Çözüm Sürecini Kim Bozdu?

Çözüm Sürecini Kim Bozdu?
Suruç saldırısı, iki polisin uykuda şehit edilmesi bardağı taşıran son damla mıydı? Taha Akyol bugünkü yazısında çözüm sürecini kimin bozduğunu yazdı.

Türkiye yeniden kan ve gözyaşının döküldüğü ortama girdi. HDP, PKK ve muhalefet çevreleri gelinen noktanın sorumlusu olarak Erdoğan'ı işaret ediyor.  İşte bu görüşe şiddetle itiraz eden isimlerin başında gelen Taha Akyol'un "Kim bozdu?" başlıklı bugünkü yazısı yine ses getirecek.

Geçtiğimiz hafta 'Dolmabahçe mutabakatını Erdoğan bozdu' diyen Demirtaş'ı zor durumda bırakacak arşiv bilgilerini yazarak gündeme oturan yazarın, eleştiri oklarının hedefinde KCK vardı.

"Hür seçimlerin yapıldığı ve ilgili partinin de yüzde 13 oyla parlamentoda yer aldığı bir ülkede terörü, değil haklı saymak, mazur görmek bile mümkün müdür?" diye soran yazar, yazısına böyle devam ediyor:

PKK'NIN SINIR DIŞINA ÇEKİLMEMESİ BAŞLI BAŞINA SABOTAJDI

"Söz PKK'ya gelince "PKK da sütten çıkmış ak kaşık değil ama" diyerek eleştiriden sakınmak ve terör suçunu Erdoğan'a yıkmak yanlıştır. Çünkü PKK ya da Kandil başından beri "çözüm süreci"ni içine sindiremedi, ayak sürüdü, aksine açıklamalar yaptı. Öcalan'ı bile aşan maksimalist şartlar ileri sürerek süreci sabote etti. Yazılarımda PKK'nın bu yöndeki açıklamalarından örnekler verdim. Öcalan'ın 21 Mart 2013 çağrısına rağmen PKK'nın sınır dışına çekilmemesi bile çözüm sürecine başlı başına bir sabotajdı."

Dolmabahçe mutabakatının açıklandığı 28 Şubat 2015'te KCK üyesi Mustafa Karasu'nun zehir zemberek sözlerini bir kez daha hatırlatan Akyol, önemli dönemeçlerde PKK'nın tavırlarını ve totaliter savaş ideolojisini dikkate almadan doğru tahlil yapılamayacağı görüşünü paylaştı.

ÖCALAN TEŞEKKÜR ETMİŞTİ

"11 Temmuz'da Öcalan, İmralı'ya giden Leyla Zana ve arkadaşlarına yaptığı açıklamada, kanunun çıkmasını sağlayan "bütün parti, kurum ve şahsiyetlere" teşekkür etti. Abdullah Öcalan 2 Ekim'de, devletle yapılan görüşmelerin "müzakere yanı ağır basan bir kararlılıkla sürdüğünü" ve "yol haritasının ortaya çıktığını" da söyledi... Demek ki süreç yolunda gidiyordu...

KCK VESAYETİ

Fakat 6-7 Ekim'de KCK vandalizm olaylarını düzenledi. 11 Ekim'de de Cemil Bayık, KCK adına Kandil'de Alman ARD'ye "Gerillayı Kuzey'e geri gönderdik" diye açıklama yaptı; yani Türkiye'ye! KCK hep Öcalan'ı da aşan aşırı şartlar ileri sürerek süreci sabote etti... Bu tür süreçlerde siyasi iniş-çıkışlar olabilir. Sağ ve sol her demokrat aydına düşen birinci etik görev, teröre her durumda karşı çıkmaktır.

Bu, barış için elzem olduğu gibi, Kürt hareketinin totaliter KCK vesayetinden çıkarak demokratikleşmesi için de gereklidir."

HANGİ GÜN NELER OLDU?

‘Terör örgütlerine yönelik operasyonların siyasi bir proje olduğu’ suçlamalarının doğru olmadığını belirten Başbakan Ahmet Davutoğlu, geçtiğimiz Cuma günü “Teröre Karşı Sivil İnisiyatif” programında operasyonları başlatan olaylara ilişkin, şu dikkat çeken açıklamayı yapmıştı:

9 TEMMUZ

“9 Temmuz’da Cumhurbaşkanımız beni hükümeti kurmakla görevlendirdikten sonra 11 Temmuz’da KCK ateşkesi bitirdiğini ilan etti.

15 TEMMUZ

15 Temmuz’da HDP ile görüştüğümüz saatlerde KCK, ‘devrimci halk savaşı’ başlattığını ilan etti.

19 TEMMUZ

19 Temmuz’da HDP Eş Genel Başkanı sırtlarını PKK’ya dayadığını açıkladı.

Ramazan Bayramından bir gün sonra DAEŞ terör saldırısına başladı. Suruç’ta 32 vatandaşımızı katlettiler. O gün bir erimiz PKK tarafından şehit edildi.

22 TEMMUZ

22 Temmuz’da Bakanlar Kurulu toplantısında bunları değerlendirdik. Bu defa Ceylanpınar’da 2 polisimiz gece uyurken şehit edildi.

Operasyonlar 22 Temmuz’u 23 Temmuz’a bağlayan gece başladı. Şimdi barış güvercinliğine soyunanlar, bunları görmek zorundadır. Böyle bir saldırı karşısında harekete geçmeseydik emin olunuz bugünlerde Türkiye tam bir kaosa sürüklenmiş olurdu.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum