade edildi. Amerika açık bir şekilde Türkiye’yi tehdit ediyordu. Başbakan İsmet İnönü Kıbrıs’a müdahale fikrinden vazgeçmek zorunda kaldı.
ERBAKAN HOCA’NIN HAREKÂT EMRİ
Tarih 1974’ü gösterdiğinde iş başında bulunan Milli Görüş zihniyeti adada Müslümanlara yapılan zulme daha fazla sessiz kalmıyor. Harekât, dönemin Başbakan’ı Bülent Ecevit’in Garantör ülke olan İngiltere’ye gitmek için uçağı daha Etimesgut Askeri Havaalanı’ndan yeni kalkmışken Başbakan Vekili Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan Milli Güvenlik Kurulu’nu acil gündem koduyla topladı. MGK devam ederken yapılan bütün itirazlara rağmen Erbakan Hoca, dönemin Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar’a gemilerin yola çıkması için o tarihi emri verdi. Dönemin CHP Genel Başkanı ve Başbakan Bülent Ecevit’in Batılı güçlerden çekinmesine rağmen koalisyon ortağı MSP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın verdiği tarihi emir ve kararlı tavrı sonrası akan kan durduruldu.
İNGİLİZ BELGELERİNE GÖRE DE HAREKÂTIN MİMARI ERBAKAN
Geçtiğimiz yıllarda ortaya çıkan İngiliz belgelerinden de Kıbrıs Barış Harekatı’nın emrinin Başbakanı Bülent Ecevit’in değil, Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca tarafından verildi ortaya çıktı. İngiliz Arşivleri’nde yer alan dönemin belgelerini tarayan Tarihçi Doç. Dr. Mustafa Sıtkı Bilgin, yaptığı araştırma sonucunda gerçekleri belgeleriyle gün yüzüne çıkardı. Bilgin İngiliz arşivlerinden ulaştığı belgelerde; Ankara’daki İngiliz büyükelçinin, İngiliz Dışişleri’ne yazdığı raporlar ve İngiliz Başbakanı ve kabinesinin konuyu değerlendirirken, oraya katılan devlet adamlarının konuşma tutanaklarından anlaşılıyor. Ecevit’in Londra ziyareti ve Türk ile İngiliz hükümeti arasındaki yazışmalardan da Ecevit’in harekat konusunda isteksiz davrandığı ve savaşa girmeden bir çözüm aradığı görülüyor. Belgelere göre Kıbrıs Harekatı’nın yapılmasında, Necmettin Erbakan daha aktif ve istekli. Ecevit’in ise savaşa yanaşmadığı görüntüsü ortaya çıkıyor. Dönemin İngiltere Büyükelçiliği’nden giden raporlarda Erbakan’ın Genelkurmay ile aynı çizgide ve harekâtın gerekli olduğunu, niyetinin tüm Kıbrıs’ın alınması olduğu belirtiliyor.
20 Temmuz bayram ilan edilsin
Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak Kıbrıs Barış Zaferinin 41. Yıl dönümü münasebetiyle bir kutlama mesajı yayınladı. Kamalak “Bu zafer batılı küresel güçlerin her türlü ambargo, tehdit, şantaj ve dayatmalarına karşı milletimizin ortaya koyduğu onurlu bir duruş ve destansı bir zaferdir. Kıbrıs Barış Harekatı’ndaki ruh ve şuurun gelecek nesillere aktarılabilmesi için 20 Temmuz Milli Bayram ilan edilmelidir” dedi.
PARTİMİZİN RUHU KIBRIS ZAFERİNİ KAZANAN RUHTUR
Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak Kıbrıs Barış Zaferinin 41. Yıl dönümü münasebetiyle bir kutlama mesajı yayınladı. Kamalak “Bu zafer Batılı küresel güçlerin her türlü ambargo, tehdit, şantaj ve dayatmalarına karşı milletimizin ortaya koyduğu onurlu bir duruş ve destansı bir zaferdir. Kıbrıs Barış Harekatı’ndaki ruh ve şuurun gelecek nesillere aktarılabilmesi için 20 Temmuz Milli Bayram ilan edilmelidir.” dedi. Saadet Partisinin de 20 Temmuz 2001 tarihinde siyaset sahnesine çıktığını hatırlatan Kamalak “Elbette Saadet Partimizin 20 Temmuz da kurulmuş olması bir tesadüf değildir. İşte Saadet Partisinin ruhu Kıbrıs barış zaferini kazanan bu ruhtur” diye konuştu.
ŞEHİTLERİMİZİ RAHMET VE ŞÜKRANLA ANIYORUM
Bu zafer İslam dünyasının Batılılara karşı son 300 yılda kazandığı en önemli zaferdir. Bu başarılı harekat ile Kıbrıslı kardeşlerimizin acı feryatları dindirilmekle kalmamış o günden bu yana Ada barış, huzur ve istikrara kavuşmuştur. Saadet Partisinin 20 Temmuz günü kurulmasının tesadüf olmadığını vurgulayan Kamalak: “Saadet Partisi 20 Temmuz 2001’de, böylesine anlamlı bir tarihte siyaset sahnesine çıkmıştır. Kıbrıs Barış Harekatı sırasında aziz Milletimizin kararlığı, Mehmetçiğimizin cesaret ve fedakarlığı neyse Saadet Partisinin ruh ve şuuru da odur. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da aynı inanç ve azimle Millete hizmet etmeye ve şartlar ne olursa olsun mazlumların yanında yer almaya devam edecektir. Milletimizin Kıbrıs Barış Harekatı zaferini bir kez daha kutluyor, aziz şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnet ve şükranla anıyorum” ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.